kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Ya Allah düğmeye basarsa

İktidarın sergilediği sendeleme görüntüleri siyasette yakın geleceği okumak isteyenleri fena halde yanıltabilir. Bugünkü tökezlemelere rağmen Erdoğan emin adımlarla yoluna yürüyebilir. Çünkü büyük puan farkı ile önde olan şampiyonluk adayı takım gibi Erdoğan, rakiplerinin kaybını beklemek durumunda değil.
Ne var ki sayın başbakana bu rahat yarışı da kaybettirecek bin türlü cilve de örnekleyebiliriz. Mesela yirmi puan farkla önde, matematik olarak şampiyonluğunu ilan etmiş takım gibi son düzlüğe girerken, ortaya bir şike iddiası çıksa ve kanıtlansa her şey ters döner. Siyasette şike, türlü 'yolsuzluk' yöntemlerinden biriyle gerçekleşmiş olabilir. Bir bakarsınız ki, şu veya bu bakanınız öyle bir yolsuzluğa karışmış ki 'başbakan habersiz' dense bir rezalet, 'haberdar' dense bir başka rezalet! Şike nasıl küme düşme sebebi ise, yolsuzluk da 'namus timsali' geçinen bir lideri halkın gönül tahtından indiriverir. Üstelik yolsuzluğun belgelenmesi de şart değildir. Tıpkı daha öncekilerdeki gibi, ister kuru iftira, ister güçlü ihtimal olsun, yolsuzluğun isnat edilmesi bile yeteri kadar yıpratıcıdır. Hem de, halkın yolsuzluk karşısında yıkıcı bir bağışıklık kazanmışlığına rağmen! Hele de 'Ak' olma davasını sürdüren bir siyasi hareket hakkında 'akçeli karalar' bu kadar çok konuşuluyorsa saygınlık kazanı kevgire dönmüş demektir.
Lakin, futboldaki şike yerine geçecek türden yolsuzluklar ortaya çıkmayacaksa hala şartlar Erdoğan'ın lehinedir. Kendini ve hareketini ayağa kaldıracak yenileyici ve arıtıcı ruha sahipse, basıldığından söz ettiği 'düğme'ye rağmen iktidarın toparlanması mümkündür.
Tabii böyle bir 'nasip' için de olmazsa olmaz şart, durum değerlendirmesini sağlıklı biçimde yapabilmektir. Bu da başbakanın kendini ve kadrosunu acımasızca sorgulamasını gerektirir. Böyle bir 'farz-ı ayın' ihmal edilirse 'kısmet bu kadarmış' demek kaçınılmaz görünmektedir.
Esasen sıradan tellal siyasetçiler gibi kendi icraatını bütünüyle aklayan, ciddi yanlışlar içinde olabileceğine ilişkin en küçük bir kuşku taşımayan lider için felek zaten düğmeye basmış demektir. 'İyi bir Müslüman olma' iddiasındaki siyasetçi eğer nefis muhasebesini ve kadro denetimini Erdoğan gibi yapıyorsa veya hiç yapmıyorsaonun iktidardan düşürülmesi kendisi için ilahi bir merhamet olur. Zira sürecek iktidarla daha çok adaletsizlik biriktirmekten korunacaktır.


Siyasette kalıcı iz bırakma fırsatını yakalayıp da şu veya bu sebeplerle değerlendiremeden sahnenin kenarına düşen veya tamamen silinen şahsiyetlerin muhakkak mazeretleri vardır. Böyle örneklerden herhangi birini hayal gücünün ameliyat masasına yatırıp vicdanlarına girerek bir 'roman yolculuğu' yapacak olsanız 'ben'in aldatıcı manevralarından başınız döner.
Bir kere kaybeden siyasetçi için sayısız 'düşman' vardır. Muhalefet bayağıdır, medya meslek haysiyetinden yoksundur, güçlü ülkeler toplumu karıştırıcı ve ortamı gericidir. Bu sonuncusu, siyasetçinin kendisini aklaması için o kadar elverişli bir manevradır ki tadına doyum olmaz:
- Tam ülkeyi düze çıkaracaktım, Türkiye'nin düşmanları durumu fark ettiler ve düğmeye bastılar, beni alaşağı ettiler.
- İyi ama sen baştan beri onların dümen suyunda gidiyordun.
- Yok efendim, ben öyle görünerek el altından memleketi kurtarıyordum. Durumu fark edince defterimi dürdüler.
Anlat, anlat. Senin, gökten kurtarıcı olarak indirildiğine inanıp peşine takılanlar yine kanacaklardır. Nitekim Erbakan hakkında böyle bir 'iman' ile teselli bulan nice mürit vardır. Biraz daha ince ayar mazeret arayan 'mağlup siyasetçi' ise etrafını suçlar:
- Arkamdan hançerlendim. Bir sürü ahmak ile çalışmak zorunda kaldım. Ceketim kadar değerli olmayan adamlardan kurulu bir Meclis grubu ile daha ne yapabilirdim.
Hep o kör ve sağır edici ben. Yüce Yaratan ona vicdanından, gerçek dostları da kulağından ve gözünden yanlışlarını fısıldar ama nefis bunların tevilini anında üretiverir. Ben böyledir, Allah ile yarışır. Onun için iktidarın doruğunu görüp kendini 'ilahi kudret'in yeryüzündeki temsilcisi zanneden adam ölüm döşeğinde bile koltuk sayıklayabilir. Sufi boşuna dememiş:
- İnsanı en son baş olma sevdası (=hubbu cah) terk eder.
Bir ara düğmeye basmaktan söz eden Erdoğan çok iyi bilir ki, bütün düğmeler Allah'ın elinin altındadır. Ama iktidarın en büyük fitnesi lidere bu bilgiyi ve 'ilahi iktidarı' unutturmasıdır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Asayiş Beypazarı   / 29-03-2005
 Karanlıkta 'Denksizce'ler   / 28-03-2005
 Bayrağı kafaya sarıp kuma gömmek   / 25-03-2005
 Misyonerlik demokratik hak mı?   / 24-03-2005
 Küresel devlet terörüne doğru   / 22-03-2005
 'Rum devletini tanimayirum da'   / 21-03-2005
 Medyatik Sevr'e bir adım kala   / 18-03-2005
 Erdoğan'ı eleştirmede ihlas ve iflas   / 17-03-2005
 Tıp Bayramı'nın ruhuna Okumuş   / 15-03-2005
 Şeyhin kerameti Stiglitz'ten menkul   / 14-03-2005
ERDAL ŞAFAK
Bir kamptan öbürüne
Başbakan Erdoğan bu...
ÖMER LÜTFİ METE
Ya Allah düğmeye basarsa
İktidarın sergilediği sendeleme...
UMUR TALU
Kalem, hokka, mürekkep
Mesele insanların farklı fikirler...
Kıyamet alameti mi?
Depremlerin arttığına ve zamanlamasına dikkat çeken İngiliz yazar Hal...
Türkiye'yi suçlamadım
Irak'a Türkiye sınırından girememelerinin direnişi...
Bu ödül tüm Türkiye'ye
Bu ödül tüm Türkiye'ye
Sabah Spor Ödülleri Töreni'nde Yılın Futbolcusu ve Yılın Sporcusu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu