| |
|
|
Oy gidi Cerrahpaşa içmem suyunu içmem!..
Karadeniz'in güçlü sesi Volkan Konak'ın damar şarkısıdır Cerrahpaşa. Hikayesi uzun, hüzünlü ama baştan sona gerçektir. Bu hüznü önce sözcüklere dökmüş sonra da ezgisini sarıp sarmalayıp, duyanı beter eden hallere getirip söylemiştir onu Volkan kardeşim. Dün bu şarkıyı mırıldanarak dolaştım Cerrahpaşa Hastanesi' nin içinde. Bahçeden kantinlere, servislerden güvenlik odalarına kadar her yerini dört döndüm bu dünya çapında fakülte hastanesinin.
Kapalıçarşı gibi
Pazar günü İstanbul'a, hele de o soğuk haftaların ardından ıscacık vakitler sunarak gelmişti ne güzel. Girdiğim her yeri; şarkının umut törpüleyen anlamına inat yapan manzaralar bezemişti. Tatil günü olmasına karşın koca koca proflar, genç doçentler, asistanlar ve tıbbiye öğrencileriyle doluydu her yan. Hastalar, hasta yakınları, ne işleri olduğunu çok da kestiremediğim bir dolu insanımız Kapalıçarşı kıvamında bir kalabalığı yaratmıştı oralarda.
Hasta yakınları
Sonra bir hedef belirledim kendime. Gidip Çocuk Cerrahisi'ne girdim. Dev bir binanın bodrum katında mukim bu servisin koridoru tıklım tebelek doluydu. Kimi nispeten iyi durumda olan hastasını oracıktaki sıralara oturtmuş yanı başına da kendilerine yer açıp sohbete koyulmuş hallerdeydi. Hasta olan çocuklar olunca, manzara da pek bir etkileyici oluyordu doğrusu. Bir ara bazıları tanıyıp yanıma geldi hasta yakınlarının.
Adam sen de
Sonra bir şikayet sağanağıdır başladı. Aman yanlış anlamayın, şikayetler Cerrahpaşa'dan değil, oraya varıncaya kadar gidilen değişik sağlık merkezlerinden. Aralarında özeli de var devlete ait olanı da söz konusu o hastanelerin. Hekim hatalarından, ilgisizlik bilgisizlikten, adamsendecilikten, para tuzaklarından, ilaç meselesinde dönen dolaplardan dem vurarak tespih tanesi gibi art arda dizdiler sızlanma konularını.
Fizik kondisyon
Sonra içerilere, hasta çocuklarımızın yattığı yerlere gittim. Genç doktorlar, hemşireler de çok sıcak, çok yakın davranınca, her odaya girip çıktık aşağı yukarı . Haber değeri olan küçük insan hikayelerini önümüzdeki günler içinde paylaşacağız kısmetse. Benim söylemek istediğim kısa-net-yalın... Cerrahpaşa Çocuk Cerrahi Bölümü'nde gerek binanın fizik şartları, gerekse insan unsuru (çalışanları kast ediyorum) mükemmel.
Sağlıklı günler
İnsan iftihar ediyor, gurur duyuyor. Hele vakaların neler olduğunu duyup anlayınca; " Burada olmasalar çoktan yitip giderlerdi " demek için tababet uzmanı olmaya gerek yok ki, görülüyor çünkü. Hani derler ya; "Allah muhtaç etmesin ama başımızdan da eksik etmesin." İçinizden de olsa bir amin çekin bu söze olmaz mı? Bu arada Volkan Konak'ın şarkısı da güme gitmesin elbette. O zaman öyle bir acı olay yaşanmış ve o yüzden yakılmış bu türküşarkı. Açıkça söylemeliyim ki şarkıya bu denli içlenen ben dahi o sağlık mabedinde, Cerrahpaşa'da nanik yapmıştım dünyadan erken vakitte gitmeye. Neyse, ağzınızın tadını da moralinizi de bozmayayım da veda edeyim bugünlük. Hepiciğinize sağlık sıhhat dilerim sevgili okurlar...
|