|
|
|
|
Aman AB Komiseri duymasın!
Başsavcılık, ilk kongresi için AB liderlerine İngilizce-Kürtçe-Türkçe yazılı davetiye gönderen HAK-PAR'a dava açtı.
Avrupa Birliği, müzakerelere az bir zaman kala 'uyum' yasalarının uygulanması konusunda eleştirilerini yoğunlaştırırken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "Aman AB komiseri duymasın" dedirtecek bir iddianame hazırladı. Genel Başkanlığını Abdülmelik Fırat'ın yaptığı Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) geçen yıl ilk kongresine hazırlanırken, siyasi partilerin faaliyetlerinde Türkçe'nin dışında bir dil kullanıp kullanamayacağı tartışılıyordu. AB uyum paketleri çıkarılırken bu uygulamadan son anda vazgeçildi. Ancak HAK-PAR yöneticileri, siyasi partilere böyle bir özgürlük tanınmamasını protestosunu, kongre için hazırladığı davetiyeye yansıttı. Davetiye üç dilde hazırlanmıştı: Türkçe, Kürtçe ve İngilizce. Türkçe bölümünde, "Partimizin 1'inci Olağan Büyük Kongremizi Onurlandırmanız dileğiyle. A. Melik Fırat / Genel Başkan" yazıyordu. Aynı metin Kürtçe ve İngilizce olarak da davetiyede bulunuyordu. HAK-PAR davetiyeleri dönemin AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, İngiltere Başbakanı Tony Blair'e de gönderdi. HAK-PAR'ın sembolik protestosunun ardından, Kongrede Kuzey Iraklı lider Mesut Barzani'nin gönderdiği mesaj da Kürtçe okundu ve sonunda Kürtçe "Biji Azadi" sloganı atıldı.
YASALARI ZORLADILAR Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HAKPAR'ın davetiyesi ve kongrede Kürtçe konuşulmasıyla ilgili soruşturma açtı ve geçtiğimiz günlerde iddianamesini hazırlayıp HAKPAR'ın eski ve yeni 13 yöneticisi hakkında 6 aya kadar hapis istemiyle Ankara 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. İddianamede, kongrede yapılan konuşmalarda ağır eleştiri ve rahatsız edici düşüncelerin bulunduğu, ancak kin duygusu yayan, şiddeti öven ya da isyana teşvik edecek ifadeler kullanılmadığı belirtildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin partileri örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirdiğinin altını çizen Başsavcılık, "Bununla beraber, faaliyetleriyle devletin kurumlarını tehlikeye sokan yapılanmanın bulunması halinde, devletin yetkili makamlarının devletin kurumlarını koruma yetkisinden yoksun olduğu sonucuna da varılamaz. Örgütlenme özgürlüğü, düşünce özgürlüğü gibi mutlak bir hak değildir" dedi. Başsavcılık iddianamesinde, Kürtçe davetiyelerin amacını da şöyle yorumladı:
İSTEDİKLERİNİ YAPAMAZLAR "Kongre düzenleyen bir siyasi parti tarafından kendi açıklamaları doğrultusunda yasaların zorlanması, ülkenin denenmesi ve özellikle seçilmiş kurumlara gönderilen davetiyelerle özel bir gündem yaratılarak, birtakım taleplerin meşru hale getirilmeye çalışılması, Avrupa Topluluğu Sözleşmesi'nde güvence altına alınan demokrasiye samimiyete gölge düşürmüştür. Siyasi partilerin demokratik siyasi yaşamın vazgeçilmez ögeleri olmaları, devlet örgütü ve kamu hizmetiyle yoğun ilişki içinde olmaları, onların her istediklerini yapabilecekleri anlamına gelmez."
Ersan ATAR / ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|