kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
YASAYI YENİDEN YAZMAYA BAŞLADIM: Sami Selçuk Bilkent Üniversitesindeki öğrencilerime yasadaki yanlışları gösterip doğrusu ne olmalıdır şeklinde ders veriyorum diyor: TCKyı kendime göre düzeltmeye başladım. Ama uzun zaman alacak.
Yeni TCK büyük kargaşa yaratır


Onursal Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, yeni Ceza Yasası'nın uygulamada ciddi sorunlar yaratacağını belirtiyor ve şöyle diyor: Öncelikle yargıçlar büyük sıkıntı çekecek. O kadar yanlışlık var ki, düzeltilmeli bile diyemiyorum.

* Ceza yasalarının genelde bir felsefesi olur. Yeni kanunu bu açıdan değerlendirebilir misiniz?
- Bir felsefesi olması gerekir. Batıda bir kere büyük hukukçular daima öğretiyle uygulamayı yan yana götüren insanlar arasından çıkmıştır. Ne yazık ki biz henüz hukukun temel kavramlarını bile yeterince oturtabilmiş değiliz. Türkiye'de kırk ayrı hukukçuya, Şili'de, Japonya'da, İspanya'da aynı biçimde tanımlanan bir hukuk kavramını sorun, kırk ayrı yanıt alırsınız.

İKİ-ÜÇ KİŞİYLE OLMAZ
* Ya dünyada?
-Tam da onu söylüyordum. Hukuk kavram dilidir. Temel kavramları vardır. Bunlar küreseldir. Örneğin "kasıt" dediğiniz zaman Kongo'da da, Bolivya'da da, Fransa'da da aynıdır. Türkiye'de ise çoğu zaman "amaç"la, "güdü" ile karıştırılır. Amaçla "kasıt"ın uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu kavramı amaçla karıştırırsanız uygulama zaten yanlış olur. Kısaca, yasa yapma işi 2-3 kişiyle olmaz. Eğer baştan değiştirecekseniz, en az on kişinin konu üzerinde bilimsel çalışması gerekir.

* Yasayı hazırlayanlardan Doç. Dr. İzzet Özgenç'in İstanbul Belediyesi Hukuk Müşaviri iken, Belediye tarafından düzenlenen bir sempozyumda söylediği bir cümle var. Diyor ki "Hukukun kaynağı ilahi risalettir. Asıl olan insanın Rabb'ine karşı sorumluluğudur."
-Çok ilginç. Böyle mi söylemiş?

* Evet. Peki bu durum kaynağını insan aklı ve toplum ihtiyaçlarından alan laik hukuk anlayışıyla çelişmez mi?
-Çelişir elbette. Ama onu ne için söylediğini bilmiyorum. Gerçekten de çok ilginç ve düşündürücü bir olay.

* Röportajın başından beri yeni Ceza Yasası'nın dilini eleştiriyorsunuz. Konuşmanın başında "Özgürlükler açısından iyi niyetli ama tehlikeli bulduğum bölümler var" demiştiniz. Onlar nedir?
-Maddeleri tek tek incelediğiniz zaman zaten ortaya çıkıyor. Örneğin 305. madde. Biz yıllarca manevi şahsiyetin ne olduğunu tanımlayamadık. Şimdi karşımıza bir yenisi çıkıyor: "Temel milli yarar".

YARGIÇLAR SIKINTI YAŞAR
* Ne demek temel milli yarar?
-Ben de öğrenmeye çalışıyorum. Tanımlayana aşk olsun. Hazırlayanlar da, bu hükmün suçların yasallığı ilkesini ve düşünceyi açıklama özgürlüğünü tehlikeye düşüreceğinin ayırdındalar. Ama verilen örnekler daha da kötü. Sözgelimi, Türk askerinin Kıbrıs'tan çekilmesini istemek ya da Ermenilerin soykırıma uğradığını iddia etmek. Özel kasıtla işlenecek. Ne ki, adamı açık yargılama önüne çıkarmak zorundasınız. Çünkü bu kastın varlığı ancak duruşmada belirlenebilir. Atı alan da Üsküdar'ı geçmiş, iktidarlara çok güçlü bir silah verilmiş, kişinin onuru örselenmiş, düşünceyi açıklama özgürlüğü çiğnenmiş olur

* Yani yeni Yasa yürürlükte olsaydı Orhan Pamuk hapse girebilirdi, öyle mi?
-Öyle görülüyor. İyi ki şu anda yürürlükte değil ve de yineliyorum. Mutlaka yürürlük tarihi ertelenmeli.

* Ya uzun süre tartışılan, özgürlükleri kısıtlayan 312. maddenin karşılığı nasıl?
-O maddeyi alıp 216. madde yapmışlar. Eskisinin hemen hemen aynısı. İşi biraz somutlaştırmış, somut tehlike durumuna dönüştürmeyi başarmış. Ancak yine de bence başarılı değil. Yasadaki söz konusu açık ve yakın tehlike biraz karmaşık. Bu maddenin uygulamasında büyük sorunlar ve bunları uygulamada büyük uyuşmazlıklar doğacak. Bu maddenin en iyisi kaleme alınış biçimi bence Kanada Ceza Yasasındadır. Orada hukuka uygunluk nedenleri açıkça vurgulanmış.

* Hukuka uygunluk ne demek?
-Suçun hukuka aykırılık öğesini hukuka uygun kılan neden. Kanada Ceza Yasasına göre eğer suç ülke yararı için ya da iyi güdülerle işlenmişse hukuka uygunluk nedeni vardır. Böylece düşünceyi açıklama özgürlüğünü rahatlatmışlar.

* Bütün itirazlara rağmen gördüğüm kadarıyla TCY 1 Nisan'da yürürlüğe girecek.
-Öyle görünüyor.

* Sıkıntı hangi alanda yaşanacak?
-Öncelikle yargıçlar büyük sıkıntı çekecekler. Kargaşa doğacak. Bu Yasa, ilkin düzeltilmeli bile diyemiyorum. O kadar çok yanlışlık var ki, yeniden yapmak, düzeltmekten daha kolay görünüyor.YENİDEN YAZILMALI: Onursal Yargıtay Başkanı Selçuk, Madem bütün değişmeleri yapacak isteğimiz ve vaktimiz yok, hiç olmazsa 6 ay ayırıp yasanın dilini düzeltelim diyor. Sanki kötü bir yasa nasıl yapılır sorusuna verilen somut bir örnek ve yanıt bu yasa. Bence yenisi yapılmalı, ne denli başarılı olursa olsun bu yenisinin de bilimsel yayınlar ortaya çıktıktan sonra uygulanmasına geçilmelidir. Çünkü yanlış da olsa içtihattan dönüş her zaman zor olmuştur. Yargıçlara öğreti aşılama girişimi ise başlı başına bir skandaldır. Yargının gerçekten bağımsız olduğu bir ülkede hiç kimsenin buna hakkı ve haddi olamaz. Kimse kendisini mesleğinin başında Manzini, Rocco, Garraud, Frank sanmak gibi bir büyüklüğe kapılmasın. Sanırsa, böyle bir yasa yapar, yorumda ve uygulamada büyük sorunlar yaşanır.

* Neden?
-Öncelikle dili bozuk, bir. Eski Yasanın sistemi tamamen değiştiği için zorluklar yaşanacak. İki. Kimi hükümler farklı düzenlendikleri için yorumlarda eskilerin etkileri olacak ve bir hukuksal çoğulculuk yaşanacak. Bu da üç.

* Bizde de bu sorunlar mı yaşanacak?
-Demek istediğim toplumun ve yargıçların bilincinde eski yasalar ve eski kavramlar yaşamayı sürdürürler. Bizde bunun en çarpıcı örneklerinden biri yüz kızartıcı suç kavramıdır. İlk kez 1858 Fransız Ceza Yasasından alınan Yasa ile geçti hukukumuza. İtalyan sisteminde yoktu. Ama yaşamayı sürdürdü. Onca uyarıya karşın yasa koyucu bunu bırakmadı. Daha doğrusu bu yanlış kavram bizim yakamızı bırakmadı. Fransızlar bile ondan vazgeçtiler. Ancak 2004 tarihindeki yasa koyucusu basın Yasasında bile onu kullandı. Bu bir kara güldürüdür, ama gerçek.

* Ne demek yüz kızartıcı suç?
-Belli değil. Bazı yasalarda yazardı, hırsızlık, dolandırıcılık vb diye... Yargıtay bunların yanındaki benzetme edatı olan "gibi" sözcüğünü yok sayarak bunlarla sınırlayalım dedi. Zaten bugünün dünyasında yüz kızartıcı suç kavram yoktur. Olamaz da. Çünkü, ceza hukukunun insancılık ilkesine aykırı. Biz bir türlü bırakamadık. 3004 tarihinde bile.

* Yeni Ceza Yargılama Yasasına en büyük tepki polis gösterdi. Durum iddia ettikleri kadar ciddi mi?
-Polisin o söyledikleri sıkıntıyı yaşayacaklarını sanmıyorum. 1992 yılında yapılan yasaya da itirazlar geldi, ama böyle bir sıkıntı doğmadı. Görevleri açısından bazı sınırlamalar var. Ancak doğru sınırlamalar bunlar. Bütün bunlara alışmaları gerek. Örneğin geçen gün yürüyüşte kadınlara karşı yapılanı benim onaylamam olanaksız. kimileri "Batı'da da aynısı oldu" diye çığlık atıyor. Kötü örnek örnek değildir. Olsa olsa ayrıktır. Ben 1968 olaylarında Paris'teydim. Öğrenciler parke taşlarını söküp tepecikler yapıyor ve atıyorlardı. Polis ise dağıtmak için sadece göz yaşartıcı bomba kullanıyordu.

FAZLALIĞI TEMİZLEYELİM
* Yani bizim polisimizin kendini eğitmesi gerekiyor.
-Bir kere şunu öğrenelim, toplantı ve yürüyüş yapılması bir haktır. Niye haktır? Çünkü demokrasinin emniyet supabıdır, patlamayı önler. Polisimiz bu bilince sahip olursa önyargılarından kurtulacaktır ve en ufak bir kımıldamada copu indiririm havasında olmayacaktır.

* Yeni Yasa'nın hiç mi iyi yönü yok peki?
-Elbette var. Örneğin, tüzel kişilerin sorumluluğu gibi. Ancak yasa yapmada hüner, iyilikleri kötülüklerine üstün sistemi gerçekleştirmektir. Bu amaca ulaşamamış. Ulaşmak şöyle dursun, tersini gerçekleştirmiş. Herkes biraz alçakgönüllü ve yeni bir yasanın yapılması konusunda önyargısız birleşmeli. Elbette bu olmalı yasa iyi niyetle hazırlanmış, ama en azından kaleme alınışı bile özensiz. Temel kavramlarda savruk. Terim birliğinde tutarsız. Daha birçok olumsuzlukları bünyesinde taşıyor. Çünkü erken doğmuş bir yasa. Doğal gebeliğini bile yaşayamamış yaratıklara benziyor. Ucube. Büyük sıkıntılar yaşatacak. Diyorum ki, lütfen erteleyin. Ceza hukukunda kargaşa yaşatmayın. Bütün iyi niyetimle kuramcı ve uygulamacı birikimimi ortaya koyarak söylüyorum bunu.

* Ne kadar sürer bu çalışma?
-Sırf bu ya da çevrilecek bir yasa üzerinde çalışılırsa dört beş ayda tamamlanır.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Elkatmış'tan hem nalına hem mıhına
 Gezici bombalar
 Göç Raporu'na 'Kürt' tepkisi
 Hakkâri'de 'evde bakım' şart
 Himalayalar eriyor
 'MSB ensemizde boza pişirirdi'
 Bingöl 7'den döndü
 Tıp Bayramı 'sıkıntılı' geçti
 Her şey deneme seferi yüzünden
 Artık doktora kız vermiyorlar
ERDAL ŞAFAK
"İptal"in anlamı
Birçok kritik düzenleme...
ALİ KIRCA
İngilizler'in Bağdat aşkı!
Bu hafta Çanakkale haftası...
ÖMER LÜTFİ METE
Tıp Bayramı'nın ruhuna Okumuş
Dün '14 Mart...
UMUR TALU
İktidar kurdu
İktidar da iktidarsızlık kadar ciddi bir...
Talabani: Türkiye federalizme sıcak
Irak cumhurbaşkanlığının en güçlü adayı Kürt lider Celal Talabani,...
CIA'ya 3 ülkede soruşturma
Amerikalı ajanların, terör zanlısı diye bazı Ortadoğu kökenli...
İyi oynamak suç mu?
İyi oynamak suç mu?
Geçen hafta Trabzon Gaziantep'te yenildi teşvik iddiaları öne...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu