Baykal: Yetkililer Ege'de şirinlik değil müzakereye ihtiyaç var
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, Ege Denizi'ndeki mevcut durumun artık değiştirilmesi gerektiğine yönelik açıklamalarını değerlendirirken, ''Ege'de, yeni bir denge oluşturuluyorsa, bunun Türk yetkililerinin kendi basınına, 'Bunu artık kaldırmanın zamanı geldi' gibi şirinlik yansıtan açıklamalar yapması yoluyla değil, ciddi, karşılıklı müzakerelerle gerçekleştirilmesine ihtiyaç vardır'' dedi.
Baykal, beraberindeki heyetle çeşitli temaslarda bulunduğu KKTC'den dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, KKTC'de Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Mehmet Ali Talat, anamuhalefet partisi lideri Derviş Eroğlu ile görüştüğünü anımsattı. Ziyaretinin amacının, Cumhurbaşkanlığı görevi sonunda Denktaş'a bugüne kadar verdiği mücadele dolayısıyla takdir duygularını iletmek olduğunu ifade eden Baykal, bu ziyaretle, Kıbrıs davasının Türkiye tarafından dikkatle izlendiğinin bir kez daha ortaya çıkmasının Kıbrıs Türk toplumunu memnun ettiğini gördüğünü dile getirdi.
Görüşmelerde Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu son durumu ele aldıklarını belirten Baykal, şöyle konuştu:
''Hem durumun en son olan fotoğrafını çektik, hem de bundan sonraki gelişmelerle ilgili anlayış paylaşımında bulunduk. Biz telkinlerimizi yaptık, onlar düşüncelerini söylediler. Kıbrıs sorununun önemli bir aşamasına yaklaşıyoruz. Ekim ayında Türkiye'nin AB ile müzakereleri başlatması açısından önem taşıyan bir genişleme protokolü imzalanacak. Bu protokolün KKTC'ye yönelik kuşatmanın, ambargonun, izolasyonun, ablukanın güçlenmesine vesile olmayacak şekilde imzalanması isteği Kıbrıs'taki bütün yetkililer tarafından ısrarla belirtiliyor.
3 Ekim protokolü dolayısıyla Türkiye limanlarını, Rum gemilerine, Rum ticaretine açma durumunda kalırsa, bunun, KKTC üzerindeki tahrip edici etkilerinin çok ağır olacağı belirtiliyor. Bu protokol dolayısıyla, 'mutlaka KKTC'nin AB ülkeleri ile ticaret yapma hakkı ile Gazimagosa ve Girne limanlarının Avrupa ülkeleri ile ticarete açılması konusunun çözülmesine yönelik bir ısrar, bir talep ortaya konulmalıdır' deniliyor.''
'TÜRKİYE'NİN DESTEĞİ, SÜREKLİ OLACAK'
Baykal, bu ziyaretin, KKTC'nin çaresiz, çözümsüz, umutsuz, kendisine getirilecek olan dayatmalara teslim olmaktan başka seçeneği olmayan bir durumda bulunmadığını ortaya koyması bakımından ve Türkiye'nin desteğinin sürekli orada olacağını yansıtması bakımdan da önem taşıdığını vurguladı.
Denktaş'ı, sağlığı yerinde, keyifli, yeni döneme hazırlanır bir durumda gördüğünü belirten Baykal, bu durumdan mutluluk duyduğunu dile getirdi.
TBMM BAŞKANI ARINÇ'IN AÇIKLAMASI
Baykal, bir gazetecinin, ''TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, Yunanistan'ın, Ege Denizi'ndeki karasularını 12 mile çıkartmasının savaş nedeni sayılacağına ilişkin kararın artık kaldırılması gerektiğine yönelik açıklamalarını'' nasıl değerlendirdiği sorması üzerine, uluslararası ilişkilerde tarafların, kendi medyalarına tek taraflı açıklamalar yaparak, oluşmuş olan bir tabloyu sarsıcı açılımlar yapmaları kadar yanlış bir şeyin düşünülemeyeceğini bildirdi.
Ege Denizi'nde bir denge oluşturma ihtiyacının geçmişte yaşanan olaylar sonucunda ortaya çıktığını belirten Baykal, Ege'de, Yunanistan'ın tek taraflı olarak kara sularını 12 mile çıkartmasının Türkiye tarafından kabul edilemeyeceğini ve bu durumda, Türk gemilerinin Türk limanlarında dolaşabilmek için bile Yunanlılardan izin almak durumunda kalabileceğinin bilindiğini kaydetti. Baykal, şöyle devam etti:
''Ege'de karasuların tek taraflı olarak 12 mile çıkarılmasının, Ege'deki durumu çok haksız ve adaletsiz bir şekilde bozacağı bilinmektedir. Türkiye, Yunanistan'ın böyle bir şeye kalkışmaması gerektiğini ve bunu casus belli (savaş nedeni) sayacağını bildirmiştir.
Bu tavır bugüne kadar böyle bir emrivakinin ortaya çıkmasına engel olmuştur. Şimdi gelinen noktada yeni bir denge oluşturuluyorsa, bunun Türk yetkililerinin kendi basınına, 'bunu artık kaldırmanın zamanı geldi'' gibi şirinlik yansıtan açıklamalar yapması yoluyla değil, ciddi, karşılıklı müzakerelerle gerçekleştirilmesine ihtiyaç vardır. Yunanlılar'ın 'karasularımızı 12 mile çıkarmayacağız' diye bugüne kadar bir açıklamalarına hiçbirimiz tanık olmadık.
Ancak bizim, kamuoyu önünde bunu kaldıracağımızı ifade etmemiz, Türkiye'nin bu konuda yürümekte olduğu müzakere pozisyonunu bir şekilde sarsar, sıkıntıya sokar. Eğer yürütülmekte olan müzakerelerde bu noktada dengeyi, statükoyu geleceğe doğru taşıyacak bir çözüm ortaya çıkmışsa, bu çözümün gereği karşılıklı olarak yapılır. Bunda da hiçbir sakınca yoktur. Biz Türkiye'nin Yunanistan'la bir askeri çatışmaya girme olasılığının konuşulmasından bile rahatsızlık duyarız. Türkiye ve Yunanistan'ın artık iki dost müttefik ülke olarak yaşaması gerektiği açıktır. Bunun şartlarını oluşturmak, ayrı bir konudur. Bu konuda yürütülen çalışmaları destekleriz. Ama Türkiye'de bu işlerle doğrudan da ilgili olmayan bir yüksek devlet yetkilisinin, tek taraflı böyle bir açıklama yapması, bizim dış politika yürütme anlayışımızdaki bir zafiyeti ortaya koymaktadır. Meclis Başkanı'nın düşüncesinin bu olmadığını düşünüyorum. Bu konularda daha dikkatli açıklama yapılması lazım.''
|