kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mahmut Ovur @ SABAH
 
İstanbul'u baharda düşünmek
Kalamış Lisesi konut alanı oluyor
Soru - Cevap
Kent Günlüğü

İstanbul'u baharda düşünmek

İstanbul'a sahip çıkmak için İstanbul'u tanımak, İstanbul'u düşünmek gerekiyor. Çünkü İstanbul, herkesin sahiplenmesine rağmen hâlâ sahipsiz. İki kuşak önce İstanbul'a gelenler dahi İstanbulluyum demiyor, diyemiyor. Kuşkusuz kolay değil İstanbullu olmak. Ama İstanbul'u sahiplenmenin bir yolu olmalı. Son 50 yılda sahiplenmediğimiz İstanbul'u ne hale getirdiğimiz ortada.
İşte bu nedenle İstanbul'u baharda düşünmenin daha etkili olacağına inanıyorum. Düşünür ve tanırsak belki sevebiliriz. Çünkü İstanbul'u bizim sevgisizliğimiz bu hale getirdi. Bahar, bu sevginin yeşermesi için belki vesile olabilir. Bunun için de yazar Beşir Ayvazoğlu'nun dediği gibi 'En iyisi, İstanbul'da yaşama sanatına bizden daha vâkıf olanları yardıma çağırmak'
Örneğin Orhan Veli. Kısa şiirinde bu bahar sevincini şöyle anlatır:
Deli eder insanı bu dünya
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç
İstanbul üzerine kimbilir kaç roman, kaç hikaye, kaç şiir, kaç araştırma yapıldı. Ama bana kalırsa İstanbul'u en güzel bahar üzerine yazılanlar anlatır. İstanbul'un çiceğini, rengini, kokusunu bu yazılanlar sayesinde daha bilinçle izleriz.
Beşir Ayvazoğlu, Yahya Kemal'in 'İstanbul'un öyledir baharı' dizesi başlığıyla yazdığı yazıda şöyle diyor: "İstanbul baharında pembeyi ve beyazı, mor takip eder; erguvan ağaçları, nisan başlarında bütün zenginliklerini teşhir ederek tabiata en duyarsız insanların bile dikkatlerini kendilerine çekmek için çırpınırlar. Hilmi Yavuz'un dediği gibi zaman erguvana bürünür, öyle bir erguvan ki dayanılmaz.
İstanbul'u 'sırf baharı seyretmek için kurulmuş bir köşk'e benzeten Refik Halit Karay, 'İlkbahar' adlı denemesinde, İstanbul ve baharı, altın üzerinde elmas, billur içinde şarap ve güzel gözlerde ihtiras gibi birbirine çok yakışan, birbirine güç ve anlam veren, kısacası birbirini tamamlayan iki farklı güzellik olarak tarif eder."
Ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu. Onun dizeleri İstanbul tarihinin bugüne uzanan serüvenini anlatır.
Ne zaman yolum düşse
Erik ağaçlarını arar gözüm
Ya kedi yavruları gibi sırılsıklam
Ya buram buram bahar içredirler
Ya bütün dalları kırılıp dökülmüş
Her sene kırılır dallar âdettir
Bu yaz geleceğine alâmettir
Beşir Ayvazoğlu, şiirde geçen erik ağaçlarının öyküsünü ise şöyle anlatır: "Bir gün, henüz yeşermeye başlamış bu erik ağaçlarını dibinden keserler. Ve çok geçmeden yerlerinde cascavlak bir apartman yükselir. Bedri Rahmi, şiirinde yedi erik ağacının 1951 baharında kesildiğini belirterek, 1950'den sonraki imar faaliyetleri sırasında, İstanbul'un tarihi ve tabi dokusunda yapılan büyük tahribatı hatırlatmak istemiştir."
Baharla İstanbul arasında işte böyle bir ilişki var. Bu tariflerden biz de payımıza düşeni almalıyız. İstanbul'un güzelliklerini sahiplenmenin bir yolunu bularak, bu gidişe 'dur' demenin zamanı geldi ve geçiyor. Sivil toplumun hızla geliştiği bir dönemde yaşıyoruz. Türkiye'nin ekonomisinden sanatına, kültüründen müziğine yön veren İstanbul, kendi kaderi üzerinde söz sahibi değil. Daha önce de yazdım, İstanbul'da 10 bini aşkın yöresel vakıf ve dernek var.
Ama İstanbul'a sahip çıkan ve kamuoyunda etkili bir sivil toplum örgütü yok.
Peki neden yok? Olması için birşeyler yapmamız gerekmiyor mu? Görüşlerinizi bekliyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Eski Kızılaycılar'ın 'pozitif' yemeği   / 23-04-2005
 Her yerde aynı zihniyet!   / 22-04-2005
 Boğaz'da bir 'zehir hafiye'   / 21-04-2005
 İbrahim Selçuk'un İSKİ merakı!   / 20-04-2005
 Kızılay'da neler oldu?   / 19-04-2005
 Galatasaraylılar ezeli rakibine cevap verdi   / 18-04-2005
 Beyoğlu geçmişini kucaklıyor   / 17-04-2005
 Eğlence sektörü kan ağlıyor   / 16-04-2005
 Fenerli taraftarın arazi isyanı   / 15-04-2005
 Kartal'da AK Parti direnişi   / 14-04-2005
REHA MUHTAR
2 ayda 8 kilo
Dün "Yaz geliyor, nasıl...
ALTAN TANRIKULU
Birleşmiş Milletler mi, Birleşmiş Şirketler mi?
Dünya...
MEHMET BARLAS
Reha Muhtar bizlere balans ayarı yaptı ya
Reha Muhtar'ı...
İLKER SARIER
Müşteri memnuniyeti
En sevdiğim laflardan biri de şu,...
MAHMUT ÖVÜR
İstanbul'u baharda düşünmek
İstanbul'a sahip çıkmak için...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Bayrak yakmak, bayrak asmak...
Tesadüf bu ya...
SAVAŞ AY
Hiişt amca nereye?
Milliyet'in Cağaloğlu'nda...
HINCAL ULUÇ
Dünyanın En Seksi 10 Kadını..
Kardeş dergimiz FHM,...
Çifte standart!
Çifte standart!
Tahkim Kurulu, Gökdeniz'in iki maçlık cezasına yapılan itirazı geri...
Sakarya hazırkıta
Sakarya hazırkıta
Küme düşme korkusu yaşayan Sakaryaspor, Ç.Rize'yi ağırlıyor.
Kardak Adası'nda kriz Bodrum'da sirtaki
Yunanlı çocuklar Bodrum'da 23 Nisan kutlamalarına katılırken...
Polonya elçisine 'soykırım' sitemi
Erdoğan, resepsiyona katılan Polonya Büyükelçisi'ne şöyle dedi: Bize...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu