kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hincal Uluc @ SABAH
Tel:
0212 3544813
Fax:
0212 3544891
 
Özlenen ve beklenen opera zaferi..
Yanıt!..
"Elde edilmeyecek kadın yoktur.."
Benim güzel Londram!..
TEBESSÜM
SEVDİĞİM LAFLAR
BİZİM DUVAR

Özlenen ve beklenen opera zaferi..

Yekta Kara'nın aslında böyle bir zafere ihtiyacı vardı.. İstanbul Devlet Operası'nı yönetirken özellikle Turandot ve Tosca ile harikalar yaratan, Opera'yı sıradan insanlara sevdiren ve kapalı gişe oynatmaya başlayan, Avrupa turnelerini alkışlarla kapayan Kara, kifayetsiz muhteris bir siyasetçi tarafından görevden alınınca, daha çok yurtdışında çalışır olmuştu.
Suat Arıkan'ın Genel Sanat Yönetmenliğine gelmesi ve Kara'yı tekrar yuvasına davet etmesiyle kırgınlıklar sona erdi. Kara'nın dönüşü, seyirden çok dinleti operası İl Travatore ile oldu. Turandot ve Tosca'nın görkemli sahnelerini hatırlayanlar için İl Travatore hayal kırıklığı yarattı. Bir Kara Operası ilk defa gölgede kaldı..
Ardından Kara'nın gene bir dinleti operası (Belki de bu yüzden az sahnelenen) Belisario'yu seçmesi fevkalade ilginçti.. Kara yenilgiyi kabul etmiyor, iddiasını sürdürüyordu. Doğrusu ya bu büyük cesaretti..
Ve cesaretin sonucu "Zafer" oldu..
Opera sık sık alkışlarla kesildi. Perde bitmeyen alkışlarla kapandı..
Birbirinden çok farklı kesitlerden insanlarla konuştum..
Vali Muammer Güler bayılmıştı. Ben de bir valinin gelip bir operayı başından sonuna en ön sıradan izlemesine bayıldım.
"Mükemmel bir şey Hıncal Bey" dedi.. "Daha da güzeli.. Venedikliler bu operayı bu yıl repertuarlarına almışken, bizden haberi alınca vazgeçip, bu ekibi Venedik'e davet etmişler."
1969'da Leyla Gencer'in de muhteşem performansı ile sergilendiği La Fenice'de bu defa tamamı Türk bir Belisario sahneye çıkacak. Ne mutlu..
Gencay Gürün "Olmaz böyle şey.. Keşke başka bir şey dileseydim.. Birinci perdeyi izlerken kaç defa 'Cep telefonuna sarılsam da Hıncal'ı çağırsam' diye düşündüm.. 'O kadar güzel bir şey ki bu.. Hıncal da bayılır' dedim ve şimdi karşıma sen çıktın" diye coşkusunu anlattı.
Ece Gürsel, oyun boyu ve sonunda alkıştan yorulan kol kaslarını açmağa çalışırken "Baştan aşağı mükemmeldi" dedi.. "Sana ne kadar teşekkür etsem az Hıncal, bu geceyi bana yaşattığın için.." Etrafta Zeynep Oral vardı.. Bu işin tam da uzmanı.. Mutluydu..
Ruhat Mengi vardı.. Performans Sanatlarını en çok seven, hep izleyen Ruhat.. "Bu keyfi şurada Marmara Cafe'de oturup sürdürelim" diye tüm dostlarını davet etmekle meşgul..
Perde açıldıktan sonra çalmaya başladı, orkestra üvertürü.. Yekta Kara, operanın gerçekten çarpıcı ve etkileyici, çok sade, simgesel dekorunu, adeta bir "Teaser/Meraklandırıcı" olarak sunmuş, dahası operayı yazan Donizetti'yi de adeta bir ruh gibi oyunun içine almıştı.
Haa.. hemen söyleyelim. Bu G. Donizetti, İstanbul'a gelen ve klasik müziği beraberinde getiren, Müzika-i Hümayun'u kuran, padişaha marşlar besteleyen G. Donizetti, ya da Donizetti Paşa değil.
O G., Guiseppie.. Bu G. Gaetano.. İki kardeş..
Yazan değil, ama yazılan şey İstanbul.. Bizans yani.. Belisario, Bizans'ın en parlak imparatorlarından Jüstinyen'in en kahraman komutanlarından. Öykü, bu efsane adama atfedilen sayısız hikâyelerden en acıklı olanı..
Bizim Donizetti Paşa, kardeşinin operasını 1842'de İstanbul'da şu anda izi bile kalmayan Basco tiyatrosunda İtalyan bir guruba sahneletmiş.
Kara'nın Belisario'su, Türkiye'de ikinci, ama Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk temsil oluyor yani..
Üvertür nasıl keyifli bir müzikti ve nasıl keyifli bir gece geçireceğimizin işaretlerini veriyordu. Başka işaretler de veriyordu..
Türkiye aleyhine ırkçı ithamların yayılmaya çalışıldığı bir dönemde, İstanbul'da Bizans'ı ve bir Yunan kahramanını anlatan bir opera sahneleniyor, bu operanın baş rolünde de adı Kevork Tavityan olan Ermeni asıllı bir Türk oynuyordu.
Çok iyiydi Kevork.. Jüstinyen'i oynayan Kenan Dağaşan da çok iyiydi. İrene de Hande Tuncer de.. Alamiro'da Bülent Bezdüz çok iyinin de ötesindeydi.. Ama bize öyle geliyor ki, İtalya'yı Leyla Gencer'den sonra fethedecek ikinci Türk, Belisario'nun kötü ruhlu karısını canlandıran
Perihan Nayır olacak.. Nasıl bir ses ve bu sesin nasıl ustaca kullanımı.. Hele o üçüncü perdedeki şarkının bir şurup lezzetinde kulaklardan gönüllere akışı.. Salon yıkılıyordu, alkış ve "Bravo"lardan..
Yekta Kara, dinleti operası Belisario'yu, orkestra şefine bakıp, şarkılarını okuyan operacıların değil, oyuncuların sahnelediği bir gösteriye dönüştürmeyi başarmış.. Sesler kadar mükemmeldi oyunculuk..
Şef Cem Mansur'un müziği, ortada sahne olmasa da dinlenecek kadar güzeldi.
Dekoru söyledim.. Harikaydı.. Ali Cem Köroğlu bu dekorla ödül almalı..
Tek yadırgadığım yer yer Uzay Yolu'nu andıran giysiler oldu. Sahneye bir ara Kaptan Kirk girse şaşmazdım. Hele finalde koronun erkeklerinin Pandit Nehru dönemi, nerdeyse bire bir Hint kostümleri içinde olmalarını hiç anlamadım. Şanda Zıpçı da, keşke o mükemmel ve fevkalade bilgilendirici hazırlanmış program dergisinde yazsa da ne yapmak istediğini anlatsaydı.
Son söz..
Operanın ve Yekta Kara'nın hele bu günlerde fazlası ile ihtiyaç duydukları bir zafer gecesi yaşadık..
Belisario görülmeli.. Dinlenmeli!..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yüzüncü yılın yüz karası..   / 31-03-2005
 "Sen Ağlama müzikali niye olmaz?.."   / 30-03-2005
 "Sizi ben de kurtaramam!.."   / 29-03-2005
 Edirne'nin parmak yediren ciğer ve köfteleri..   / 26-03-2005
 Spor   / 24-03-2005
 Aman Türkiye pis kalsın!..   / 23-03-2005
 Bomba gibi bir film.. Kinsey!..   / 22-03-2005
 Sevmek için sevmek var, bir de.. Elde etmek için..   / 20-03-2005
 Gelibolu'da boşuna mı öldük?.. Öldüler?..   / 19-03-2005
 İstanbul'u eşkiyaya teslim etmeyin!..   / 18-03-2005
MEHMET BARLAS
Sezer ve Erdoğan'a "Nisan Balığı" denemeleri
Bugün 1...
MAHMUT ÖVÜR
İstanbul'a 'China Town' kuruluyor
Tekstilden elektronik...
ÖMER LÜTFİ METE
Karşı-milliyetçilik nöbeti
Bayrak yakma girişimine...
REFİK DURBAŞ
Üniversite mezunlarının sorunları
SABAH Posta...
SAVAŞ AY
Tepeden tırnağa insan işte!..
"Tuğba diye bir kız."...
HINCAL ULUÇ
Özlenen ve beklenen opera zaferi..
Yekta...
EMRE AKÖZ
'En öldürücü silah'
Salı gecesi NTV'de BBC...
Ulusoy'a Talimat
Ulusoy'a Talimat
Çakıcı'nın, şoförü aracılığı ile Ulusoy'a gönderdiği pusulada...
İnanmasak bırakırdık
İnanmasak bırakırdık
Galatasaray'ın yeni golcüsü Hasan Kabze, SABAH'a iddialı açıklamalar...
TCK iki ay ertelendi
Yeni ceza yasasının ertelenmesi kararı önceki gece Dışişleri...
Jakoben değilim
Başbakan Erdoğan, 9. Cumhurbaşkanı Demirel’in yazarımız Yavuz Donat’a...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu