kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Kanaat önderleri

Ankara'daki dağınık, kasvetli sayılmasa bile "gri" diye tanımlanabilecek atmosfer, sonunda diplomatik camiaya da yansıdı. Aslında ortada "şu çok kötü gidiyor" diyebileceğiniz somut bir durum yok. Ama art arda sıralanınca "boşluk hissi" diye tanımlayabileceğiniz bir dizi sıkıntı var. IMF ile anlaşmanın henüz tamamlanmamış olması, Avrupa Birliği ile ilişkilerde yaşanan karşılıklı heyecansızlık, Ankara'nın Suriye'nin "uluslararası hamisi" olma isteğine AB ve ABD'den gelen beklenmedik tepki ve 8 Mart Kadın Dayağı ve benzeri konularda hükümetin eleştiriler karşısında tepkisel davranışı...
Türklerin siyasi analizlerde dramatik davranma hevesi, Ankara'daki diplomatları da etkilemiş gözüküyor. Onlarda da son haftalarda bir panik var. Genelde serinkanlı davranan Avrupalılarda bir telaştır gidiyor... Eyvah, Türkiye AB'den vaz mı geçiyor? Müzakereler 3 Ekim'de başlamayacak mı? AK Parti'yi Avrupalılaştırmak mümkün değil mi? Gerekli reform paketlerini çıkaran Türkiye, bu reformları uygulayacak "zihinsel değişim" e hazır mı?
Siyasi atmosferi bir anda tıkayan tüm bu sorular, teknik açıdan "hallolabilir" meseleler. Hükümet birkaç gün içinde IMF ile ilgili yasaları Meclis'e getirebilir; birkaç gezi Avrupa ile ilişkileri toparlayabilir; Erkan Mumcu'nun ayrılmasıyla hükümetin "liberal vitrininde" doğan boşluk, hükümet isterse, bir şekilde doldurulabilir.


ABD ile ilişkiler konusunda ise, bugün Cemil Çiçek'in İsrail gezisi yeni ve olumlu bir sürece dönüşebilir. Türk-İsrail ilişkisi, hiçbir zaman "ikili" değil, her zaman Türk-İsrail-ABD diye tanımlanabilecek "üçlü" bir yapının parçası oldu. Belli ki Ankara, Bush yönetimi ve Kongre ile havayı düzeltmek ve önümüzdeki ay gündeme gelecek Ermeni tasarısının önünü kesmek için "İsrail kartı" ve ABD'deki Musevi lobisini devreye sokacak. Akıllıca.
Buna karşın, tüm bunlardan daha dikkat çekici bir gelişme, AK Parti iktidarını muhalefet sürecinden reformist icraatlarına kadar destekleyen "kanaat önderlerinin," iktidar konusunda yaşadığı hayal kırıklığı. Söz ettiğim, mevcut iktidarı demokratikleşme ve Avrupa yolunda önemli bir enstrüman, hatta dürüst bir müttefik olarak gören "muhafazakar-liberal" cephenin yaşadığı tedirginlik.
Örneğin geçen hafta içinde, Fehmi Koru, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu, Nazlı Ilıcak, Ahmet Taşgetiren, hükümetin icraat ya da yöntemleriyle ilgili kah sorgulayıcı kah eleştirel sayılabilecek yazılar yazdı. Bazı çevrelerin AKP iktidarını başından beri içine sindiremediği ve bu kan uyuşmazlığının medyada yansımaları olduğu ortada. İlk günden beri Erdoğan ve arkadaşlarına kuşkuyla bakanlar var. Ama bu saydığım isimler, tam tersine AK Parti'yi destekledi, AKP'yi iktidara taşıyan kadrolar için "kanaat önderliği" vazifesini gördü.
Eğer AKP kimliği ve gerçekten "muhafazakâr demokrasi" diye bir hareket varsa, buna en fazla sözünü ettiğim kalemlerden destek geldi. Muhafazakâr demokrasi kanaat önderlerinden beslendi. Medyada AK Parti iktidarına yönelik ciddi kuşkular olduğu bir dönemde, bu kalemlerin desteği hükümetin "entelektüel meşruiyeti" açısından kritikti. Tayyip Erdoğan'ın reformist icraatlarını, Kıbrıs ve diğer konulardaki radikal açılımlarını desteklediler.
Ancak son günlerde bu kalemlerden gelen "bizi kimse duymuyor", "hükümet içine kapandı" ya da "hükümet bir an önce toparlanmalı" gibisinden yorumlar, Erdoğan iktidarının psikolojik ve manevi yapısı için ciddi bir eşik.
Medyayla davası bir yana, Başbakan Türkiye'de "muhafazakar demokrasi" hareketinin entelektüel bahçesinden gelen bu haykırışları neden duymuyor?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Belgin Doruk değil Fransız formülü   / 09-03-2005
 Başbakan medyadan dertli   / 05-03-2005
 Etiyopya mı?   / 03-03-2005
 Washington bilmecesinde son nokta   / 28-02-2005
 Gündem tıkandı mı?   / 23-02-2005
 Yolsuzlukla yaşamak   / 21-02-2005
 'Türkiye'yi kim kaybetti?'   / 17-02-2005
 TRT'de soruşturma başladı   / 14-02-2005
 Konsantrasyon   / 09-02-2005
 Rice'dan Erdoğan'a: İş size düşüyor   / 05-02-2005
MUHARREM SARIKAYA
AB patinajının nedeni...
Avrupa Birliği ile 3 Ekim'de...
YAVUZ DONAT
Ermeni sorununun 'acaba'ları
Türk Tarih Kurumu Başkanı...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Kanaat önderleri
Ankara'daki dağınık, kasvetli sayılmasa...
Eşi 'geldiyse' boşayacak
El Kaideci olduğu iddiasıyla Pakistan'da yakalanıp Guantanamo Üssü'ne...
Bilgi ABD'den sahte kartlar bizden
Yabancı bankaların, çoğunluğu Amerikalı müşterilerine ait kredi kartı...
Yeni TCK büyük kargaşa yaratır
Yeni TCK büyük kargaşa yaratır
Onursal Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, yeni Ceza Yasası'nın uygulamada...
Elkatmış'tan hem nalına hem mıhına
Elkatmış'tan hem nalına hem mıhına
TBMM İnsan Hakları İzleme Komisyonu Başkanı Elkatmış, İstanbul...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu