Trabzonspor gerçeği

Galatasaray Trabzonspor maçı iki takım için de çok önemliydi. Teknik direktörler Hagi ve Şenol Güneş'in kendi klasiklerinin dışında rakiplerini iyi analiz edip, taktik planlarını titizlikle hazırlamaları gerekirdi. Güneş doğruları yaparken Hagi'nin düşündükleri tutmadı.
G.Saray Ali Sami Yen'deki alışılmış etkili ilk 30 dakikadaki düzenini sahaya yansıtamadı. Trabzonspor'un oyunu ileride kabul edip rakibinin defansına ve orta sahasına baskı uygulaması kazandığı topları da az hatalı kullanması G.Saray'ı bozdu. G.Saray 30. dakikadan sonra alışılmış klasiğine döndü. En etkili ve tempolu olduğu zamanda da devre bitti.

Hagi'nin ilk yanlışı
İkinci devreye çıkarken Hagi büyük yanlışa düştü. Orhan Ak Kayseri'de çok iyi oynamıştı. Belki de futbol hayatının en fazla kanat bindirmesini yaptığı maçtı. Pazar gecesi de iyiydi. Yattara'yı pasifize ettiği gibi hücuma da destek veriyordu. Ayhan ile birlikte sol kulvara defansif ağırlık koyuyorlardı. Hagi Orhan Ak'ı oyundan alıp Ayhan'ı ön liberoya Conceiçao'nun yanına çekti. İyi işleyen kulvarın iyi oyuncusunu birden yerinden oynattı. 60. dakikadan sonra G.Saray oyundan düştü. Hagi son yarım saatte kenardan canlandırıcı bir formül üretemedi.
Şenol Güneş dersini iyi çalışmış ve maç başındaki taktik G.Saray'ın ritmini ve moralini bozdu. Devre arasındaki değişikliği de çok yerindeydi. Ofansif ve defansif bir şey yapamayan Yattara'yı çıkarıp Adem'i alarak takım savunmasını onardı. Gökdeniz'i de geniş alanda ikinci santrfor kimliğindeki role soyundurdu. Trabzonspor'un en başarılı ismi ön libero Hüseyin, ikinci yarıdaki rakibin baskısında Tolga ile Erdinç'e yakınlaşarak ortanın iyice sıkışmasına katkı sağladı. Kenarlar da iyi kapatılınca Hakan Şükür, Necati ve yerine giren Hasan Kabze etkisiz kaldılar.
Trabzonspor'un en eleştirilecek tarafı attıkları golden devre sonuna kadar olan zamandı. Pas irtibatları kesildi. Geniş alanda kontraatak geliştiremediler ve savunma kurgularının yerleşme düzeni bozuldu. Bu bölümü şans faktörüyle atlattılar.

Fener iyi oynadı
F.Bahçe Sakarya'da son dakika golüyle kazandı. Ancak bu sezonun en iyi deplasman maçını oynadı. İlk yarıda kontrollü anlayışla baskı kurdu. İkinci yarıda tempoyu sürekli yükseltti. En önemli artı da Sakaryaspor'a top yapma ve arzuladığı çabuk kontraatağa çıkma fırsatını çok az tanındı. Yetenekleri tartışılmayan Alex hiç savunma yapmıyor. Onun yokluğunda rakip atağa çıkarken F.Bahçe defansif yönden bir kişi fazlalaşmış oldu.
Aurelio her zamanki gibi büyük bir dinamizmle çalıştı. Sakarya'nın kontraatak başlangıçlarını her bölgede bozan ilk isimdi. Kazandığı topları da pas hatası yapmadan arkadaşlarına aktarınca çabuk hücumlara da katkı sağladı. Bütün bunların yanında ikinci yarıda çok kritik anda konsantrasyonu ve takipçiliğiyle kale çizgisinden gol çıkardı. Bence Aurelio bu sezon en istikrarlı ve saygılı futbolcu.

Deniz kazanıldı
F.Bahçe Sakarya'da bir de Deniz'i kazandı. İlk defa G.Birliği'ndeki Deniz'i izledik. Eğer Luciano gibi tecrübeli bir defans oyuncusunun yanında sürekli oynarsa performansı da artacaktır. Anelka boş durmuyor. Kalitesini iyi niyetli sahaya yansıtmaya çalışıyor. Belli bir süre futboldan uzak kalmasının fiziki sıkıntısını henüz atlatmış değil.
Alex olmayınca, duran toplar kötü kullanıldı. Bilhassa Ümit gibi deneyimli ve ayağına hakim bir oyuncunun arka arkaya attığı çok kötü kornerler inanılacak gibi değildi. Sağdaki kornerleri de önce Mehmet Yozgatlı sonra Serhat hep olumsuz kullandılar. Bu yüzden F.Bahçe en büyük silahından da son dakikaya kadar yararlanamadı. Son dakikada eğrisi doğrusuna denk geldi, Serhat tesadüfen korneri çok iyi kesince, usta kafacı Luciano da işi bitirdi.