 |  |
 |
|
Hayatı bir maraton temposunda koşabilmek..
Şarık Tara'nın Ulus 29'daki doğum günü davetinde, yemekten sonra arkadaki bölüme geçtik. Gecenin sürprizi Ajda Pekkan konseriydi. Şarık Tara'nın doğum günü de herhalde Ajda Pekkan için bir sürprizdi. Bu konserin nedenini o anda öğrendiğini söyledi çünkü.
Derken başladı söylemeye. Eski şarkılar ve hepimizin dilindeki "Sen iste her şey" diye başlayan son hit şarkısı..
Bir yandan söylüyor bir yandan dans ediyordu. Yerinde bir dakika durmadı.
Söylediği her şarkıya onu dinleyenler eşlik ediyor, onun temposunu yakalamak için herkes ayakta veya oturarak hareket ediyordu.
Tabii ki doğa kanunlarına karşı direnmek kolay değil.. Yıllar elbet kadınlardan da erkeklerden de "Gençlik" denilen o geçici sihrin pırıltısını almaya başlar. Deri eski gerginliğini kaybeder, beller kalınlaşır, hareketler yavaşlar. Kadınlarda östrojen, erkeklerde androjen salgılar azalır.
Newton'un yerçekimi kanunları bütün organlarda etkisini gösterir.
Ama Ajda Pekkan, bütün bu anlattıklarımızın doğru olmadığını kanıtlayan bir örnek olarak, iki saati aşkın süre mikrofon başında söyledi ve dans etti.
Çünkü o bir "Süper Star"dı ve bunun gereğinin, hayatı bir maraton temposunda koşmak olduğunu biliyordu.
Ajda Pekkan'ı dinlerken kadınların ona biraz haset biraz da hayretle nasıl baktıklarını gözlemledim, aralarındaki konuşmalara kulak verdim.
Erkekler ise konuşmak yerine Ajda Pekkan'ı hayranlıkla izliyor, ona eşlik etmek için çırpınıyorlardı.
20 yaşındayken sesi ve nefesi ne ise, o akşam da aynıydı.
Saçı, makyajı, giysileri, takıları özenliydi. Dişleri bembeyaz, gözleri pırıl pırıldı.
Vücudu sırım gibiydi, fazla kilosu yoktu. Onu ilk Yeşilçam filmlerinde tanıdığımızdan daha güzeldi. Estetik cerrahiyi de, vücudu diri tutan beden eğitimini de, "Süper Star" olmanın gereğine uygun biçimde değerlendirmişti. Herhalde ömür boyu diyet yapmanın eziyetini de taşımaktaydı yüreğinde.
Hayatı bir maraton temposunda koşabilen kişiler de, kurumlar da, toplumlar da yaşlanmıyor, yorulmuyor, pırıltılarını yitirmiyorlar.
Güzel veya yakışıklı ya da sesi güzel olmak, doğanın insanlara bir hediyesidir. Bir kozmik piyangodur bu. Ama bunu yaşam boyu sürdürebilmek, bilinç, irade ve akıl gerektirir.
Ajda Pekkan bunun farkında olduğu için 20 yıl önce de, bugün de bir Süper Star.
Yeni yıldızlar onu örnek almalı.
|
