kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Çap

Çapı, üstlendiği sorumluluğu taşımaya yetmeyecek bir kadronun çaresizliği Türkiye'nin bugünkü çalkalanmasının bir nedenidir. Bu çapsızlık yalnızca derinlik eksikliğinden kaynaklanmıyor. İçselleştirilmemiş değerler üzerinden siyaset yapmanın getirdiği açmazların da iktidarı kilitlediği belli.
İktidar partisinin ve onun tepe yöneticilerinin yetersizliği, bugün ülkede yaşanan karmaşanın ancak bir bölümünü açıklıyor. Hükümetin yarattığı boşluktan yararlananlar da yalanlar ve korkularla toplumun dengesini bozuyor.
Bunun sonucunda kendisine en çok güvenmesi ve belirlediği hedeflere doğru harekete geçmesi gerektiği anda toplum da kilitlendi. Daha doğrusu pompalanan bir cinnet neredeyse tüm hedeflerin silinmesine, koca bir ülkenin korku, önyargı ve öfke sarmalına girmesine yol açtı.
Bu toplum iki yıldır kendisini dünyaya yapabileceği katkılarla tanımlıyordu. Bugün cehaleti ölçüsünde şirret grupların pompalamasıyla dünyanın kendisine yapacağı kötülüklerin kabusuyla yaşıyor. Daha doğrusu kendisine bu kabus dayatılıyor. Ülkenin münevverlerinin bir kısmı kendi iktidar alanlarını da koruyabilme amacıyla sürekli korkuları besleyen bir söylemi benimsiyor.

Öfkeleri
bileyenler
Bu söylemde yalan mübah oluyor, cehalet sorgulanmıyor, ilkesizlik öne çıkıyor. Bugünün dünyasında ayakta kalabilmek için gerekli vasıflara sahip olmayanlar imtiyazlarını korumak amacıyla ülkeyi ateşe atabiliyor.
Türkiye'nin etrafında her şey şu ya da bu nedenle neredeyse ışık hızıyla değişirken, bu değişimi anlamak yerine hurafelere sığınmak işlerine geliyor. Türkiye'nin üzerine gelen sorunlarla başa çıkmanın yollarını aramaktansa öfkeleri bilemek, kin üretmek kolaycılığına kaçılıyor.
Kurdun puslu havayı sevmesi gibi, içine kapanmış bir Türkiye'yi sevenler bu ülkeye ve toplumuna dünyalı olma hevesini çok gorüyor. Bu şekilde de ülkenin geleceğini ipotek altına alıyorlar. Perşembe günkü Radikal gazetesinde Füsun Türkmen'in işaret ettiği gibi, "AB'nin demokratikleşme, Kıbrıs ve şimdi de Ermeni sorunu etrafında tetiklediği tartışmalar, özeleştiriye olduğu kadar eleştiriye de tahammülsüz Türk toplumunda neomilliyetçiliğin ivme kazanmasında başlıca rolü oynuyor... Türk-Amerikan ilişkileri de aynı tepkiden nasibini alarak ortaya toptancı ve paranoyak bir Batı düşmanlığı" çıkıyor.

Halkın
inandıkları
Her şeye rağmen bu cinnet halinin geçici, hatta belki abartılı olduğunu söylemeyi sağlayacak işaretler de var. Türkiye'nin son üç yılda geçirdiği değişim yalnızca iktidar partilerinin beka kaygılarının sonucu değildi. Toplumdaki yapısal unsurlar da AB'ye yönelik talepte önemli bir rol oynadı. 1990'lardaki yönetimsizlik ve ahlaksızlık kabuslarını yaşamış toplum daha iyi bir hayat için AB'ye baktı.
MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanmış "Türk Dış Politikası Araştırması-Mart 2005" başlıklı araştırma bu bakımdan hayli önemli veriler sunuyor. 17 Aralık'tan beri hissedilen hükümet boşluğuna, yaşanan toplu cinnete, AB üyesi ülkelerden gelen olumsuz işaretlere rağmen hükümetin AB politikası yüzde 78 oranında onay görüyor. Kurucularının kemiklerini sızlatan CHP'nin AB politikasını olumlu bulanlar yüzde 25'te kalıyor. Geçtiğimiz on yılda olduğu gibi şımdi de Türk halkı AB sürecinden hem kişisel olarak, hem de toplum olarak yararlanacağına, daha iyi bir hayatın mümkün olduğuna inanıyor. Ne dininin elden gideceğinden, ne irticadan ne de bölücülükten korkuyor.
Bu veriler ışığında Türkiye'yi faşist karanlığa itmek isteyeceklerin işleri her şeye rağmen zor galiba.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Milliyetçilikler   / 24-03-2005
 Bir akil adam   / 20-03-2005
 Suriye ve mesaj   / 17-03-2005
 "Aslan'ın ölümü"   / 13-03-2005
 Hedefi şaşırmamak   / 10-03-2005
 Doğru tarafta durmak   / 06-03-2005
 Savrulma   / 03-03-2005
 Yazarın ölümü   / 27-02-2005
 Yol ayrımı   / 24-02-2005
 Bush'un dünyası ve WSJ   / 20-02-2005
SOLİ ÖZEL
Çap
Çapı, üstlendiği sorumluluğu taşımaya yetmeyecek bir...
Çarşamba'nın gelişi
Çarşamba'nın gelişi
2006 elemelerinde Arnavutluk'u şipşak devirdik. İlk beş dakikadaki...
Taraftar muhteşem
Taraftar muhteşem
Yanal, çok önemli bir galibiyet aldıklarını belirterek, "Oyun için...
Eğitimde çağa yetişmeliyiz
Eğitimde çağa yetişmeliyiz
İstanbul'da Kadir Has Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin...
Kadınlar zaten doğuştan Mason
Büyük Üstad Kaya Paşakay, aranızda niye kadınlar yok sorusuna cevap...
Bile bile akciğer kanseri
Türkiye'de akciğer kanserinin yaygınlığı ABD'li doktorları şaşırttı:...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu