kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 
Aşk için ölmek, öldürmek...
Kara kutu falan mı arıyorsunuz yoksa?

Aşk için ölmek, öldürmek...

Geçenlerde bir Sevgililer Günü haberi için "Aşkınız için ölür müsünüz?" diye sordular. "Ölmem" dedim . Karşıdaki çok şaşırdı "Nasıl yani, aşkınız için diyorum"

Bir adam düşünün, 25 yaşında kaza sonucu boynunu kırıyor ve yatağa bağlanıyor. Şimdi "Cumartesi cumartesi, bu da nereden çıktı" demeyin lütfen çünkü uzun zamandır seyrettiğim en güzel filmlerden bir tanesinin konusu. İspanyol yönetmen Alejandro Amenabar'ın son filmi. Hani Nicole Kidman'ın The Others filminin yönetmeni Amenabar. Filmin ismi "İçimdeki Deniz". Bu yıl En İyi Yabancı Film dalında Oscar'ın en büyük favorisi. Dün vizyona girdi. "Kaçırmayın" derim. Kaçırmayın çünkü çıkışta konuşacak çok konu var. Üzerinde söz söylenecek çok cümle duyacaksınız. Öyle iki cümle var ki bir şişe şarap biter açıklamaya kalksanız. Ne mi onlar? "Ölümden sonra ne var?" diye soruyorlar adama. Adam gülümsüyor. Zaten hep gülümsüyor. Diyor ki "Hiçbir şey. Nasıl doğumdan önce bir şey yoksa ölümden sonra da hiçbir şey yok!" 25 yaşından beri yatağa bağlı oğlunun ölme isteğini babası hem anlıyor hem de anlamıyor. Yaşlı baba başını öne eğerek belli belirsiz bir şeyler mırıldanıyor. "Dünyanın en zor şeyi nedir biliyor musunuz? Oğlunuzun öleceğini bilmek. Ama daha da acı ve zor olanı onun bu ölümü istediğini bilmek." İçimdeki Deniz, İspanyol Ramon Sampedro'nun gerçek hayat öyküsünü anlatıyor. Çok genç yaşta boynundan alt tarafı tutmaz hale gelen Ramon, tekerlekli sandalyede yaşamayı reddediyor. Neden mi? "Çünkü" diyor "Çoğunu yaşarken, azına razı olamam ben. Hayatı biliyorum, güzelliklerini gördüm, şimdi niye daha azına razı olayım?" Sizin de aklınıza Hıncal Ağabey'in Sezen Aksu için söyledikleri gelmedi mi? "Dorukta yaşayanlar yaylaya razı olmazlar. Bir kez doruktan düşersen, bir daha çıkamazsın, yaylayı gösterirler. Doruğu çok iyi bilen biri olarak yaylaya razı olmam ben." H H H Ramon Sampedro yıllarca öldürülme hakkını alma savaşı veriyor. Boyundan aşağısı tutmadığı için yaşamına son veremeyen Ramon, ötenazi hakkı için devletin kapısını çalıyor ama 28 yıl boyunca sürekli reddediliyor. Garip bir ikilem var aslında. Devlet intiharı deneyip kurtulanlara bir ceza vermiyor ama ölmek isteyip, yapamayana "Ne kadar çaresiz olursan ol, kusura bakma sana yardım edemem bu bir suçtur" diyor. Ramon ne mi yapıyor? Onun için filme gideceksiniz. Sadece ne yaptığını görmek için değil neler söylediğini duymak için de. Ramon'un bir başka özelliği de kadınlar üzerindeki tartışılmaz etkisi. Birçok kadın var etrafında. Gelip gidiyorlar, hayatlarını anlatıyor, kalplerini açıyorlar ona. İki tanesi gerçekten aşık oluyor Ramon'a. Öylesine tutuluyorlar ki Ramon onlardan ölmesine yardım etmelerini istiyor. H H H Filmin çıkışında herkes suskundu. Kiminin gözü yaşlı kiminin aklı sorularla dolu. Ama biliyorum herkesin sorusu aynıydı. Ben olsam ne yapardım? Zavallı kocam bütün gece çekti beni. "Ne yapardın?"diye sordum "Eğer ben senden ölümüme yardım etmeni isteseydim, yapar mıydın?" İnsan aşk uğruna ölür de öldürür mü peki? "Hah" dedi "Bir bu kalmıştı. Son derece sevimsiz bir konu, konuşmak istemiyorum." Tabii ki susmadım. Baktı ki olacak gibi değil, "Yok" dedi "Mümkünü yok. Kimsenin yaşamına son veremem ben." "Neden?" diye üsteledim. Neden? Yani karşındakinin son şansı buysa. "Üsteleme" diye çıkıştı, "Dini inancı kuvvetli insanların böyle bir şey yapması mümkün değil." Üstelemedim. Sadece gece boyunca "Ben ne yaparım?" diye düşündüm durdum. Ya sevdiğim adam benden böyle bir şey isteseydi? Galiba yapamazdım. Yapamazdım çünkü tıp her gün ilerliyor. Her geçen gün "Acaba bir umut olabilir mi?" diye düşünürdüm. Bir de geçirdiğim her an, onunla yaşadığım her dakika çok daha önemli gibi gelirdi bana. Ne kadar egoistçe değil mi? Benim için yaşamasını isterdim. Benim için hayattan vazgeçmemesini. Geçenlerde bir Sevgililer Günü haberi için telefonda "Aşk için ölür müsün?" diye sordular. "Hayır" dedim hiç düşünmeden. Karşıdaki çok şaşırdı. "Nasıl yani?" dedi "Gerçekten de ölmez misiniz aşkınız için?" Ölmem. Aşk yaşamak içindir. Öldürmem de. Öldüremem ki, ne olursa olsun kıyamam. İnsan denilen o muhteşem varlığın hayatına son verme gücü... Kolay mı? Filmi görün, bakalım siz ne diyeceksiniz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Başkalarının cinayetini işliyor   / 26-02-2005
 Aç bakalım televizyonu birazdan ajans başlayacak   / 19-02-2005
 Aşk için ölmek, öldürmek...   / 12-02-2005
 Pilot tebdili kıyafet uçakta turladı   / 05-02-2005
 Hangi kıyafette rahatsanız o doğrudur, inanın   / 22-01-2005
 Taksim'de elinde valizle koşan kadın benim annem   / 08-01-2005
 Adam "Bu nasıl manav!" diyerek domatesleri kurşunladı   / 01-01-2005
 Aşk bir yanılsama   / 25-12-2004
 Anneler beyin yıkayabilir mi?   / 18-12-2004
 Sokaklarda öpüşüp duruyoruz   / 11-12-2004
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
'Biz Türküz' desinler yeter
Hepimizin ağzında aynı...
Film değil sanki tadım kursu
En İyi Uyarlama Senaryo Oscar'ını kazanan "Sideways" filmi, kırmızı şarabı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.