kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kazanmak için önce kaybetmek şart
Kazanmak için önce kaybetmek şart
Evlenince daha seksi olacağım

Evlenince daha seksi olacağım

Son reklam filmindeki İtalyan tiplemesiyle konuşulan Mustafa Sandal'la çok özel.

Bıyığın patenti olmaz. Var sa da bilmiyorum. Cem Yılmaz'a benzetilmek saçma...

Kadınlar önemli. Beni en çok besleyen şey bir kadının sıcaklığı, ilgisi...



Kazanmak için önce kaybetmek şart

"Yıllar önce albümüm 3 buçuk milyon satınca şaşırdım, biraz da şımardım" diyor Mustafa Sandal. Şimdi Avrupa'da şöhretin ilk günlerinde olduğu gibi bir sınav veriyor; her şeyin ruhuna dokunarak, herkesin gözünün içine bakarak.

Aslında konumuz belliydi... Yurtdışı çalışmalarını, Avrupa'da müzik listelerindeki yerini, yeni reklam filmini, eleştirileri, beğenileri ve tabii büyük aşkı Emina'yı konuşacaktık... Ama karşınızdaki kişi Mustafa Sandal olunca sınır koymak mümkün değil. Zaten kendisi de söylüyor; 'bir şeyi yapıyor gibi' olmak onu hiç heyecanlandırmıyor. Ama galiba heyecan olmadan da hiçbir şey başarılamıyor. Bütün hayatını konuştuk. Ailesini, anne baba ayrılığını (6 yaşındayken ayrılmışlar), onlarla olan ilişkilerini (Annesi onu dünyaya getirdiğinde 17 yaşındaymış. Birlikte büyüdüklerini söylüyor. Babasıyla ise ergenlik döneminden sonra yakınlaşmış), İsviçre ve Amerika'daki okul yıllarını (En yakın arkadaşı Mert Çiller'miş), 11 yaşındaki yalnızlığını (İsviçre'deki yatılı okulda ilk gecesinde sabaha kadar ağlamış), isteklerinin peşinden koşarken hiç vazgeçmemesini... Sonuç? Kendisinin de dediği gibi bence de dünyanın her yerinde yaşayabilecek bir dünya vatandaşı...

* Heyecan olmazsa, Mustafa Sandal olmaz mı? Ben böyleyim. Yaşayarak anlatmayı seviyorum. Yaşatmayı ve anlattığım şeyin içine çekmeyi seviyorum. Belki de doğrudur, insanları etkilemeyi seviyorumdur.

* Girdiğin ortamın yıldızı sen mi olmalısın? Şu an öyle bir açlığım yok. Ama ergenlik yıllarında ve üniversite yıllarında girdiğim ortamın yıldızı olmak değil ama dikkat çekmek istiyordum. Mutlaka başarıyordum da.

* 11 yaşında okul için yurt dışına gidiyorsun. Bu bir çocuk için zor bir süreç olmalı... Annem beni okula bırakırken, yüzüne baktım ve 'Seni hayatım boyunca affetmeyeceğim' dedim. Zor bir şeydi. O gece sabaha kadar ağladım. İsviçre'ye Mert Çiller'le birlikte gittik. Burada, okulda ayrılmaz ikiliydik. İyi ki beraber gittik. Ama ikimiz Türk olduğumuz için aynı odada kalamadık. İngilizceyi hiç bilmiyordum.

* Orası neler öğretti? Savaşmayı, dünya vatandaşı olmayı öğretti.

* Avrupa'da müzik listelerinde ilk sıralardasın. Zor mu oralarda başarmak? Beni dünyanın neresine gönderirseniz gönderin, yaşarım. Ama yurtdışında müzik için ter dökmek başka bir şey. 2 buçuk senedir bunun mücadelesini yaşıyorum orada. Ve bu sene kabul görmeye başladım. Çünkü gözle göremediğin bir duvar var karşında. "Aya Benzer' şarkım listelere girdi. İlk ona giren şarkıları müzik kanallarının çalma zorunluluğu var ama çalmadılar. Adamlar, 'Biri gelsin de, müzik listelerimize girsin' diye bir beklenti içinde değiller. Benim arkamda Universal ve prodüktörüm Tom Bohne olmasaydı çok zor olurdu. Avrupa'daki çevresine 'Ben Mustafa'ya inanıyorum. Biz onunla uzun vadeli bir çalışma içindeyiz' mesajı verdi. Bana inandı. 'Bu zorlu bir süreç, dayanabilecek misin?' dedi.

KOMPLEKSLERİM YOK

* Türkiye'de milyonluk satış rakamlarına ulaşmak yetmiyor değil mi? Siz orada bir numara olsanız da adamların bir tavrı var. Top of the Pops programına katıldım. Çekimlerden önce beni yerin üç kat altında, camsız bir odaya koydular. Yukarıda ise Enrique Iglesias, Christina Aguilera vardı. Ama ben ne yaptım? Program bittikten sonra prodüktörün yanına gittim, elini sıktım, gözlerinin içine bakarak teşekkür ettim. Vazgeçmedim yani, kompleks de yapmadım.

* Risk almayı sevdiğini söyleyebilir miyiz? Tabii ki bir risk. Ama yıllarla birlikte olgunlaşıyorsun. Her şeyde... İlişkilerinde, yaptığın müzikte, sahne performansında... Eleştirilere karşı da olgunlaşıyorsun. Çok sakinim, toleranslıyım. Eskiden daha heyecanlıydım.

* Var mıydı hatalar? İkinci albümümden sonra şaşırmıştım biraz. Listelere bakıyordum, birinci sırada 'Araba', ikinci sırada Ferda Anıl Yarkın için yazdığım 'Sonuna Kadar', üçüncü sırada Asya için yaptığım 'Beni Aldattın.' 26 yaşındasın ve bu başarıdan sonra 'Ben ne yaparsam olur' psikolojisine giriyorsun. 3 buçuk milyon satan 'Araba' albümünden sonra "Aya Benzer'i yaptım. Acele bir albümdü. 'Ben bunları yaptım siz de bunları dinleyeceksiniz' tavrı yemedi. İnsanların gözünde 'Mustafa Sandal bu kadar mı?' sorularını gördüm. Ve Allahıma şükür ki öyle bir şey yaşadım. Bir başarısızlık yaşamadan başarının değerini bilemezsin. Kaybetmeden kazanmak 'kazanmak' değil...

* Muhabbet Kart reklam filmini çekerken, bu işin patronluğuna soyunurken her şeyi göze aldın yani? Bir risk aldık mı? Aldık. Biz Hakan Yonat'la bu riski Touareg reklamında aldık. Aldığımız sorumluluğu yerine getirebilmek için gerçekten acı çektik. Ama başardık. Benim için sadece reklamın starı olmak daha kolay ve net bir şey ama yine risk aldım. Bu iş bize emanet edilmişti.

* 'Bıyıklar Cem Yılmaz, Sadri Alışık taklidi' eleştirilerine ne diyorsun? Vallahi bıyığın patenti kimsede yok. Varsa da ben bilmiyorum.

* Cem Yılmaz, reklamdaki tiplemenle ilgili soruya 'Ben ortaokula giderken de Mustafa Sandal vardı' yanıtını verdi. Sence ne demek istedi? Cem'in işi komedyenlik. Ve çok başarılı. Benim işim de müzik. Hayatımı müzikle yaşıyorum. Bu reklam filmindeki karakter benim için farklı bir lezzet. Ben kalkıp, 'Komedide iddialıyım' demiyorum ki. Cem bir skecinde şarkı söylüyor olsa, ona 'Bu şarkıyı söyleme tarzınız Mustafa Sandal'ınkine benziyor' deseler herhalde kendisi de saçma bulur bunu. 'Ne alakası var?' der. Ben de 'Ne alakası var?' diyorum. Sanırım başarılı bir iş olunca taş atanlar oluyor.
DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 Kaptanın seyir dışı defteri
 Cüneyt'le aşkımızı tiyatrodaki kadınlara rağmen kazandık
 İslamcılar hayatla yüzleşti
 Irak'ın Özal'ı olmak isteyen adam
 Etiler'deki eğlenceye tahammül edemiyorum
 Okan'la güzel bir aşk hikayesi yaşadık ama...
 Herkes yolcu biz gazeteciler hancıyız
 Ben de herkes gibi kefeni yırtmak istedim
 Ofis işi istemedim, 'atçı' oldum
 Kadınlar her tür tacizi yapıyor
 Seksi pişmanlıkla yaşadım
 Entelektüel eğlence yazıyorum
 "Niye Kürtlere yardım ediyorsun?"
 Tam bir anne kuzusuyum
 Artık aklım başımda
 Kongre Bush'u azledebilir
 Yabancılar bize zenginlik katar
 Kızlarımı mutlu etmeyi bilirim
 Barış köprüsü kuran türküler
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
Demokrasiyi yaymanın ABD'nin görevi olduğunu savunuyorum
Demokrasiyi yaymanın ABD'nin görevi olduğunu savunuyorum
Robert Kagan Washington Post'un köşe yazarı. Bir dönem ABD Dışişleri...
Sadri Alışık'ı anmak... Ama nasıl?
Sadri Alışık'ı anmak... Ama nasıl?
Belki bu yıl 10. ölüm yıldönümü olduğu için olay biraz abartıldı.
Buyurun Japon sofrasına
Japonya'nın İstanbul Başkonsolosu Yoshikawa'nın öğle yemeği davetinde...
Kardinal'in devrimci aşçısından mutfak duaları
Maestro Martino, Kardinal'in dillere destan San Lorenzo Sarayı'nda...
Pistte daha heyecanlısı yok
Formula 1 yarışının da yapıldığı Hockenheim'da heyecanı son tura kadar süren...
İş jetlerine özel yeni terminal
Atatürk Havalimanı'nda özel uçakla seyahat edecek yolculara yönelik bir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.