kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

"Dokunmanın Mutluluğu"

Bu yazının başına oturduğumda "Tanrı'ya biraz daha yaklaştığını" öğrendiğim Papa'nın sağlık durumunu aktaran haberler içindeki bir tanesi dikkatimi çekti... Televizyon, Katolik adetleri gereği, Papa'nın "alnına masaj" yapıldığını söylemekteydi... Katolik gelenekler, yaşamdan umut kesilince "alna masaj" yapılmasını öngörüyormuş. Son bir dokunma gibi...

***


Doktor Russ A. Rueger'in bir zaman önce yayınlanan "Dokunmanın Mutluluğu" diye bir kitabı var... Orada toplumların "dokunma tabusu" masaya yatırılır... Rueger şöyle der: "Her yıl insanın beş duyusundan dördünü tatmin etmek için milyarlarca dolar harcanıyor. Bu duyulardan bir ya da birkaçının etrafında kocaman endüstriler türedi. Televizyon ve filmler göze hizmet ediyor; radyo ve müzik setleri duyma duyusuna; süper marketler ve restoranlar tad alma duyusunu tatmin ediyor, kozmetik şirketleri ise koku alma duyusuna zevk veriyor. Oysa dokunma duyusu çoğunlukla dışarıda bırakıldı."

***


Russ Rueger, dokunmanın yatak odasında zincire vurulduğunu söyler. Yatak odası dışında insanların birbirine dokunması toplumsal tabularla sınırlandırılmıştır. Herkes herkese istediği gibi dokunamaz. Bunun yarattığı sonuçları da şöyle sıralar: 1. Kendiliğinden cinsel karşılaşmaları engelleyerek insanı hayvandan ayırır. 2. Bu tabu, çiftleşmenin kur yapma ve evlilik gibi uygun toplumsal adetlere güvenle kanalize edilmesini sağlar. Bu da bir dişinin çocuğunun babasının belirlenmesini ve aile sorumluluğunu korumayı çok daha kolaylaştırır. 3. Bu gelenek, aynı zamanda evliliklerin doğru sınıf ve güç ilişkileri içinde tutulmasına da yardım eder. Fakir bir çiftlik kahyasının zengin bir mirasyediyle kendiliğinden oluşan sevgisini ifade etmesine izin verilseydi çok farklı bir toplumumuz olurdu. 4. Bu tabu, devletin kanun gücü üstünde bir tekel kurmasına da izin verir. Örneğin, polis memurları, bu dokunma kuralından muaftırlar. Bizi yakalayabilir, götürebilir, dürtebilir ve bizi yönlendirebilirler. 5. Birbirimizi itip kakmamızı yasaklayarak toplumun kontrolünün sağlanmasını da kolaylaştırır. Kendimizi savunmanın yükü devletin sorumluluğuna verilir.

***


Dokunmanın Mutluluğu, "dokunma tabusunu" temellendiren yapıyı incelerken bu tabunun yarattığı olumsuzlukları da eleştirir. Bu geleneğe eleştirel bir gözle yaklaşırken Hıristiyanlık, dinin bedensel yorumlarına da yer verir. Aradığı şey, cinsellik sınırına mahkum edilmemiş bir yeni dokunma kültürüdür... Çünkü dokunma mahrumiyetinin otizme, astıma ve cilt sorunlarına yol açtığı iddiasındadır... Bu konuda aşırı duyarlılık gösteren ABD'den örnekler verir... Amerika gerçekten dokunma "fobisini" o noktaya taşıdı ki, şimdi doktorların insanları birbirleriyle el sıkışmaya, günlük yaşam içinde birbirleriyle tensel temasa teşvik etmeleri söz konusu oldu. Derinin de bir duyu olduğu ve onun cinsellik harici bir aranışının reddedilmesinin sevgiyi iletme yollarını da tıkadığı görüşü yaygınlaştı. Dokunmayı cinsellik dışı bir ırmağa da akıtmak... Sevginin, şefkatin, sevecenliğin ifadesi olarak yaşama ilave etmek... Cinsellik ile sınırlarını ayıran bir noktaya çekmek...

***


Galiba insanlar sevgisiz kaldı... Sevgisizlik, dokunma duyusunu da öksüzlüğe itti... Şimdi bunu onarma çabası uç veriyor... "Dokunmanın mutluluğu" aşk olarak da, dostça bir sevginin ifadesi olarak da yeniden keşfediliyor... Ve insan düşünüyor, hayattan ayrılmakta olan bir Papa'nın alnına son dokunuş belki de dokunmaktan korkan Batı kültürünün mahcup ve gizli bir şefkat arayışıdır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kadınları taşlayarak mı öldürelim?   / 10-04-2005
 "Dokunmanın Mutluluğu"   / 03-04-2005
 Heykeller sevişir mi?   / 27-03-2005
 Resimlere bakarken...   / 20-03-2005
 Parçalanabilir kadınlar   / 13-03-2005
 Su dünyası...   / 06-03-2005
 Küçüksu Mezarlığı'nda... Bugün... Saat 13.00'da...   / 27-02-2005
 Kimsenin görmediği ressam...   / 20-02-2005
 Bingöl'den Ahmet...   / 13-02-2005
 Kumkuvat dondurması...   / 06-02-2005
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Ecevit kuru pasta değil kestaneli yaş pasta...
MEHMET ALTAN
Bir erkek gibi...
Geçmişin klasikleşmiş...
ALİ POYRAZOĞLU
Bir günün beyliği...
Bahar başa vurunca, her gün...
KAZIM KANAT
Kutsal Anadolu toprakları
Lord Kinross'un kitabını...
ÖNCEL ÖZİÇER
Usta bize söz bırakmamış!
Her fırsatta birbirlerine olan...
Türk 'Custo'ya artık dalış yasak
Türk 'Custo'ya artık dalış yasak
Dünyanın dört bir yanında sayısız dalışlar yapan, 38 ödül sahibi...
Profesörden futbol kitabı
Profesörden futbol kitabı
Alfred Wahl, binlerce insanı stadyumlara çekebilen dünyadaki en...
Dünyada lazer ameliyatında kör olan bir kişi bile yok
Göz hastalıkları alanında tıbbın önemli ilerlemeler kaydettiğini...
Komşu usulü yaprak sarma
Türkler ve Rumlar birlikte yaşamaya başladığı gün mutfağını Türkler'den, yaşama...
Önce deniz sonra midyeler kirlendi
Marmara Denizi'nin herhangi bir kıyısından elimizi uzatıp midye çıkardığımız...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.