kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Heykeller sevişir mi?

Bu benim için bir sürpriz ve ilginç bir tesadüf oldu. Can Yayınları'ndan çok yakında çıkacak olan ve 1994 yılındaki yazılardan bir seçmeyi içeren kitabımın adı "Heykeller Sevişir mi?.." Ve bu yazı, on bir yıl önce şimdi yerine konan heykelin kaldırıldığında yazdığım yazı... Türkiye'nin heykellerle ilişkisini görmek ve on bir yıl öncesine gitmek için bir vesile sayarak, yazıyı izninizle yeniden yayınlıyorum.

***


Türkiye'deki 'heykel düşmanlığı' da, askeri darbeler gibi, on yılda bir depreşiyor. 1973 yılında Ecevit-Erbakan koalisyonunun gürültü çıkaran icraatlarından biri de, Gürdal Duyar'ın Karaköy'deki 'Güzel İstanbul' heykelinin 'müstehcen' olduğu savıyla kaldırılmasıydı. Heykele aklını taktıran, tabii ki koalisyonun MSP kanadıydı...

***


İnanç otoritesinin siyasetçi bezirganları sanatla uğraşır da, kışla uğraşmaz mı? Tabii uğraşır... 'Şeriatçılığa' karşı 'laikliği' savunan askeri zihniyet, demokrasinin çanına ot tıkayarak 12 Eylül Askeri Darbesi'yle 'iktidarını' perçinledi. Heykellerle uğraşmak için sıra darbecilere gelmişti... 'Sanat yapıları aracılığıyla komünizm propagandası yapıldığı' gerekçesiyle militer faşizm, Ankara'da büyük bir 'kıyım' gerçekleştirdi. Tablolar parçalandı, duvar resimleri sildirildi, heykeller depolara ve uçurumlara atıldı. Din üstünlüğünü vurgulayanlar gibi ırk üstünlüğüne bel bağlayanlar da aynı pistte yarışmaktaydı... İkisi de, 'insana' ve 'evrenselliğe' hiçbir zaman sevecen yaklaşmadığı için, insanlığın sanatsal ve estetik birikimlerine de düşmandılar... Birincisi müstehcenliği, ikincisi politikayı bahane etmekteydi...

***


'Cami' ile 'kışla' arasında sıkışmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın ıstırabını, heykel konusunda şimdi yeniden duyuyoruz... 'Din taassubu' ile 'militer tahakküm' yakamızı hiç bırakmadı... Şimdi, 'heykel düşmanlığının' yaşamımızdaki üçüncü evresini yaşamaktayız.... Bu kez de, Ankara kentinin yerel iktidarının başındaki politikacı, Azade Köker'in 'Tutku' ve Mehmet Aksoy'un da 'Periler Ülkesi' adlı heykellerine düşman kesilmiş... Mehmet Aksoy'un yapıtındaki 'insanlarının', orgazm halinde olduğunu söyleyerek, 'Ahlaksızlığın adını sanat koymuşlar. Ben, böyle sanatın içine tükürürüm' demiş... 70 yıllık cumhuriyetin günümüzde Ankara'yı emanet ettiği politikacı kuşağı, 'fuhuş' ile 'sanatsal erotizm' arasında ayrım yapamayacak durumda... Aralarında uçurumlar bulunan kavramları tefrik edemeyince, kullanılan sözcükler arasında da 'incelikler' aramamak gerek. 'Ağza tükürmek', 'fuhuş' ile 'sanatsal erotizm' arasında ayrım yapamayan bir anlayışın doğal ifadesi...

***


Kenan Evren de, gezdiği bir sergide, bir resmi, aynı gerekçeyle 'müstehcen' bulmuştu. İslam dinini kendi politik serüvenlerine alet edenlerle, askeri darbecilerin aynı konularda buluşmaları, Türkiye'de bitmek bilmeyen heykel düşmanlığı kadar ilginç...

***


'Cami' ile 'kışla'nın on yılda bir, kendilerine daha rahat yerleşecekleri bir iktidar bulduklarında, ilk iş olarak 'heykel düşmanlığı' yapmaları, Türkiye'nin tüm talihsizliğini de anlatmakta... İnsanoğlunu 'dinine' ya da 'ırkına' göre yüceltme, 'Müslüman' veya 'Türk' olanın diğerlerinden daha doğuştan üstün olduğu iddiası ve propagandası bizi 'evrensel akıl'dan da, "estetik"ten de koparıyor... Heykel, Milattan Önce 3500 yılından beri var... Üstelik, bu sanat dalının Batı'da ortaya çıktığı yer Akdeniz... Biz şimdi, 1994 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde, insanlık tarihindeki heykel birikimini, üstelik yurdumuzun bir parçası olduğu Akdenizliliği, yerel iktidar eliyle inkar etme cesaretini gösteriyoruz... Çünkü, yetmiş yıllık Cumhuriyetimizin, 'Talim Terbiyesi' de aynı mantıkla eğitim yapıyor... Çocuklarımızı, dünyanın bugün geldiği 'bilgi çağına' ve 'rekabete' göre değil, 'Müslümanlık' ile 'Türklüğün' diğer insanlara karşı daha doğuştan bir üstünlük sağladığını öğreterek büyütüyor. İnsanlık kavramını, hümanizmayı, Akdeniz'i anlatmıyor...

***


Onlara sanat kültürünü aşılamıyor... İnsanın, duygu ve düşüncelerini 'saydam ve açık' bir hale getirdikçe güzelleşeceğini anlatan çağdaş bir ahlak üretemiyor... Yaşamın parçası olan çıplaklığın da, aşkın da, cinselliğin de sanatın parçası olduğunu öğretmiyor... İnsan sevişiyorsa, heykellerin de sevişebileceğini anlatmıyor. Bunlardan nasibini almamış bir toplum olarak, İslam'ı kendine kalkan eden politikacılarla askeri darbeler arasında çalkalanarak 'heykel düşmanlığının' kültürünü üretiyoruz... İnsanlığın, beş bin yıldır biriktirdiği estetik anlayışına, bizim de katkımız, 'heykel düşmanlığı' oluyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kadınları taşlayarak mı öldürelim?   / 10-04-2005
 "Dokunmanın Mutluluğu"   / 03-04-2005
 Heykeller sevişir mi?   / 27-03-2005
 Resimlere bakarken...   / 20-03-2005
 Parçalanabilir kadınlar   / 13-03-2005
 Su dünyası...   / 06-03-2005
 Küçüksu Mezarlığı'nda... Bugün... Saat 13.00'da...   / 27-02-2005
 Kimsenin görmediği ressam...   / 20-02-2005
 Bingöl'den Ahmet...   / 13-02-2005
 Kumkuvat dondurması...   / 06-02-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Ecevit kuru pasta değil kestaneli yaş pasta...
MEHMET ALTAN
Bir erkek gibi...
Geçmişin klasikleşmiş...
ALİ POYRAZOĞLU
Bir günün beyliği...
Bahar başa vurunca, her gün...
KAZIM KANAT
Kutsal Anadolu toprakları
Lord Kinross'un kitabını...
ÖNCEL ÖZİÇER
Usta bize söz bırakmamış!
Her fırsatta birbirlerine olan...
Türk 'Custo'ya artık dalış yasak
Türk 'Custo'ya artık dalış yasak
Dünyanın dört bir yanında sayısız dalışlar yapan, 38 ödül sahibi...
Profesörden futbol kitabı
Profesörden futbol kitabı
Alfred Wahl, binlerce insanı stadyumlara çekebilen dünyadaki en...
Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
Göz hastalıkları alanında tıbbın önemli ilerlemeler kaydettiğini...
Komşu usulü yaprak sarma
Türkler ve Rumlar birlikte yaşamaya başladığı gün mutfağını Türkler'den, yaşama...
Önce deniz sonra midyeler kirlendi
Marmara Denizi'nin herhangi bir kıyısından elimizi uzatıp midye çıkardığımız...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.