kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Stelyo Berberakis @ SABAH
 

Bir Zamanların Devrimcileri...

Fikirlerini açıkladıkları için Avrupa'ya kaçmak zorunda olanların bazısı dönmeyi düşünmüyor

Eski devrimciler bilir... 1970'li ve 80'li yıllarda Türkiye'deki siyasi ortamı aşağı yukarı bugünkü düzeyine ulaştırabilmek için verilen mücadelelerin çoğu sokak çatışmalarına dönüşmekte; kan gövdeyi götürmekte ve her defasında da askeri darbelerle sonuçlanmaktaydı... Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerin duvarlarına asılan dev "Aranıyor" afişlerinde yüzlerce kişinin vesikalık fotoğraflarının altında doğum yerleri ve tarihleri yazılıydı... Bugünkü AB'yi oluşturan ülkeler, "Avrupa'yı nasıl birleştiririz" hesapları yaparken, Türkiye'de sıkı yönetim, gece dışarı çıkma yasağı, kimlik kontrolleri, arama ve taramalar artık günlük yaşamın birer parçası oluvermişti. Avrupa ülkelerinde garipsenen her şey burada doğal karşılanıyordu. Bu "aranan"ların çoğu yakalanarak, öldürülerek, yurtdışına kaçarak unutulanlar listesine geçti. Yakalananların bir bölümü terör yasaları uyarınca yıllarca cezaevlerinde çürümüş; bir bölümü paçayı ucuz atlatmış; bazısı büyük işadamı, köşe yazarı, danışman, avukat, doktor olmuş; öldürülen bazısının mezarlarına hala arada sırada çiçek bırakılırken; yurtdışına kaçmak zorunda kalanların bir bölümü yurda geri dönmüştü... Ancak bir de "dönmeyenler" var... Geçenlerde Dış Haberler Müdirem Burcu (Yakar) ile "gündem" lak lakı yaparken; Kürt oldukları için değil Türk oldukları için yurda hala dönmeyen ya da dönemeyen bazı siyasi mültecilerin Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşadığını; kayıplara karıştıklarını konuştuk ve onlarla söyleşi yapılmasına karar verdik. Her bir askeri darbeden sonra yurtdışına kaçmak zorunda kalan Türk siyasi mültecilerin büyük bir bölümü, Türk kıyılarına en yakın Yunan adalarına geçmekteydi o yıllarda... Aynı, Yunanistan'daki askeri yönetim yıllarında (1967-1974), Türk kıyılarına kaçan Yunan siyasi mültecileri gibi... Yunanistan'a teknelerle ya da dalgalarla boğuşarak gelen mülteciler, BM gözetimi altındaki göçmen kamplarına yerleştirilir; sorgulamalardan sonra mülteci belgeleri verilir ve daha sonra bir yolunu bulup Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerine giderlerdi... Kimi de Yunanistan'da kalırdı... Ta ki bir af yasası daha çıkana kadar. Yıllar geçtikçe mülteci akınları azalmaya; demokratik düzen yerleştikçe yurda geri dönmeler artmaya başlamıştı. Ama gel gelelim dönmeyenler var. Brüksel muhabirimiz Fikret Aydemir'in yurda dönmeyen ya da dönemeyen bu yurttaşlarımız için yaptığı "dönmeyenler" tanımlaması aslında hem ideolojik hem gerçek bir anlam taşıyor. Yani hem yurda dönmüyor hem de kaçmasına neden olan ideolojisinden dönmüyor.. Ben şahsen Atina'da nesli tükenmeye yüz tutan iki kişi tanıyorum. Bunlardan biri Sinan, diğeri Faruk. İkisi de 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yurtdışına çıkmak zorunda kalmış. "Aranma" nedenlerinin arasında hiçbir cinayet, hırsızlık gaspların gibi suçlar bulunmamasına rağmen her ikisi de fikir ve düşünceleri uğruna yani "daha demokratik bir düzen" için çeşitli faaliyetler gösterdikleri için o karanlık yıllarda on binlerce vatandaş gibi "terörist" damgası yemişlerdi. Sinan, İstanbul Tıp Fakültesi'ni son sınıfta terk etmek zorunda kalarak Atina'ya gelen siyasi mültecilerin arasındaydı. Sinan, hala Atina'da yaşıyor. Doktorluk değil, kebapçılık yapıyor. Türkiye'den aynı nedenlerle eşi ve üç çocuğuyla birlikte mazbut bir yaşam sürdürüyor ama yurt özlemi çekiyor. Sinan ile yaptığımız ilginç söyleşimizi önümüzdeki günlerde yayınlamayı düşünüyoruz. Bir de Faruk gibi, değil "geri dönmek", söyleşi bile yapmak istemeyenler var. Çünkü Faruk'un yaptığı siyasi analize göre Türkiye'de demokratik düzen yerleşmiş değil, atılan son AB adımlarından az da olsa ümitleniyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yüzyılların Mezhep Gerginliği   / 10-04-2005
 Avrupa'dan Geçerken   / 03-04-2005
 Yunanistan'daki Osmanlı Eserleri   / 27-03-2005
 Enerji Terapisti   / 20-03-2005
 Yorgun Mülteciler   / 13-03-2005
 Yunanistan'ın Gündemi   / 06-03-2005
 Bir Zamanların Devrimcileri...   / 27-02-2005
 Kundakçılar Ve İtfaiyeciler   / 20-02-2005
 Çocukları Dövmek Yasak   / 13-02-2005
 Yunan Usulü Derin Devlet   / 06-02-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
FİKRET AYDEMİR
Haklısın Hıncal Abi
Galatasaraylı...
BELKIS KILIÇKAYA
Sanki Bir Filozof
İran'ın Reformcu Devlet Başkanı...
STELYO BERBERAKİS
Kardak, Ankara ve Atina
Türk-Yunan ilişkilerinde Kardak...
TURGAY NOYAN
Denizlerimizi kim koruyacak?
Her şeye, her türlü olums u...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Havada 'Ucuzcu' tehlikesi
Romanya ile Türkiye arasındaki...
Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
Göz hastalıkları alanında tıbbın önemli ilerlemeler kaydettiğini...
Irak'ın Özal'ı olmak isteyen adam
Kim derdi ki hayatı boyunca Zagros dağlarında Irak'a meydan okuyan...
Etiler'deki eğlenceye tahammül edemiyorum
Eğlence gecelerinin en gözde ismi Hande Yener gece kulübü...
Erkeklerin en 'büyük' korkusu
Penis boyundan memnun olmayan milyonlarca erkek çareyi operasyonlarda arıyor.
Dünya starı oldu ama hala amatör ruhlu
İstanbul Film Festivali'nin ünlü konuğu Harvey Keitel çağın en iyi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.