kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Düğme tek değil çok'
'Düğme tek değil çok'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Düğme tek değil, düğme çok... Kim ben güç dengesiyim diyorsa onun önünde bir düğme var ve güç dengeleri de bu düğmeleri kendilerine göre kullanıyorlar'' dedi. Başbakan Erdoğan, Rabat'ta düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''AK Parti'den istifaların yurtdışı gezileriniz sırasında gerçekleşmesi yaralayıcı ve moral bozucu oluyor mu? Bunlar yurtdışı gezilerinizi ertelemenize neden olabilir mi?'' sorusu üzerine, Erdoğan, ''İstifa edenler tam aksine herhalde beni düşünüyorlar. Bunu da aralıklı yapıyorlar, alıştırdılar bizi artık. Ona da alışmış bulunuyoruz'' dedi.
Erdoğan, bir başka gazetecinin, Güney Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı'nın Kıbrıs için dolaylı görüşmelerin Nisan'da
başlayabileceğini söylediğini anımsatarak, ''Türkiye'nin bu konuda geldiği son nokta nedir? Tavrı ne olacak? Nisan'da dolaylı görüşmeler başlayabilir mi?'' sorusunu yanıtlarken, kendilerine ulaşmış herhangi resmi bir açıklama olmadığını belirtti.
Türkiye'nin 17 Aralık'tan sonra bu konudaki kanaatlerini açık ve net ifade ettiğini dile getiren Erdoğan, bunun KKTC'deki 17 Nisan seçimlerinden sonra çok daha net ortaya çıkacağını kaydetti.

Erdoğan, ''Güney Kıbrıs Rum yönetimin muhatabı Türkiye Cumhuriyeti değildir. Onların muhatabı KKTC'dir. Biz burada garantör ülke olarak, aynı şekilde Yunanistan garantör ülke olarak, bu sürece daha önce nasıl yardımcı olduysak, bundan sonra da samimi bir şekilde yardımcı oluruz ve oradaki sıkıntıyı bir an önce aşmaya biz de yardımcı olarak gayret ederiz'' diye konuştu.

'DEMİREL'İN DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞMAM MÜMKÜN DEĞİL'

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Bir süredir 'bizim için düğmeye basıldı' diyorsunuz. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in de gazetelerde, derin devlete ilişkin açıklamaları var. Demirel, 'Derin devlet boşluğu sever' diyor. Kara Kuvvetleri Komutanı'nın Irak'la ilgili açıklamalarına değiniyor. Bayrak konusunda milletin hassasiyetlerini vurgulayarak, hükümetin bayrağa sahip çıkmasına vurgu yapıyor. Demirel, ayrıca, 'Ben, Menderes ve Tayyip Bey gücü paylaşmayı
sevmiyoruz, biz Jakobeniz' diyor. Ne diyorsunuz?'' sözleri üzerine, şunları söyledi:

''Ben Demirel ile medya aracılığıyla konuşmak istemem. Siyasi tecrübesine de saygı duyarım. Gerek Irak politikasıyla ilgili, gerek bayrak hassasiyetiyle ilgili, gerekse Jakoben yakıştırmasıyla ilgili düşüncelerini paylaşmam mümkün değil. Bir hükümet adına konuşma yetkisi sadece Türkiye Cumhuriyeti hükümeti başbakanınındır, hükümet sözcüsünündür, ilgili bakanların da ilgi alanlarıyla alakalıdır.

Türkiye'de Irak politikasını kimlerin nasıl oluşturduğu bellidir. Bunu Dışişleri Bakanımız da hükümet sözcümüz de açıklamıştır. Bu konuda biraz gecikmeli de olsa Sayın Genelkurmay Başkanı da açıklamasını yapmıştır. Türkiye'nin Irak politikasını sadece Dışişlerimiz oluşturmuyor.

Dışişlerimiz ilgili kurum ve kuruluşlarla da görüşerek, bunların başında Genelkurmayımız gelir, çünkü işin bir askeri boyutu vardır. Bu strateji onlarla görüşülerek de oluşturulmaktadır. Hatta, MGK'ya getirilerek oralarda da görüşülmektedir. Bakanlar Kurulumuz bu konuyu görüşmekte, parlamentoya taşınması gerekiyorsa bu tür konular parlamentoya taşınır. Zaman olur açık, zaman olur kapalı oturumlarda bunlar müzakere edilir.''

Erdoğan, Irak konusunda bu politikaların oluşturulduğunu belirterek, ''Bu politikaların oluşturulması süreci de hükümetimiz
dönemine ait değildir. Geçmiş dönemde oluşturulmuş bir politika vardır. Biz bu politikayı şu anda aksayan yanları nelerse bunları gidererek, geleceği taşıyoruz. 'Irak'ın şu andaki durumuyla alakalı böyle bir politika yok' demek kesinlikle yanlıştır. Bunu daha sonraki gelişmelerde de açıkça gördük'' diye konuştu.

'JAKOBEN DEĞİLİM'

Başbakan Erdoğan, tekilciliği asla sevmediğini, her zaman kolektif bir aklı kullandığını belirterek, bunu Bakanlar Kurulu'ndaki arkadaşlarının çok daha iyi bildiğini vurguladı. Erdoğan, ''Jakobenlik tanımını eğer farklı anlıyorsak onu bilemem. Benim yapımda bugüne kadar yaptığım uyumalarda istişare, müzakere her zaman için önemlidir en önde gelendir'' dedi.
Bakanlar Kurulu'nda ve AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK) da aynı şekilde arkadaşlarının kanaati oluşmadan kendi kanaatinin oluşmadığını dile getiren Erdoğan, ''Yola biz böyle çıktık ve bu konuda da hiçbir zaman dayatmacı olmadık, bundan sonra da olmaya niyetimiz yok. Ama yakıştırmalar olacaktır'' dedi.

Erdoğan, demokrasinin kendi içinde olmazsa olmazları bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Demokrasinin kendi içinde kuralları vardır. Kuralsız bir demokrasi söz konusu değildir. Bunu kabullenmemiz lazım. Demokrasinin kendi iç disiplinini yok farz ettiğiniz zaman, bunun bedelini de ödeyecek olan yine o siyasi hareketin önde gelenleridir.

Biz de bu siyasi hareketimizi başlattığımızda önce bu kolektif akıl çerçevesinde ilkelerimizi belirledik ve bu ilkeleri kabul
edenlerle yola çıktık. Ama daha sonra yorgun düşenler olursa, buna uymayanlar olursa, onlarda demokrasinin kendilerine vermiş olduğu istifa hakkını kullanmıştır. Siyasi partilerde bir hassasiyet vardır. Nedir o? Kendi iç
disiplinidir, bunu ister. Ama siyasette eğer seçim yolunu seçiyorsak, iki seçeneğin var. Ya bağımsız seçilirsin, ya gelir bir siyasi partiden seçilirsin. Bağımsız seçildiğin takdirde senin kendi sınırların içerisinde çok ciddi bir tasarruf yetkin var, bunu kullanırsın. Ama bir siyasi partinin ilkelerini kabul ederek, iç disiplinini benimseyerek seçilmişsen, o zaman mücadeleni bir seçim dönemi içerisinde sürdürmen gerekir diye inanıyorum, böyle düşünüyorum.''

'SANAL VE DAYATMACI HAVALAR'

Başbakan Erdoğan, bazılarının ''yedek liste'' olması konusunu gündeme getirdiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:
''Peki onu il genel meclisinde, belediye meclislerinde niye gündeme getirmiyorsun? Orada da yedek listeler var. Orada evet
diyorsun, öbür tarafta niye evet demiyorsun? Hiçbir zaman bir parti kalkıp da zaman içerisinde oluşan sanal veya dayatmacı havaların oyuncağı haline getirilemez. Getirildiği zaman bu sadece bir partide istikrarsızlık nedeni olmaz, ülkede istikrarsızlık nedeni olur.

Bizler ülkemizin güvenilirliğine, istikrarına yönelik bu tür çabaları destekliyorsak, ona eyvallah diyelim, ama şahsen böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değil. Şu ana kadar edindiğim siyasi tecrübe de bana bunu gösteriyor. Ben 3 yıllık, 5 yıllık bir siyasetçi değilim. Ben siyasetin içinde doğdum. Bundan sonraki süreçte de yine aynı kararlılıkla siyasetimi oluşturmaya, ülkeme, insanıma hizmet etmeye devam edeceğim. Bizler şu anda hangi siyasi partide olursa olsun bu boşluğun eğerlendirildiğini görüyorum, olay budur. Ama bu boşluğun değerlendirilmesi ne kadar sürer, ben onu bilemem. Ama, il genel ve belediye meclislerinde bu uygulama varır, bunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Çünkü o da demokrasinin birer unsurudur, kurumudur. Oralarda bu olabildiğine göre bu parlamentoda bu olabilir.

'PARLAMENTOMUZ DEVAMSIZ BİR PARLAMENTO'

Bu neyi getirecektir? Genel kurullara devam noktasında parlamentomuz maalesef devamsız bir parlamentodur. Bu benim partim için de, muhalefet için de geçerlidir. Haftanın 3 gününü milletvekillerimizin buraya tahsis etmesi, fevkalade bir mazereti olmadıktan sonra da genel kurulu takip etmesi gerekir. Milletimiz oraya vekalet verirken bu niyetle veriyor. 3 günün dışında 4 gün sadece kendine ait değilsin. Aynı zamanda seni oraya gönderenlere aitsin. Onu da takip edeceksin, hangi bölgenin milletvekiliysen gerekirse bölgene gideceksin. Ankara'da bölgenin ve bölge insanlarının sorunlarını takip edeceksin. Bizi halkımız bu anlayışla destek veriyor. Bu irtibatı halkımızla kurmak zorundayız. Bunu başardığımız zaman çok daha güçlü ve disiplinli bir parlamento, siyasi partiler ve kontrol mekanizmalarını iyi çalıştıran bir kurum oluşur.''

'DÜĞME TEK DEĞİL, DÜĞME ÇOK...'

Başbakan Erdoğan, ''düğmeye basma'' konusuyla ilgili olarak da, ''Düğme tek değil, düğme çok... Kim ben güç dengesiyim diyorsa onun önünde bir düğme var ve güç dengeleri de bu düğmeleri kendilerine göre kullanıyorlar. Bunun şu veya bu olduğunu, sizler de benim kadar takdiredersiniz. Çünkü şu veya bu yok, şunlar veya bunlar var'' dedi.

1 2 3 4 5
 
DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Mumcu pazara başkan
 Kardak'ta yeni gerginlik
 CHP'den bir istifa daha
 AKP'nin 'yıldız'ı kaydı
 Güneydoğu'da Ağar rüzgârı
 Fas Kralı'ndan Türkiye'ye övgü
 Sarıgül'den Baykal'a dava
 TCK'nın ertelenmesi gündemde
 Muhaliflerden yine deklarasyon
 Doğan'ın istifası 'kayıp'
 Avusturyalı gazeteciye tahliye
 19 ilde Nevruz'a soruşturma
ASLI AYDINTAŞBAŞ
'Aşırı milliyetçilik' kırmızı belgede
Halen son...
YAVUZ DONAT
Fırat kıyısında kurt ile kuzu
25 Mart 2005 Cuma. Saat...
Beynin sırrını çözen Türk
Minnesota Üniversitesi Manyetik Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Kamil...
Gazetecilere kıyasıya dayak
Adana'da, vatani görevini yaptığı sırada 17 yaşındaki B.E.'yi...
'Evimin ışığı, sultanların yakışığı, cıvan oğlum...'
'Evimin ışığı, sultanların yakışığı, cıvan oğlum...'
Savaş Ay, Kâbil'de askerliğini yapan Tuncay'a ailesinin yazıp verdiği...
Bartholomeos AİHM'ye gidiyor
Bartholomeos AİHM'ye gidiyor
Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Fener Rum Patrikhanesi arasında...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu