kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Canavarların ölümü de bir dramdır
Hitler'in son günleri

Tarihin en büyük soykırımıyla suçlanan Hitler'i ve Nazizm dönemini Almanların gözüyle ele alan "Çöküş", Audrey Tautou'lu "Kayıp Nişanlı" ve Walt Disney'in muhteşem animasyonu "Robotlar" haftanın filmleri. Biri mutlaka sizin için...


Canavarların ölümü de bir dramdır

Tarihin en büyük soykırımıyla suçlanmanın kompleksiyle Hitler ve Nazizm dönemini neredeyse unutmayı seçmiş Alman ulusu, ilk kez bu "meşum kahraman"a ciddi biçimde yaklaşıyor.

Tartışmalı bir film. Almanlar büyük ilgi gösterdi, bu da ülkede Hitler üzerine tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Amerikalılar sevdi, Oscar adayı yaptılar. Fransızlar ise (eleştirmenler düzeyinde) biraz yukardan baktılar. Bana göre ise "Çöküş" son derece ilginç ve önemli bir film. İnsanlık tarihinin en büyük canisine, 20. yüzyıl gibi ileri bir çağda ve Avrupa gibi çağdaş bir kıtanın tam göbeğinde 6 milyon cana malolan bir büyük kıyımı neredeyse tek başına başlatmış olan bir çılgın adama, onca filmden sonra bambaşka bir yaklaşım. Çünkü, olaya "içerden" bir bakış bu. Hem Almanlar'ın bakması hem de Hitler'in en yakın çevresinde sonun nasıl geldiğini anlatması açısından.

FARKLI BİR BİYOGRAFİ

Aslında ilk deneyim değil bu. Sinema tarihinde Hitler'e "yakından yaklaşma" deneyimleri oldu. "Hitler" (1961), "Hitler'in Son 10 Günü" (1973), "Moloch" (1999) gibi filmler ve özellikle ikincisinde Alec Guinness'in rolü unutulmaz. Ama bu film farklı. Öncelikle, ilk kez Almanlar'dan gelen bir yaklaşım bu. Tarihin en büyük soykırımıyla suçlanmanın kompleksiyle Hitler ve Nazizm dönemini neredeyse unutmayı seçmiş Alman ulusu, ilk kez bu "meşum kahraman"a ciddi biçimde yaklaşıyor. Ve onun en yakın çevresiyle birlikte son derece hazin biçimde, içiçe trajedilerle gelen akibetine sinema aracılığıyla eğiliyor. Farklı bir biyografi... Hemen hiç bir biyografi, böylesine olumsuz bir kahramanı ele almamıştır: Belki birkaç seri katil portresi dışında... Film bunu yaparken, bence kimi suçlamaların tersine, Hitler'i "insancıl" göstermiyor, zaafları yoluyla sempatik kılmaya filan kalkışmıyor. Tersine, bir yandan adamın açık deliliği, olaylarla birlikte giderek artan çılgınlığı beliriyor. Öte yandan, bırakınız kronik Yahudi düşmanlığını son dakikaya kadar sürdürmesi, kendi halkına karşı bile en küçük bir sevgisi olmadığı ortaya çıkıyor. Hiçbir fırsatta, sivil Berlin halkını, kadın ve çocukları, savaşan gencecik insanları düşünmüyor, gözetmiyor. Ölüm ve kıyım, onun için en doğal şeylerdir ve tüm insanlar gibi, Alman halkı da bunu bol bol hak etmiştir.

TARİHİ DERS

Bu son derece yoğun biçimde dramatik film, dediğim gibi tarihin gördüğü en büyük caniye tuttuğu ışıkla önemli. Çünkü Hitler ve dönemi unutulmamalı, insanlığın belleğinde hep taze tutulmalı. Uygarlığın göbeğinde böylesi cinayetlerin nasıl olabildiği sorusu hep beynimizi kurcalamalı. Bu çerçeve içinde, o zavallı görünümü altında bir canavar ruhu taşıyan Hitler'i (hem de Bruno Ganz gibi müthiş bir oyuncu aracılığıyla) ve de etrafındaki Eva Braun, Göbbels, bayan Göbbbels, Himmler, Speed vb. kişileri daha iyi tanımak, doğrusu son derece ilgiye şayan bir tarih dersi...
DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 Hayat koğuşta da çok zor
 Altın Lale başlıyor
 Yılmaz Güney efsanesine ilk yolculuk
 En acı haliyle ana-oğul hikayesi
 Bir operet dekoru gibi Hindistan
 Vücutçudan oyuncu yapmanın imkansızlığı
 Doğanın içinden görkemli bir aşk hikayesi
 Bir dövüş balesi, bir estetik şölen
 Korkudan sekse kadar
 Filmlerden film beğenin
 Aşkın yarattığı inanılmaz umut
 Canlandırmada yeni bir zirve
 Köşe yazarlarının zalimliği
 Bu yılki festivale bakış ve Kaçırılmaması gerekenler'
 Seksin adını koyan adam
 Erkek "Gönül Abla"nın maceraları
 Tekrarın tekrarı bir korku denemesi
 Tarihe geçen müthiş savunma
 Hem küçükler hem büyükler seyredecek
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Turizmimiz Rus ruleti gibi
Turizmimiz Rus ruleti gibi
Geçenlerde İstanbul'un önde gelen iki otelinin müdürleriyle...
Okyanus ıstakozları markette
Okyanus ıstakozları markette
Sema Çelebi'nin İstanbul Bebek'te açacağı markette Amerika'dan...
Aile kavramını ayağa düşürmek istemiyorum
Bu sezon başladığı iki dizisi de yayından kaldırılan Emre Kınay...
Öğrenci olmak, oh ne rahat
Üniversiteye giriş sınavı telaşı şimdiden başladı. Öğrenciler hangi...
Menopozda kilo almamak için tüyolar
Menopoz, doğurganlık yeteneğinin kaybolduğu dönemdir. Bütün kadınlar bu özel...
Cem Yılmaz da bana gülüyor ve destekliyor
"Zoka" ile tanıdığımız Şahan Gökbakar, "Dikkat Şahan Çıkabilir" adlı programla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.