kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sunay Akin @ SABAH
 

Aceh'te unutulan Türk acısı!..

2004 yılının son gününde, Sabah Gazetesi'nde çıkan bir haber dikkatimi çekmişti: "Tsunami kurbanı Acehli Türkler!" Yazı, yıllardır belgesellerini büyük bir ilgiyle izlediğim sevgili Coşkun Aral'ın imzasını taşıyordu. Usta "Haberci" Aral, okyanusun dev dalgalarının yuttuğu Sumatra Adası'nın kuzey bölgesi olan Aceh ile ilgili şu bilgileri veriyordu: "İki yıl önce atv'de yayınlanan Haberci programı için bölgeye yaptığım yolculukta öğrendiğim ve Türk olduğumu söylediğimde gururumun kabarmasına yol açan bu tarihi gerçeği ne yazık ki bölgede araştırma yapan bir İngiliz'den öğrenmiştim. Üstelik, bana bu bilgileri veren kişi, bölgedeki tersanelerde inşa edilen Osmanlı taka ve çektirme stili ile yapılan ağaç tekne ustalarıyla ilgili araştırma yapıyordu." Aral, öğrendiği tarihi bilgiyi şöyle aktarıyor: "Osmanlı Sultanı Sarı Selim zamanında Kurtoğlu Hızır Reis komutasında buraya gönderilen 17 kadırga ve 2 levazım gemisiyle Aceh'e ayak basan Anadolu insanı yüzyıllarca burada kök salmıştı." Coşkun Aral, Aceh Limanı'nı gezerken, Türk olduğunu öğrenen bir Acehli sayesinde mezarlığa götürülür ve gördüklerini şöyle dile getirir: "Aceh'teki Türk izlerinin en büyük kanıtı mezarlar. Üstünde Arapça yazılar bulunan lahit ve mezar taşları çok şey anlatıyor." Olay anlaşılmıştır... Kanuni'nin Hürrem Sultan'dan doğan oğlu II. Selim zamanında Aceh'e gelen Türkler, burada yerleşerek yerli halkla kaynaşmışlardır. Aral'dan şu bilgileri aldıktan sonra ağzımızdaki baklayı çıkarıyoruz: "Bunların dışında duyduklarıma göre; bir önceki kuşağa kadar bu bölgede Anadolu kültürlerinin yaşayan izlerine gerek şarkılarda gerek bölge mutfağında rastlamak mümkünmüş. Tsunaminin en büyük zararı verdiği bölgede, birçok şey gibi bu kalıntılar da zarar görmüştür. Ancak yüzyıllardır ruhlarında taşıdıkları izler ise yok olmayacak." Kurtoğlu Hızır Bey 1569'da gitmiş Endonezya'ya yani günümüzden tam 536 yıl önce!.. Düşünelim; aradan 500 yıldan fazla zaman geçmiş olduğu halde, nasıl olur da deniz araçlarında, şarkılarda ve yemeklerde Anadolu kültürünün izleri kalabilir?.. Üstelik, Yemen'de başlayan İmam Mufahhar isyanı nedeniyle Hızır Bey'in sadece 2 gemisi ulaşabilmiştir Aceh'e. Hayır! Aral'ın gördüklerinde bir yanlışlık olamaz ama "puzzle"ın büyük bir parçasının eksik olduğunu da söylemeliyiz. Eksik parçalar, II. Abdülhamit'in armağanlarını Japon İmparatoru Meji'ye götürmek üzere İstanbul'dan yola koyulan Ertuğrul fırkateyninin hüzünlü öyküsündedir!.. Eski, bakımsız bir gemi olmasına ve usta denizcilerin karşı çıkmasına rağmen bu zor sefer için görevlendirilen Ertuğrul, 14 Temmuz 1889'da İstanbul'dan ayrılır. Süveyş Kanalı'ndan geçen yorgun gemimiz, 1 Kasım 1889 günü Kolombo Limanı'ndan, Singapur'a doğru yelken açar... Yolculuğun bu etabı, Sumatra Adası'nın Aceh Burnu'ndan Malaka Boğazı'na girişle devam edecek ve Singapur'da tamamlanacaktır. Ertuğrul, 15 Kasım günü demir atar Singapur Limanı'na. 11 yıl Haliç'te yattıktan sonra ilk kez sefere çıkan Ertuğrul'un Singapur'a varması İstanbul'da öyle bir sevinç havası estirir ki, geminin komutanı Osman Bey, albay rütbesinden amiralliğe yükseltilir! Amiral Osman Bey'in, 29 Aralık günü Singapur'dan yazdığı mektubu okursak, Aceh'teki kültürümüze ait izlerin derinliği anlaşılacaktır: "Bu kez Sumatra Adası'nda 1' 42 enlem ve 1' 0, 1' 1 kuzey boylamda bulunan Rekan adında küçük bir ırmak boyunca uzanan 'Tımbus' bağımsız hükümeti hakimi Mehmet Zeynelabidin İbni Abdülvahit, veziri Şehbender Ebu Sait'i gemiye göndererek, halifelik yüce makamına olan bağlılığı ve saygısını göstermiştir. Vezir, gemide bulunduğu sürece erlerimizin yaptığı top, tüfek, kılıç ve arma talimlerini izlemiş ve takdirlerini beyan etmiştir." Anlaşıldığı üzre, Aceh halkı üzerinde iz bırakan Ertuğrul fırkateyni olmuştur. Şüphesiz ki, bu sevginin temelinde, Ertuğrul'dan 320 yıl önce bölgeye giden denizcilerimizin de payı vardır. Fakat, Ertuğrul'un Singapur Limanı'nda planlanandan uzun kalması Sayın Aral'ın tanık olduğu sevgi mimarisini oluşturmuştur. Ertuğrul, 22 Mart 1890 günü ayrılır Singapur'dan. Bu sürede her gün binlerce insan ziyaret eder Ertuğrul'u. Gemide bulunan bando, kentin parklarında konserler verir, şarkılar, türküler çalar!.. Bu arada, ziyaretçilere armağanlar dağıtılmakta ve getirdikleri yiyecekler pişirilerek ikram edilmektedir!.. Karaya çıkan her denizci, halifenin elçisi olarak görüldüğü için olağanüstü bir ilgi görmekte ve polislerin koruması eşliğinde gezebilmektedir. Ertuğrul'da bulunan gemi yapım ustalarının bilgilerini yöre denizcilerine aktardıklarını düşünmemiz de yanlış olmayacaktır. Coşkun Aral, Aceh'te bağımsızlık için savaşan gerillaların bayrağının kırmızı üstüne beyaz ay ve yıldızdan oluştuğunu da bildiriyor. Biz de bu bilginin ışığında, sözü edilen sevginin Ertuğrul kökenli olduğunu sağlam bir kanıta bağlıyoruz... Hilal ve beş köşeli yıldızdan oluşan bayrağımız 1839 ve 1861 arasında tahtta oturan Sultan Abdülmecid döneminde ortaya çıkmıştır. Aceh halkının bayrağı Kurtoğlu Hızır Reis'e ait gemilerin direklerinde görmüş olmaları mümkün değildir. Geriye bir tek yer kalıyor; Ertuğrul'un direkleri!.. Üstelik, Amiral Osman Bey, yukarıda alıntı yaptığımız mektubunda şunları da yazmaktadır: "Ertuğrul'un gelişinden önce bu sularda görülmemiş olan sancağımız, bugünlerde limana girip çıkan bütün küçük İslam gemilerinin gönderinde dalgalanmaktadır." Bir meddah olarak sergilediğim sahne oyunumu izleyenler, Ertuğrul'un hüzünlü öyküsünü nasıl canlandırdığımı bilir. "Önce Çocuklar ve Kadınlar" adlı kitabımda da uzun uzun yazmışımdır bu trajik öyküyü... Evet, trajik diyorum çünkü Ertuğrul, Japonya seferinden geri dönerken, 16 Eylül 1890 tarihinde, yakalandığı fırtınadan kurtulamaz ve dev dalgalara yenik düşer. Tıpkı, tsunaminin Aceh'te yuttuğu kültürümüze ait izler gibi!.. Ertuğrul'un batış haberi Sumatra Adası'nda büyük bir matem havası estirir ve yıllar geçse de, denizcilerimizin gönüllerde acıya dönüşen hatıraları bölgede unutulmaz. Ama, sevgili Coşkun Aral'ın yazdığı gibi, "bir önceki kuşağa kadar"!..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hıncal Uluç'un uçan halıları   / 19-03-2005
 Romanın çizgili pijaması   / 12-03-2005
 63 yılda kaç bulut geçti?   / 05-03-2005
 Akdeniz kadar güzel bir şair!   / 26-02-2005
 Güle güle 14 Şubat!..   / 19-02-2005
 Sağlık olsun   / 12-02-2005
 Bir vize öyküsü!..   / 05-02-2005
 Aceh'te unutulan Türk acısı!..   / 29-01-2005
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Kaybolma hadisesini içimizde çözmüşüz
Çok acayip şeyler...
FİLİZ AKIN
Çok yaşamak mı iyi yaşamak mı?
Geçenlerde annem "Hayata...
Hakikat şarapta gizlidir
Eski meyhaneler küflü şarap kokardı, buram buram... Bu küflü şarap kokusunda,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.