kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Altan Tanrikulu @ SABAH
 

Penaltıydı...

Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçında skor 1-0... El Saka, Mehmet Yozgatlı'nın önündeki topa arkadan temiz bir müdahale yapıyor ve tehlikeyi uzaklaştırıyor. Stattaki bütün seyirciler gibi biz de olayı böyle görüyoruz. Pozisyona uzaklığı yaklaşık 80 metre. Ama hakem 1-2 saniyelik duraklamanın ardından penaltı noktasını gösteriyor... Bulunduğumuz yerdeki televizyondan El Saka'nın topa müdahale ettikten sonra sol ayağıyla Mehmet Yozgatlı'ya çelme taktığı görülüyor... Pozisyon hakemin tam görüş alanı içinde. Top oyunda kaldığı için El Saka'nın ikinci hareketi penaltıyı gerektiriyor. Bunu maç yazımda da belirttim, atv'deki Futbol Ateşi'nde de dile getirdim..
Gelelim o penaltının yarattığı tartışmaya... Bazı insanlar vardır. Düşüncelerini bilirsiniz. Neden öyle yorum yaptığı hakkında fikriniz vardır. Bazılarının düşüncelerini ise çözemezsiniz.
Bazıları taraftar duygusuyla hareket edip yorum yapar. Bazıları bunu aşmaya çalışır mesleğine sahip çıkar. Bazıları haber alamamak endişesiyle ikisi arasında gidip gelir. Bazıları futbol bilgisinin yetersizliğinden, bazıları ise futbola ba kış açıları nedeniyle yorum hatası yapar. Tabii bunlar benim kriterlerim. Onlara doğru gelen bana yanlış gelebilir. Önemli olan toplumu ikna tarzınız, fikirleriniz ve bilgiyi ortaya koyuş tarzınızdır. Eski hakem olmanız, MHK başkanlığı yapmış olmanız, 30 yıl futbol oynamış olmanız beni ilgilendirmez. Ben kendime inanıyorsam fikrimi savunurum, hem de sonuna kadar...


Hıncal Abi bir sohbet sırasında bana aynen şunları söylemişti: Altan, seninle ben damgalı eşek gibiyiz. Ben Galatasaraylı'yım, sen Fenerbahçeli'sin.
İşte Türkiye'de çözemediğimiz, altından kal kamadığımız en önemli yük bu. Altan Tanrıkulu F.Bahçeli. F.Bahçeli olduğu için de bu pozisyonun penaltı olduğunu savunuyor..
Hayır, Altan Tanrıkulu pozisyonu iyi süzdüğü için, penaltının oluşması için gereken 10 kusurlu hareketi iyi bildiği için, penaltının çalınması için topun oyunda kalmasının farkında olduğu için savunuyor.
Magazin Servisi'nin en çalışkan isimlerinden biri Değer Özergün'dür. Değer futbolu iyi bilir, iyi oynar ve iyi de Galatasaraylı'dır. Maçtan sonraki gün bana, "Altan o pozisyonun penaltı olduğunu nasıl iddia edersin" dedi.
Oturduk, 1 saat konuştuk. Konuşmanın sonunda, "Tamam şimdi penaltı olduğuna ikna oldum.. Ama Aurelio atılsa bugün Türkiye bu penaltıyı daha rahat kabullenirdi" dedi. Ve bence olayla ilgili en doğru saptamayı yaptı..
Ahmet Çakar'la pazertesi akşamı tartışıyoruz.. "Dünya üzerinde 100 hakemi toplayın o pozisyona biri 'Penaltı' demez " dedi. Salı öğlen, "Altan, Futbol Ateşi'ni seyrettim. Biraz ikna oldum. El Saka orada kurnazca sol ayağını kaldırıyor ama penaltıyı verecek hakem benim için yine hakem değildir " dedi.


Eğer kanattan orta yapılırken ceza alanı içinde savunma oyuncusu rakibini azıcık itip havada asılı bırakıyor, sonra da kafayla topu uzaklaştırıyorsa bu penaltıdır. Müdahale küçücüktür ama penaltıdır.
Song'un Veysel'e yaptığı gibi defans oyuncusu topu uzaklaştırdıktan sonra rakibine vuruyor sa bu fauldür. Ceza alanı içindeyse penaltıdır..
Savunma oyuncusu siz kaleye giderken topa vurup, sonra da sizi formanızdan tutuyorsa bu fauldür. Ceza alanı içindeyse penaltıdır.
Penaltı için gereken koşul rakibe bilerek faul yapmak veya kontrolsüz hareket yapmaktır. Bunu topa dokunduktan sonra yapmanız ya da yapmamanız önemli değildir.
Aksine topa müdahaleler temiz olmak zorundadır. Zaten FİFA bu tür kurnazca müdahaleleri önlemek amacıyla 10 kusurlu hakaretin oluşması için kötü niyet aranması şartını geride bırakmıştır. Kontrolsüz girişler de faullü hareketlere eklenmiştir.
Örneğin G.Saray-Sakarya maçında Mesut'un Hakan Ünsal'a girişi, dokunmasa da fauldür. Çünkü Hakan'ın koşu yoluna doğru yapılan ve kontrolsüz bir harekettir. Karşılığı da penaltıdır.
Bunlar benim görüşlerim.. İsteyen katılır, isteyen katılmaz. Ben tüm yorumcuları dinlerim, herkesin fikrine saygı duyarım. Kimin niye yorum yaptığını da bilir, kişiler için ona göre kafamda not veririm.
Son zamanlarda Türkiye'de tartışılan bir isim var. Erman Toroğlu.
Toroğlu adamdır. Onunla uzun süre çalıştık, çok ortamda bulunduk, hiç sözünü yediğini görmedim.
Ama Erman Abi'nin futbol anlayışıyla benimki hiç uyuşmaz.
Erman Abi "Penaltı penaltı gibi olmalı" diyerek kendi adına bir futbol felsefesi yaratmıştır. Ben daha çok oyun kurallarının geçerli olduğunu düşünürüm ve savunma oyuncularının yaptığı kurnazca faullerin, attığı acımasız tekmelerin bir şekilde cezalandırılması gerektiğini savunurum.
Erman Abi'nin haklı olduğu yön şu.. O penaltıyı Fenerbahçeli bir savunma oyuncusu yapsaydı Türkiye'de hiçbir hakem çalmazdı. Ya da o penaltıyı vermese hiç kimse Cem Deda'yı yerden yere vurmazdı. Ama bütün bunlar o hareketin penaltı olduğu gerçeğini değiştirmeyecekti.
Erman Abi... Penaltı penaltı gibi olmamalı, diye bir şey yok. Penaltı varsa olmalı, yoksa olmamalı.


Chelsea Teknik direktörü Mourinho'nun ağır eleştirileri karşısında Anders Frisk'in hakemliği bırakma kararını açıklamasına çoğu kişi değindi. Dün de Reha Muhtar bir yazı yazdı. Lig TV'deki Günün Konuğu programında Erman Toroğlu'nu izledim.. Ömer Güvenç'in bu konuda, "Siz de genç hakemleri hedef göstermiyor musunuz?" şeklindeki sorusuna, Toroğlu, "Ama ben hiçbir takımı savunarak bu işi yapmıyorum" dedi.
Doğru... Erman Abi hiç bir takımın savunucusu değil. Ama söyledikleri ve yaptıklarıyla birçok hakemi büyük baskı altına alıyor. Türkiye gereksiz yere 1 aydır penaltıda ceza alanına giren var mı yok mu onu tartışıyor. İş sol ayakla takılan çelmeye geldiğinde bunu normal görüyoruz da, tam penaltı vurulurken kareyi dondurup 30 santim içeri girmeyi dert ediniyoruz.
Yine aynı programda Deda'nın Aurelio'ya sarı kart gösterirken korktuğunu söyledi Erman Abi. Belki korkmuştur, doğrudur. Ama Deda 24 yaşında. Önünde 20 yıl var. Korkak biri, skor 2-2 iken Serkan'ı atabilir miydi? Deda'yı, Deda'ları kazanmak için bu kadar ağır eleştirmekten vazgeçmeliyiz.. İşi korkaklık boyutuna götürmemeliyiz.. Eskileri beğenmiyoruz, yenileri beğenmiyoruz.. Eğer böyle devam edersek Fenerbahçe-Galatasaray maçını kim yönetecek Erman Abi? Sen, Ahmet Çakar veya Bülent Yavuz mu?.. Ya da yabancı hakemler mi? O müthiş Fener balığı tarifi için tekrar teşekkür ediyor, en kısa sürede görüşmeyi umuyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 15 Mart 2035   / 15-03-2005
 İki Brezilyalı...   / 14-03-2005
 21 Gram ve 25 Kuruş   / 13-03-2005
 Dostlarımın düşmanı   / 11-03-2005
 Devrim yapanındır   / 10-03-2005
 İpler kimin elinde?   / 08-03-2005
 Anelka geldi   / 07-03-2005
 Her şeyin eroin olur   / 06-03-2005
 Mafya ve iktidar   / 04-03-2005
 Ülke büyük beyinler küçük   / 03-03-2005
ALTAN TANRIKULU
Penaltıydı...
Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçında skor...
ALİ KIRCA
We Love You Hagi
(Yalnızca Galatasaraylılar okusun!)...
VEDAT BAYRAM
Protestoya tepki
Ligin 24. haftası iki 'enteresan'...
RECEP GİRGİN
A.Sürprise ve İlkbahar
1.AYAK: Son yarışında sprinte...
Umut bağışladı
Umut bağışladı
İnan Kıraç, ALS hastalığıyla boğuşan eşi Suna Kıraç ile kurdukları...
Vali kardeşinin yardımcısı oldu
Vali kardeşinin yardımcısı oldu
Kadri Öner, iki kez mahkeme kararıyla ayrıldığı Çankırı Vali...
Sekiz haftalık hamile
Sekiz haftalık hamile
43 yaşındaki seksi sinema oyuncusu Demi Moore'un, kendinden 17 yaş...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu