kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Çocuklara yatırım yapıyorum
İlk nikâhı kıyarken çok ama çok heyecanlandım
Bir tek anneannem beni 'Misbah' diye çağırıyor

Avantajım genç olmak

Beyoğlu Belediyesi'nin 37 yaşındaki başkanı Demircan anlattı: "Ben işe çocuklardan başladım. Gençlere yatırım yapıyorum."

"Tarlabaşı'ndaki eserleri koruyacağız. Sahibi onarmazsa kredi bulmasına yardımcı olacağız."


Çocuklara yatırım yapıyorum

Kesinlikle gidip Talimhane'yi görün. Bunu İstanbul'da yaşayan herkese söylüyorum. Bütün sokaklar baştan yapıldı, binalar rengârenk boyandı, yıkandı. Geceleri de ışıl ışıl. Tüm İstanbul'a örnek bir proje yarattık Tarlabaşı'na da el attık. Eğer kanun teklifimiz kabul edilirse çok kısa zamanda oradaki bütün binalar onarılacak, çehre değişecek. Bina sahibi "Binamı yenilemem" derse binayı hemen kamulaştıracağız..

Ahmet Misbah Demircan, 1967 doğumlu Beyoğlu Belediye Başkanı. Müthiş enerjik, bir saniye yerinde duramıyor. Konuşurken bile heyecanlı, beni görür görmez, gözleri parlayarak projeleri anlatmaya başlıyor. "Durun" diyorum "Önce siz, biraz sizi tanımalıyım. Nasıl siyasete atıldınız, bu kadar genç yaşta belediye başkanı olmayı nasıl becerdiniz? Hem de Beyoğlu'na... Ayrıca, Tayyip Erdoğan'ı ne zamandan beri tanıyorsunuz?" Demircan "Benimkiler çok enteresan" diyerek önce ailesinden başlıyor. "Babam Ali Rıza Demircan, İslami araştırmalarıyla bilinir. Bir amcam Kasımpaşa'da armatör. Bir amcam, kendisini kaybettik, Kasımpaşa'nın kabadayılarındandı. Bir amcam bir gece mekanı işletirdi, hani Oba Restoran. Sezen Aksu'yu çıkarırdı orada. Yani son derece kozmopolit bir aileden geliyorum"

ÖNCE BEYOĞLU GELİR
Demircan, 9 kardeşin üçüncüsü. Liseden sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne gitmiş. Ardından aynı üniversitede Siyasi Tarih ve Uluslararası İlişkiler üzerine yüksek lisans yapmış. Okul bitince profesyonel hayata turizmci olarak atılmış. Bir ara Tunus'a gidip Arapça öğrenmiş. Önce Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'nde ardından AK Parti Genel Merkezi'nde çeşitle görevlerde bulunmuş. "AK Parti'den önce kime oy veriyordunuz?" diye soruyorum, şaşırıyor, uzunca bir süre düşündükten sonra "Galiba Refah Partisi'ydi, hatırlamıyorum" diyor. Ahmet Misbah Demircan, 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili adayı olmuş ama kazanamamış. Beyoğlu Belediye Başkanlığı adaylığını ise televizyondan öğrenmiş. Bugün başkanlığının birinci yılı doluyor. Demircan ile Beyoğlu'nun önemini, projelerini, sosyal belediyeciliği konuştuk. Genç belediye başkanı hırslı, hırslı olduğu kadar da çalışkan. Gözü şimdilik yükseklerde değil, "Önce Beyoğlu" diyor "Sonrasına bakarız."

Siz de Kasımpaşalısınız değil mi? Kasımpaşalılar her yeri ele geçiriyor galiba. Nedir sizin sırrınız?
Öyle geçirdik galiba (Gülüyor). Kasımpaşa'nın çok önemli bir farkı vardır. Çok farklı fraksiyonlara adres olmuştur. Yahudi, Rum, Ermeni, Türk, Müslüman, Levanten... Yani ne ararsanız var. Askeriye de var. Kasımpaşa'da olanın böyle bir şansı vardır. İnanır mısınız Kasımpaşa'da yaşayanlarda taassup yoktur. Muhafazakâr aileler vardır ama yanı başında çok değişiklikler yaşadığı için bunu içselleştirmiştir. Başka çevrelerden gelenler bu değişik yaşamları kabullenmekte zorlanırlar.

KARİZMAMIZIN SIRRI

Yani Kasımpaşalılar'ın karizma sırrı bu mu?
Kesinlikle. Siyasette herkese hitap etmeniz gerekir. Eğer insanlar sizde kendilerinden bir şey bulamazlarsa yakın hissedemezler. İşte Tayyip Erdoğan'ın birleştiriciliği de oradan geliyor. Eskiden Kasımpaşalılık iyi bir şey değilmiş gibi algılanılırdı. Oysa has Beyoğlululuk'tur. Beyoğlu'nda yetişmiş gençler bu anlamda çok şanslıdır.

Tayyip Erdoğan ile ne zamandan beri tanışıyorsunuz?
Küçüklüğümden beri. 5-6 yaşından beri Tayyip ağabeyimizdi o bizim. Çok sevilen biriydi. Örnek alırdık onu. Boyuyla posuyla, davranışlarıyla, duruşuyla hayran olduğumuz biriydi. Hâlâ da hayranım zaten.

Genç bir belediye başkanısınız. Bu bir avantaj mı?
Büyük avantaj. İnanır mısınız hiç çekinmedim görevi aldığımda. Turizmde ben şunu gördüm, bir müşteri insanın olgunluğuna, büyüklüğüne ve tecrübesine bakmıyor. Neye bakıyor? Bana iyi servis verecek mi diye bakıyor. Özel sektör tamamen bu durumda artık. Örneğin turlarda "Bizimle gelecek rehber genç mi?" diye sorarlar.

YAŞLILAR HUYSUZDUR

Neden?
Ee çünkü yaşlı rehber huysuzdur, beni manipüle eder. Benim isteklerimi yapmaktansa kendi yönlendirmelerini tercih eder gibi bir kanı var ortada. Gençler ise daha esnektir. Enerjiyi temsil ederler. Genç insana yaklaşması kolaydır, bir şey istemek çok daha kolaydır. Yaşlının tabii ki bilgisi vardır ama memnun edici servisi veremez çünkü kuralcıdır.

Siyasette de böyle mi?
Kesinlikle. Politikayı değerlendirenler, yani eskiler bu işin hep tecrübe kısmını ortaya çıkardılar. Oysa halkın gündeminde bu yok, halkın gündeminde dinamizm var.

Her yerde olduğu gibi belediyelerde de kemikleşmiş yapılar var. Bunları nasıl aştınız peki?
Genç olmanın bir avantajı da orada. Belli yaştakiler sizi ufak buldukları için, eksiklerinizi tolere ediyor, heyecanınızı ve çalışmanızı destekliyorlar.

Sık sık "Ben sosyal belediyecilik yapıyorum" diyorsunuz. Ne demek bu?
Belediyecilikte sokakların hepsini yapabilirsiniz ama asıl önemli olan insan unsurudur. Hızlı onarır, hızlı temizlersiniz ama insanları eğitmezseniz, tekrar tekrar temizlemek zorunda kalırsınız. O yüzden ben göreve geldiğim anda işe çocuklardan başladım. Beyoğlu'nda okuyan başarılı gençler için Kefken Kandıra'da Orman Bakanlığı'na ait bir arazide kamp düzenledik.Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah DemircanGeçen yaz oraya 3 bin çocuk yolladık. Bu her yıl devam edecek.

GENÇLERE YATIRIM

Yani gençlere yatırım yapıyorsunuz.
Kesinlikle.Gençler bu tip imkanlarla karşılaşınca, hayata bakışlarını değiştiriyorlar. Kendim de oradan yetiştim, biliyorum. Ayrıca temizlik birimleri kurduk, bütün okulları elden geçiriyoruz. Çocuklar farklı yerlere gitsinler diye günü birlik ya da hafta sonu turları düzenliyoruz. Benim sosyal belediyecilikteki hedefim gençlere imkan yaratmaktır.

Peki ya yetişkinler?
İnanıyorum ki, herkes evleninceye kadar kendi için yaşar, ama çocuğu olduktan sonra artık çocuk için çalışır. Beyoğlu'nda, Sütlüce'de, Kasımpaşa'da çeşitli kurslar açtık yetişkinler için, bir de baktık ki çocuklarıyla ilgili sorunlar konusunda eğitilmeyi tercih ediyorlar. Çünkü insanda hep varolma hissi var. Beden yaşlandığı için, hayallerini çocuklarına geçirmeyi istiyorlar bu da doğal bir içgüdü.

Peki, sizce Beyoğlu'nun en önemli sorunları nedir?
Beyoğlu'nun iki tane büyük problemi var. Birincisi vakıf arazilerine yerleşmiş binlerce vatandaşımız, dolayısıyla binlerce bina. Aslında vakıf arazileri satılamaz ama 2B'de olduğu gibi gelip yerleşmişler. Tapuları olmadığı için çarpık bir yapılaşma var.

TALİMHANE'Yİ GÖRÜN

Ne kadar binadan bahsediyoruz?
Yaklaşık 30 bin. Şimdi vakıf arazisinin takas yolu gündemde. Yani binalar hazine arazisiyle takas edilebilecek. Böylelikle şimdiki bulunan yer hazine arazisi olacak, vakıflara başka yer verilecek. Önümüzdeki günlerde bunu çözeceğiz. Bu binaları belli miktarlarla oturanlara satacağız ve çarpık yapılaşmayı önleyeceğiz.

İkinci problem sanırım Tarlabaşı.
Evet. Orayla ilgili ciddi bir çalışma içindeyiz. Beyoğlu'nun eskiyen binaları çok fazla. Klasik Beyoğlu dediğimiz, Tophane, Karaköy, Fındıklı, Gümüşsuyu, Kasımpaşa, Sütlüce'nin iskân problemleri çok fazladır. Örneğin bir binanın yaklaşık 40-50 sahibi var ve kimse binayla ilgilenmiyor. Rehabilite etmeye kalksak 50 kişi birbirini ikna edemiyor. Dolayısıyla eskiyen binalar kötü siluetleriyle Beyoğlu'nu çirkinleştirmeye devam ediyorlar.

Ya çözüm?
Biz iyi kötü mülkiyeti belli binalarda bu işi çözdük. Talimhane bunun çok güzel bir örneğidir. Gerçekten de tertemiz oldu. Binalar boyandı, bazıları sadece yıkamayla kendine geldi. Talimhane gerçekten de ismine yaraşır bir görüntü kazandı. Sadece Beyoğlu'nda oturanlara değil tüm İstanbullular'a söylüyorum, bir hafta sonu gidin, gezin, bana hak vereceksiniz.

Gerçekten de çok güzel olmuş. Arnavut kaldırımlı sokaklar rengarenk binalar. "Aynı modeli Tarlabaşı için uygulayacağız" diyorsunuz. Peki mülkiyeti belli olmayan binalar için ne yapacaksınız?
Başbakan dedi ki "Bu Tarlabaşı işini mutlaka çözün." Biz de bir ekip kurduk. Hatta isimlerini de sayayım. Dr. Sinan Genim, Mustafa Çiftçi, Prof. Dr. Yıldızhan Yayla, mülkiye başmüfettişleri Adnan Gürsoy ve Vahdettin Özcan, emekli hâkim paşa Yılmaz Hızlı, milletvekilleri Prof. Dr. Burhan Kuzu ve Nusret Bayraktar, Büyükşehir Belediye Başkanları Melih Gökçek, Kadir Topbaş, İçişleri Komisyonu Başkanı Tevfik Ziyaeddin Akbulut. Ve tabii ki Başbakan.

TARLABAŞI İYİLEŞECEK

Bu grup ne yapacak?
Yapacak değil, yaptık bile. Beraberce çözüm ürettik. Bir kanun teklifi hazırladık. Bu teklif eğer kanunlaşırsa elimiz müthiş hafifleyecek. Tescilli eserleri koruyarak rehabilite etme yoluna gideceğiz. Yani kimse "benim binam sana ne kardeşim temizletmem onarmam diyemeyecek." Önce sahibine önereceğiz, kredi bulmasına yardımcı olacağız, ya da kat karşılığında müteahhide verilmesine aracılık edeceğiz. Yani bir anlamda organizasyonu biz yapacağız.

Mevcut kanun bunun için yeterli değil mi?
Hayır teknik konuşmak istemiyorum ama bu mevzuat ile ancak 30 yılda bir şeyler yapılabilir.

Bina sahipleri sunduğunuz hiçbir öneriye sıcak bakmazsa ne olacak?
Valla o zaman kimse kusura bakmasın, zınk diye kamulaştırırım ve kimsenin gıkı çıkamaz. Beyoğlu'nda bir bina sahibi olmak öyle keyfiyet sahibi olmak değildir. Burası İstanbul kardeşim, burası Beyoğlu... Artık şehrin yok olmasına izin vermeyeceğiz.

Her şey yolunda giderse, ne kadar bir sürede proje
tamamlanabilir?

Teklif yasalaşsın, Cumhurbaşkanı onaylasın ondan sonrası o kadar kolay ki size anlatamam. Biz projelere başladıkça bu sefer mal sahibi gelip bize "Bana da yardım edin" diyecek. 2007'ye kadar büyük oranda çözeriz.

Politikayı değerlendirenler, yani eskiler bu işin hep tecrübe kısmını öne çıkardılar. Oysa halkın gündemi bu değil. Halkın gündeminde dinamizm, hizmet ve enerji var. Bu ihtiyacı ancak gençler karşılayabilir.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Orhan Pamuk sendromu
 Bin metre bayrakla yürüdüler
 Endonezya depremi sonun başlangıcı mı?
 Lions 'arka bahçe' mi?
ERDAL ŞAFAK
Mahşerin 3 atlısı
Aynı zaman diliminde...
ÖMER LÜTFİ METE
İrtica-savar bölücülük türü
Bu ülkede ikide bir...
UMUR TALU
Derinlerden bir ses
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman...
ERGUN BABAHAN
Gazetecilik ve iş takipçiliği
Gazeteciliği iş...
MEHMET ALTAN
Kim bu akaryakıt kaçakçıları?
Türkiye'nin "resmi...
YAVUZ BAYDAR
Eksiklik ve abartma
Ne az olacak, ne fazla. Haberleri...
Liderlik İtalyanlar'a
Papa II'nci Jean Paul'ün halefinin kim olacağı tartışmaları...
Kardinaller Sistine Şapeli'ne kapanacak
1 milyar Katoliğin liderini belirleyecek kardinaller, bu hafta...
100'üne gözüne bulaştırdı!
100'üne gözüne bulaştırdı!
Galatasaray, 100. yıl formasını sırtına geçirdiği ilk maçta, ligin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu