kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Cellatların iftira dansı
Cellatların iftira dansı


Çölde Allah'tan başka kimsesi kalmayan Osmanlı neferine altın dağıtmakla kazanacağını sanan Almanya, kese yerine dostluk verseydi böyle kaybetmezdi.

Türkiye nasıl kuruldu? Avrupa emperyalizmine başkaldırının ve işgalcilerin top yekun kovularak Cumhuriyetin kurulması yolunda acaba ne kadar kan akıttık? Birinci Dünya Savaşı ile başlayan parçalanmada kanımız oluk gibi, Avrupa'nın altınları da külçe gibi akıtıldı. En büyük silahın rüşvet olduğu yıllarda kimler bu batağın içinde yer almıştı? İngiliz Muhipleri'ne, onları destekleyen ulema ve yazar takımına ve saray çevresine kaç kasa sterlin verildi? İstanbul Hükümeti Aznavur Kuvvetleri'nin kurulması için ne kadar silah ve para dağıtıldı? Arap isyancılara ve Şerif Hüseyin emrine ne kadar altın verildi? Mandacılar hangi ekonomik kaynakla faaliyet sterdi. Bunlar ittifak devletlerinin arşivlerinde yer alıyor. Siyaseti tartışılır ama boğazına bir lokma haram girmeyen Enver Paşa'yı bir kitapla rüşvetçi yapan "Kitapsızlar" bu vesile ile Teşkilat-ı Mahsusa'yı karalayıp, tehciri paşaya ve bu örgüte yüklemeye çalışıyorlar. İttifak Devletleri hangi askeri ve siyasi zevatı para ve altınla satın aldıklarını açıklayabiliyorlarsa açıklasınlar bakalım... Vahalara hangi neferimizin kaputu serilmiş, hangi su birikintisine gözyaşı karışmıştır bilinmez? O toprakları mesela Musul'u, mesela Kerkük'ü vermek değil, resmen bırakmışızdır. Gaflet büyüktür ve anlaşılmıştır ki, savaşta her zaman silah konuşmaz. Musul'da böyle elden çıkmış, tazminatla bu Osmanlı toprakları terk edilmiştir. Çölde Allah'tan başka sığınacağı kalmayan Osmanlı neferine, altın dağıtmakla kazanacağını sanan Almanya kese yerine dostluk verseydi, en azından böylesine kaybetmezdi. Bir yanda paşalar, öbür yanda maşalar... Askere dağıtılacak altının dostluktan daha faydalı olduğunu sanan Kayzer'lere bu yanlışı kimse telaffuz etmemiştir. Şimdi İngiltere'nin durumunu görelim: Bağdat'ın 50 km dışında İngiliz-Hint kuvvetlerinin saldırısı çok büyük olmuş ama Halil Paşa, buna şiddetle karşı koymuştu. Halil Paşa'nın daha sonra "İngiliz Planı"nın tozunu attırması, Almanları keyiflendirecekti. İngilizler ise kara kara düşünüyordu.

HALİL PAŞA'YI SATIN ALDILAR
İngilizlerin çok yönlü çalışmasına karşılık, casusluk örgütlerini Arabistan'a yığan Alman memnundu. Bir yanda Wassmuss gibi casuslar Almanya'nın Ortadoğu ayaklarıydı. Ama Osmanlı ile "vücut" bulmuşlardı. Bu ayak oyunu ile topraklarımıza gelmişler ve Osmanlı'nın vücudunu kendilerine siper etmişlerdi. Bizim paşalara rüşvet yedirme teşebbüsü de bir gavur paşanın işidir. İngiliz Savaş Bakanı Kitcher'de durumundan son derece rahatsızdır. Öyle bir çare bulmalı ki hem Osmanlı hem de Alman tesiri bu bölgeden yok olsun gitsin. Para ile adam satın almak işi, neredeyse sektör haline gelmiştir ve Araplar dışında satın alınacak başkaları da aranmaktadır. Listedeki ilk isim, çölde baş belası kesilen Halil Paşa'dır. General Robertson, Lawrence'ye çektiği telgraf metninde ne yapacağını açıklar: "Çok gizli ve şahsen hareket et. Siz Yüzbaşı Lawrence, Basra Körfezi'ndeki vaziyeti halletmek için 30 Mart'tan itibaren Mısır'dan ayrılınız. Türk liderlerden Halil Paşa'yı ve Necip'i satın almaya bakın. Ancak bu şekilde Townshend ve askerleri serbest kalabilir. Bu vazife için sana rüşveti bir milyon sterline kadar yükseltmek hakkı tanınmıştır. İşe yarayacağını düşünüyorsan yanına bir yerli alabilirsin. Bu olmadığı takdirde, acele Basra'ya hareket et." Lawrence bu görevden bir sonuç alamamış ve başarıya ulaşamamıştı. Çünkü, Halil Paşa "rüşvet suyu" içmemiş, "helal süt" emmişti. Osmanlı milletvekillerinden Süleyman Fevzi de sütüne su karıştırmamıştı. Osmanlılara başlatılacak baş kaldırma için kuvvet toplama teklifini ve altınları kabul etmemişti.

MAZİMİZDEN UTANMIYORUZ
İngilizlerin bir bölümü Lawrence'nin şahsında böyle düşüne dursun, Almanlar da Ortadoğu'da akla hayale gelmeyecek kişilerle işbirliği yapıyorlardı. Oralarda yani toprağın hasret büyüttüğü yadellerde kurumayan tek şey savaşanların "göz pınarları"ydı. Her ne kadar mazlum ve ızdırabın çocukları da olsak ve hayatı bir çile gibi "tevekkül"le de örsek Ortadoğu'daki "Cellatların Dansı"nı iyi bellememiz gerekiyor. Keşke geçmişin politikası Ortadoğu'da "kuru sıkı" atacağına, maziye sahip çıksaydı. Çünkü mazimizden utanmıyor ve reddetmiyoruz.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Erkeklerin en 'büyük' korkusu
 Dünya starı oldu ama hala amatör ruhlu
 Babuna hayatta kaldı ama hastalar tek tek ölüyor
 Ece Ajandası'nın mirasçıları hak arıyor
 Üç bin yıldır çekiyoruz
 Bush'un teorisyeni ideoloji yaratıyor
 Bir Beyoğlu klasiği Aris
 Ezeli rekabette son karşılaşma bugün
 Bu proje umut veriyor
 Çocukları sevindiren festival başlıyor
 Şirketler 'sportif' yarışıyor
 Yeni Sol'un peygamberi
 Futbol ateşine internet benzini
 Festival sayesinde yeniden keşfedilen bir semtten...
 Yakmak için matbaanın icadını bile beklemediler
 Cerrah, bir yakınını ameliyat ederse...
 Giymeli mi giymemeli mi? İşte bütün mesele
 Öğretmene göre dershane şart
 Hamal olamayınca başkan oldu
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Ecevit kuru pasta değil kestaneli yaş pasta...
MEHMET ALTAN
Bir erkek gibi...
Geçmişin klasikleşmiş...
ALİ POYRAZOĞLU
Bir günün beyliği...
Bahar başa vurunca, her gün...
KAZIM KANAT
Kutsal Anadolu toprakları
Lord Kinross'un kitabını...
ÖNCEL ÖZİÇER
Usta bize söz bırakmamış!
Her fırsatta birbirlerine olan...
Türk 'Custo'ya artık dalış yasak
Türk 'Custo'ya artık dalış yasak
Dünyanın dört bir yanında sayısız dalışlar yapan, 38 ödül sahibi...
Profesörden futbol kitabı
Profesörden futbol kitabı
Alfred Wahl, binlerce insanı stadyumlara çekebilen dünyadaki en...
Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
Göz hastalıkları alanında tıbbın önemli ilerlemeler kaydettiğini...
Komşu usulü yaprak sarma
Türkler ve Rumlar birlikte yaşamaya başladığı gün mutfağını Türkler'den, yaşama...
Önce deniz sonra midyeler kirlendi
Marmara Denizi'nin herhangi bir kıyısından elimizi uzatıp midye çıkardığımız...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.