|
|
|
|
İran'dan ABD'ye 'nükleer ortaklık' teklifi
ABD'nin öne sürdüğünün aksine nükleer programının barışçı olduğunu ve nükleer silah üretmeyi amaçlamadığını savunan İran, bunu kanıtlamak için ABD'ye bu programda ortaklık teklif etti.
İran hükümetinin enerji danışmanı ve OPEC'deki temsilcisi Hüseyin Kazempur, bugün The Financial Times gazetesinde yer alan demecinde, ''Amerikalılar gelerek, İran nükleer programına yüzde 50-50 ortak olabilir'' dedi.
Kazempur, ''Teklif masada ancak kuşkulular. Bu kuşkuları da programda yer almalarıyla ortadan kalkar'' dedi. Gazete, Kazempur'un ifadelerinin, Tahran yönetiminin resmi görüşünü yansıtıp yansıtmadığının açık olmadığı yorumu yaptı.
HARRAZİ: 'NÜKLEER TEKNOLOJİDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi, İran'a önerilecek herhangi bir ekonomik teşvikin, Tahran yönetimini barışçı nükleer teknolojiye sahip olma hakkından alıkoyamayacağını söyledi.
Harrazi, bugün düzenlediği basın toplantısında, İran'a herhangi bir ekonomik teşvikin söz konusu olmadığını, olsa bile bunun İran'ı yolundan çeviremeyeceğini belirterek, ''Her şeyden önce ABD'nin geçmişte yaptığı hataları gidermek için yaptığı girişimler teşvik olarak görülemez. Ayrıca bizim barışçı nükleer teknolojiden yararlanmahakkımız ekonomik teşviklerle telafi edilecek bir hak değildir'' dedi.
İran'ın Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) girmeyi istediğini, ancak bunun barışçı nükleer teknolojiden vazgeçme karşılığında olmasını istemediklerini söyleyen Harrazi, şöyle konuştu:
''ABD'nin, İran'ın DTÖ'ye girmesi gibi çok önem taşımayan bir konuda çıkardığı engelleri kaldırmaya karşılık olarak, bizim nükleer teknolojiden yararlanma hakkımızdan vazgeçmesini istemesi saçmalıktır. DTÖ konusu ekonomik teşviklerle bizi hakkımızdan alıkoymak için değil, İran ile Avrupa arasında güven yaratmak için gündeme geldi. ABD'nin teklifi son derece insafsız ve mantıksızdır.'' ABD'nin, İran'ın nükleer dosyasını BM Güvenlik Konseyi'ne göndermek için yaptığı öneriye İran'ın hayır diyebileceği varsayımıyla bu öneriyi yapmasının çok uzak bir ihtimal olmadığını belirten Harrazi, ABD'nin niyeti bu olsa bile İran'ın Avrupalılarla yaptığı Paris anlaşmasına zarar gelmeyeceğini söyledi.
İran'ın nükleer teknolojiye sahip olma hakkının hiçbir ekonomik teşvikle telafi edilemeyeceğini, ambargoların kaldırılması ya da teşvik önerilerinin sadece ortamı yumuşatmaya ve ilişkilerin gelişmesine yardımcı olacağını söyleyen Harrazi, İran'ın uygulanan ambargolar nedeniyle tecrübe kazandığını ve zor günler geçirdiğini, sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmeleri kendi çabasıyla yarattığını kaydetti.
Avrupalılarla Paris'te yaptıkları görüşmede, İran'ın barışçı nükleer teknolojiden yararlanmayı garanti altına alan bir formül üretme konusunda ortak karar aldıklarını söyleyen Harrazi, ''Bunun aksini yapmaya çalışırlar ve İran'ı tehdit etmeye çalışırlarsa bu Paris anlaşmasının ihlali demektir. Avrupalılar tehditlerinin sürmesi halinde Paris anlaşmasının çiğneneceği ve sorun çıkabileceği konusunda dikkatli olmalıdırlar'' dedi.
Avrupalılarla 23 Mart'ta yapılacak değerlendirme toplantısının görüşmelere devam edilip edilmeyeceği konusunda büyük önem taşıdığını belirten Harrazi, şöyle devam etti: ''Uranyum zenginleştirme çalışmalarımızı hangi seviyede sürdürmemiz konusu görüşmelerde ortaya çıkacaktır. Ancak bu teknolojiyi sürdürebilecek yeteneğe sahibiz, bu yüzden Avrupalılar nükleer teknolojiden barışçı amaçlarla yararlanmayı hedefleyen İran gibi güçlü bir ülkeyle karşı karşıya olduklarını bilmelidir.''
Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) gereği İran'ın ihtiyacı olan nükleer yakıtı karşılayacak kadar uranyum zenginleştireceğini, ancak kesinlikle tam nükleer yakıt dönüşümünden vazgeçmeyeceklerini belirten Harrazi, İran ile Avrupalılar arasında yapılacak görüşmelerin başarısız olmasının İran'dan daha çok Avrupalıların zararına olacağını söyledi.
İSRAİL VE LÜBNAN
ABD ve İsrail'in İran'a yönelik tehditlerinin hatırlatılması üzerine Harrazi, ''ABD ve İsrail'in İran'a yönelik tehditleri yeni değil. Önemli olan karşılık vermeye hazır olmaktır. Bu tehditlerden kaygılanmıyoruz, gücümüzü halktan alıyoruz. Karşılık verebilecek savunma gücümüz nedeniyle bu tehditler bizi korkutmuyor'' dedi. Harrazi, İran-Irak savaşı döneminde ABD, eski Sovyetler Birliği, Avrupa ve bölgedeki bazı ülkelerin Saddam Hüseyin rejimine destek vermesine rağmen, ambargo uygulanan İran'ın Irak'a karşı savunmasını sürdürdüğünü ve savunma sanayisini geliştirdiğini belirtti. Hiç kimsenin Lübnan'ın içişlerine karışmamasını istediklerini, Lübnan halkının alacağı kararın ve ulusal birliği koruma adına verdiği çabaların önemli olduğunu söyleyen Harrazi, Lübnan halkının birlik ve beraberlikle İsrail rejimini topraklarından çıkardığını kaydetti.
|
|
|
|
|
|
|
|
|