kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Turgay Noyan @ SABAH
 

Denizlerimizi kim koruyacak?

Her şeye, her türlü olums u z l u ğ a rağmen temiz denizlere sahibiz. Ama bu temizliği daha ne kadar muhafaza edebileceğiz, bakın bunu gerçekten bilemiyorum. Çünkü denizlerimiz bundan sonra Allah'a emanet hale geliyor. Nasıl mı, arzedeyim; Şimdiye kadar denizlerimizdeki çevre kirliliğiyle ilgili tüm denetimleri Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı unsurlar yapıyordu. Gerçekten de bu kontroller ve kollama görevi son derece başarılı bir şekilde uygulanıyordu.

YETKİ KARMAŞASI
Bir ufak örnek vereyim. Bir amatör denizci dostumuz Ege'nin cennet koylarından birinde büyük bir saç balıkçı gemisinin suda bakıma alındığını ve teknenin boyalarının canavarla kazıdığını görmüştü. Canım limanın tamamı kazınmış boya ve metal tozlarıyla kaplanmıştı. Dostum "Sahil Güvenlik'e durumu telefonla bildirdim. Çok geçmeden karadan bir ekibin tebdil-i kıyafet gelerek durumu tespit ettiğini, ardından da denizden resmi görevlilerin tekneye çıktığını gördüm. Zabıtlar tutuldu ve balıkçı teknesi kısa bir süre sonra demir alıp ayrıldı. O civarda bir haftaya yakın bir süre vakit geçirdik. Asla geri dönemediler" diye anlatıyordu. Yani asker bu görevini de vatanın bir parçasını korumak gibi algılıyor, bunu da kimseye taviz vermeden uyguluyordu. Şimdi Çevre Bakanlığı'nın hazırladığı kanun tasarısıyla "Sanıyorum 12. Madde". Liman dışındaki deniz kirliliklerinin kontrol ve ceza yazılması Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan alınıp belediyeler ve liman başkanlıklarına veriliyor. Önce şunu sormak istiyorum. Allah aşkına denizlerimizde belediyelerin hududunu bilen var mı? Allah hakkı için ceza yazmayı kendi meşreplerine göre becerirler de; hangi belediye, hangi imkanıyla bu işleri denetleyecek, tespit edecek? Arkadaşlar, karadan denize doğru bakıp, atıp tutmak kolaydır. Bilmeden denizle ilgili ahkam kesmek de. Belediyeci kardeşlerimize soruyorum: Siz açık denizde hangi imkanlarınızla bir tankerin sintine veya balast suyunu boşattığını, gasfree "tank temizliği" yaptığını tespit edebileceksiniz. Bunu anlayabilecek personeliniz var mı? Personel varsa bunun eğitimini almış mı? Bunun için araçgerece sahip misiniz? Anlamak mümkün değil. Bir tarafta yeterli eğitimi almış, kendi işinde deneyimli personele sahip, geceli gündüzlü, kar- kış, fırtınabora da demeden denetim yapan; helikopteri, gemisi, botu, uçağı bulunan bir kurumunuz olacak ve siz bütün bunları elinizin tersiyle iterek "Sen bu işlere karışma, belediyelerimiz bunu yapar siz karışmayın" diyeceksiniz? Bunun bir izahı var mı? Bakınız Sahil Güvenlik birimlerinin gece görüş dürbünleri vardır. Onlar havadan, karadan, denizden gecenin zifiri karanlığında bile herşeyi takip edebilirler. Onlarda mesai belediyeler gibi sabah saatlerinde başlamaz. Ayrıca bildiğim kadarıyla uçaklardan denizdeki kirliliği tespit ederek karada ölçümünü yapan sistemler bile aldılar.

KAYNAK SAVURGANLIĞI
Şimdi siz bu iş için personel alacaksınız, bunlara eğitim vereceksiniz, yetmedi cihazlar alacaksınız, yetmedi tekne alacaksınız, yetmedi helikopter, yetmedi uçak Bunların hepsi para, para, para... Arkadaş ben belediyeye para ödüyorum ve bu paramın böyle çarçur edilmesini istemiyorum. Elinde hovardaca harcayacağın paran varsa, bana iki otobüs daha al, biraz daha metro yap. Ayrıca Türkiye'nin tüm belediyeleri İstanbul gibi zengin değil ki! Şöyle bir tüm sahillerimizi gözönüne getirirseniz durumun vehametini daha iyi görürsünüz. Bunun Giresun'u var, Ordu'su Trabzon'u var... Bundan sonra kimin parası neye yeterse öyle kontrol olacak. Kimi kürekle, kimi motorla, kimi yüzerek!.. Bu işi kim akıl etti bilemiyorum, bu kararı hangi duygularla gündeme getirdiler onu da bilemiyorum. Bildiğim tek şey var, bu iş denizlerimizi bitirir. Şimdilik tek umut tasarının Genel Kurul'dan geri dönmesi. Dönmezse hep birlikte "Denizlerimizin ruhuna el fatiha.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Koruyalım derken zarar vermek   / 10-04-2005
 Vatandaşlar ve balık ehliyeti   / 03-04-2005
 Balık ve ruh sağlığımız   / 27-03-2005
 Uluburun'un ulu yolculuğu   / 20-03-2005
 Çağa ayak uydurabilmek   / 13-03-2005
 Denizde kaç bayrağımız var?   / 06-03-2005
 Altın yumurtlayan tavuğu kesmek   / 27-02-2005
 İstanbullu olmak   / 13-02-2005
 Kadir Topbaş'a açık mektup   / 06-02-2005
 Yıkıldık ey halkım   / 30-01-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
FİKRET AYDEMİR
Haklısın Hıncal Abi
Galatasaraylı...
BELKIS KILIÇKAYA
Sanki Bir Filozof
İran'ın Reformcu Devlet Başkanı...
STELYO BERBERAKİS
Kardak, Ankara ve Atina
Türk-Yunan ilişkilerinde Kardak...
TURGAY NOYAN
Denizlerimizi kim koruyacak?
Her şeye, her türlü olums u...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Havada 'Ucuzcu' tehlikesi
Romanya ile Türkiye arasındaki...
Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
Göz hastalıkları alanında tıbbın önemli ilerlemeler kaydettiğini...
Irak'ın Özal'ı olmak isteyen adam
Kim derdi ki hayatı boyunca Zagros dağlarında Irak'a meydan okuyan...
Etiler'deki eğlenceye tahammül edemiyorum
Eğlence gecelerinin en gözde ismi Hande Yener gece kulübü...
Erkeklerin en 'büyük' korkusu
Penis boyundan memnun olmayan milyonlarca erkek çareyi operasyonlarda arıyor.
Dünya starı oldu ama hala amatör ruhlu
İstanbul Film Festivali'nin ünlü konuğu Harvey Keitel çağın en iyi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.