Ribery'yi kullanmak

Trabzon'la Fenerbahçe kazandığı için Galatasaray'ın tek çıkar yolu Diyarbakır engelini geçmekti. Beşli savunma ve dörtlü orta saha ile kendi alanına kapanan Diyarbakır'ın oyun yapısı gol yememek üzerineydi. İlk 20 dakikada Galatasaray etkisiz, Diyarbakır dirençliydi. Oyunu Ergün soldan şekillendiriyor ama Galatasaray tek kanatlı uçak gibi Ribery'nin bölgesinden hücum ediyordu. Ayhan'ı hücuma sokmama sonucu Galatasaray sol kanattan gelemiyordu. Hakan-Necati ikilisi Diyarbakır savunmasına yaslanarak oynadıklarından buluştukları topları sürekli geriye, yana pas olarak kullanıyorlardı. Hakan'ı gölge gibi izleyen Cem Beceren ilk toplara kolay müdahale ediyordu.
Ribery, Galatasaray'a geldiğinde tüm oyuncuların ortak yorumu "Balık gibi, tutulmuyor. Topla çok hızlı, yetişmek imkansız. Mükemmel ortalar yapıyor" şeklindeydi. Paslar Ribery'nin koşu yoluna atılması gerekirken Cihan ve Conceiçao Fransız'ı sıkışık alanda topla buluşturuyordu. Oysa Galatasaray'ın etkisiz olduğu dakikalarda gole yönelik yapılan iki ortanın altında Ribery imzası vardı. Cem Beceren'in Hakan'ı itip penaltıya neden olduğu pozisyon öncesinde Şükür'ün önüne topu atan da Ribery idi. Penaltı kararında etkili olan yardımcı hakem Cem Satman'ı pozisyonu takipçiliğinden ve cesur kararından dolayı kutlamak gerek.
Hakan'ın penaltıyı kaçırmasından sonra Hagi, Necati'ye "Çakılı kalmayın, dolaşın" uyarısını yaptı. Hakan ve Necati çapraz koşulara başlayınca D.Bakır savunmasının rahatı bozuldu ve öne çıkmaya başladılar. Bu hamle Galatasaray'a hücum ve pozisyon üstünlüğü getirdi. Ancak iki golcünün gol bölgelerinde buluştukları topları vurup vurmamak konusunda yaşadıkları kararsızlıklar pozisyonlara hançer gibi saplandı. Necati'nin üç puan getiren golünde Orhan Ak'ın ortası mükemmeldi.
Galatasaray, D.Bakır önünde kazanırken inanılmaz pozisyon hovardasıydı. Hagi'nin Ribery'yi oyundan alması da yanlıştı. Sabri dinamizm getirdi ama Ribery gibi topu rakip kaleye çabuk taşıyamadığı için gollük ortalar yapamadı. Galatasaray'da bir stres var. Bunu da kenardan Hagi yüklüyor. Sürekli bağırıyor, futbolcuların aklını karıştırıyor. Değişikliklerde de doğru karar veremiyor.
Bir konu da Galatasaray savunmasıyla Mondragon'un arasındaki uyumsuzluk. Birbirlerine bağırıyorlar ama birbirlerini uyarma konusunda nedense konuşmuyorlar.