kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hayatımızı işgal eden reklamlar
Hayatımızı işgal eden reklamlar

Paris Reklam Müzesi'ndeki "Her şey reklam" adlı etkinlik, son otuz yılda reklam sektörünün hayatımızı nasıl yönlendirdiğini anlatıyor. Sergi, petrol krizinin damgasını vurduğu 70'li yıllardan başlıyor.

Hatırlarsanız, bundan birkaç yıl önce, akıntıya tamamen ters kürek çeken bir avuç akıllı insan ortaya çıkmış ve reklam tabelalarının kentlerde metrekarelerce alan işgal etmesini protesto etmeye başlamıştı. Naomi Klein'in "No logo" kitabında uzun uzun anlattığı reklam karşıtı kampanyalar, elbette ki bu kuvvetli sektörü hayatımızdan silmeye yetmedi ama kendisi, The Times tarafından "Dünyanın en etkili insanlarından biri" seçildi. Bir de - hadi iyimser olalım - önayak olduğu gösterilerle tüketim "manyaklığına" biraz olsun dizgin vurulmasını sağladı. Ama elbette ki, reklam sektörünün hayat alanlarımızı işgali öyle devasa boyutlara vardı ki, artık ben buna resmen hipnoz diyorum. Çünkü artık reklam sadece basında değil, hakikaten her yerde. Cep telefonlarında, duvarlarda, sokaklarda, objelerde, seyrettiğimiz bir filmin sahnesinde, hatta bazen kendi bedenimizde, yani tişörtümüzün sırtında. Sergiyi hazırlayan sosyologlara göre, reklamlar, gelişmiş kentlerde oturan nüfusun üzerinde artık sadece satın alma etkisi yapmakla kalmıyor, hayat biçimimizi de derinden etkiliyor. Ürünler "Arzu nesnelerine" dönüşürken, onları "Arzu ettiren" devasa kampanyalar da toplumun değerlerini ve davranış biçimlerini yavaş yavaş ama kökten değiştiriyor.

150 FARKLI OBJE
Paris Reklam Müzesi, afişler, filmler, spotlar, fotoğraflar, ambalaj kağıtları gibi tam 150 farklı objeyle son otuz yıla bir de reklam penceresinden bakıyor. Reklamla sosyolojiyi bir araya getiren etkinliğin adı; "Her şey reklam". Sergi, petrol krizinin damgasını vurduğu yetmişli yılların reklam kampanyalarıyla başlıyor, ardından da teknolojinin inanılmaz sürati ve ekonominin liberalleşmesiyle, reklam ajanslarının (abartmıyorum) dünyayı ele geçirişini anlatıyor. Sergide anılan başka bir tehlikeli eğilim de reklamla sanatın iç içe anılması; Sarah Moon, Peter Lindberg, Nan Goldin gibi sıkı sanatçıların reklam fotoğrafları çekmesi, Godard'dan Chabrol'e kadar en önemli sinemacıların reklam filmlerine bulaşması, sanatı değilse de en azından sanatçıyı reklam dünyasına buyur etti ve reklam, yaratıcılığın en yüksek olduğu sektörlerden biri haline geldi. Tabii ki, neticede yoğurt ya da deterjan satmaya yarayan bir mesleğin mensuplarının sanatçı olduklarını iddia etmeleri son derece sinir bozucu ama iyi reklamcıların yaratıcı beyinler oldukları da bir gerçek. Profili, 80'li yıllardan bu yana iyice değişen tüketici figürünü cezbetmek gittikçe zorlaşıyor. Bir süpermarkette kasaya ulaşana dek en az 60 ürün gören birisinin kafasına bir markayı kazıyabilmek için artık daha da yaratıcı olmak gerekiyor ve devreye "olay-reklam" giriyor. Sergide yer verilen bir diğer konu da bu "event'ler". Sponsorları olan spor turnuvaları, sergi, tiyatro, festival, konserler, filmlerin içine giren markalar, ürünleri sanat ve spor seyircisine ulaştırıyorlar. Bu arada, reklam sektörünün uluslararası devlerinin serginin açılışına icabet ettiklerini de yazmadan geçemeyeceğim: Uzun dişli patronlar, kendilerinin 30 yılda dünya ekonomisini nasıl perişan ettiğini anlatan sergiyi gezerken, hayrettir, çok ama çok eğlendiler. Galiba, son kampanyalarının başarısız olması dışında hiçbir şey onların keyfini kaçırmaya yetmiyor!

Sedef Ecer

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Kapkaça uğramamak için ben de tedbir alıyorum
 Her hayatın iniş ve çıkışları vardır
 Alevi olmaktan gurur duyuyorum
 Yavrum seni dokuz bir kavanozda taşıdım!
 Atlar devlet için koşmaktan yoruldu
 Bu çocuklar hedeflerini biliyor
 'Tansa' bu yaz aşka çağırıyor
 Minikler okulsuz kalmayacak
 Göğüs ucuna takviye
 Memleketin taşra hali
 Geleceğin tasarımcıları
 Dans etmeyi öğrenmek
 Aile kavramını ayağa düşürmek istemiyorum
 Öğrenci olmak, oh ne rahat
 Kendi iyileşti şimdi engelli çocukların neşe kaynağı
 Genç aşçının başlattığı kampanya İngiliz hükümetini...
 Obezitede Amerika'ya yaklaştık
 Osmanlı sanatı Paris'i salladı
 Rock, isyan ve Vietnam
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
İki kadını idare etmek ne kadar zordur biliyor...
FİLİZ AKIN
Bahar sarhoşluğu
Bebek yokuşundan inerken sağ tarafa...
Hangisi sahte hangisi hakiki?
Kullandığımız ürünlerin orijinal olup olmadığını anlamak çok zor. Elimizi çabuk...
Tarihi yalıda evlenmek hayal değil
1995'te yanan Sait Halim Paşa Yalısı, yeniden kapılarını açtı. Bu kez turizme...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.