kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gulse Birsel @ SABAH
 

Dakikada 24 kare

Sinema hakkında duyduğum en ilginç, en gerçekçi, en orijinal yorumlardan birini geçen gün birisi söyledi: "Sen bir insanı evinde rahat rahat otururken koltuğundan kaldırıp, giyinmek, saçını taramak, paltosunu giymek, soğukta vasıta bulmak, şehrin başka bir yerine gitmek, para vermek, ve karşılığında iki saat boyunca tanımadığı insanlara kapalı ve karanlık bir salonda oturmak zorunda bırakıyorsan, üstelik bunu milyonlarca insana yıllardır yaptırıyorsan, sinema gerçekten büyülü bir şey demektir!" Hayatımda sinemada seyrettiğim, ya da seyrettiğimi hatırladığım ilk filmler Hababam Sınıfı serisiydi. Ardından, bir dönemin gençliğine damgasını vurmuş "Grease"! Yaşım gençten çok çocukluğa daha yakındı, onun için film çıkışında bütün "ağabeylerin" John Travolta gibi yürümeye başlamalarına çok şaşırmıştım!

PAZAR SİNEMASI
Pazar sabahları, kahvaltı eşliğinde seyredilen "Pazar sineması" olurdu televizyonda. Müzikal komediler çoğunlukla. Amerikan sinemasının önemli sayılan güldürülerinin çoğunu o dönem seyretmişim meğerse, ilkokul ve ortaokul yıllarında. "Bazıları Sıcak Sever", "Apartman", "New York'ta 24 Saat", "Garip İkili", "Yağmurda Şarkı Söylemek", "Sokak Kızı İrma"... Üniversite yıllarında hayat tarzımız haline gelmiş, "Aman sakın ola ki hiçbir film kaçmasın" mantığıyla artık seyredilen filmlerin birbirine karıştığı Sinema Günleri... Sonra New York'da bazı soğuk ve kasvetli günlerde kendimi atıp, arka arkaya üç film gördüğüm sinemalar. Bolca tereyağlı patlamış mısır kokusu! Film öğrencileri olarak, iyi iş yapan, starlarla çekilmiş her filme bir kulp bulma eğilimimiz! Sadece Angelica isimli, daha çok bağımsız filmler gösteren sinemaya takılmamız. Ama orada gerçekten başka renkler keşfetmeye başlamak. Kült filmlerden, bağımsız kısa filmlere, muhteşem belgesellerden, siyah beyaz klasiklere...

HER MESLEK KUTSAL AMA
Ve okulda, iki yıl boyunca sadece film seyredip, film yazıp, film konuşup, film okuyarak vkit geçirmek. O kadar filmin arasında unutamadıklarım: Godard'ın "Hayatını Yaşamak"ı, Renoir'ın "Oyunun Kuralları" filmi, ve Bertolucci'nin az bilinen, bence en iyi işi "Konformist". Her meslek önemli ve kutsal, tamam da... Bazı meslekler, sadece para kazanmak, prestij sahibi olmak, geleceğini garantiye almak, insanlara yardım etmek için yapılmaz. İnsan mesleğe aşık olur, mesleği yaşamının bir parçası olacağına, yaşamı mesleğinin bir parçası oluverir. O işi yapmak için mantıklı hiçbir sebebiniz kalmasa bile, daha keyif verici bir uğraş bilmediğiniz için devam etmek istersiniz. Gazetecilik, sinema, tiyatro böyle işlerden sanırım. İki insanın karşılıklı konuşmasını, bir manzarayı, bir öpüşmeyi, dakikası 24 kareden çekip kocaman perdede göstermek, bazen en etkili uyuşturucudan daha bağımlılık yaratıcı olabiliyor.

GİTTİKÇE İYİ OLACAK
Türkiye'de filmler çevrilmeye başlanıyor. İnsanlar sinema için para harcamaya niyetleniyorlar. Seyirci sinemaya gitmeye başlıyor. Oyuncular ümitle rol beklemeye, senaristler yeni hikayeler düşünmeye başlıyorlar. Kim ne derse desin, bir sinema endüstrisi yeşermeye başladı. Gittikçe daha kötü değil, iyi olacak. Çünkü ürünler çoğaldıkça, aralarından iyilerini seçip gidecek seyirci. Ve bütün çevrilen geyik muhabbetine rağmen, ben de dahil birçok genç insan, bu döneme ucundan kıyısından dokunduğu ve dokunacağı için, kendini bir gün çok şanslı hissedecek.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ünlüyüm ama ruhum ünlü değil!   / 05-03-2005
 Saatli Maarif Takvimi gırgır, yoğurt makinesi!   / 27-02-2005
 Aman evladım siyasete bulaşmayın!   / 26-02-2005
 Yurovijııın Song Kontest   / 19-02-2005
 Gülü bir gün, seni her gün, gülü soluncaya, seni ölünceye dek!   / 13-02-2005
 Karın anti-aging üzerinde etkileri!   / 12-02-2005
 İstanbul'un bütün meyhaneleri!   / 06-02-2005
 İçmeyin şu zıkkımı kardeşim! (2)   / 05-02-2005
 Telefon mesajı adabı!   / 30-01-2005
 İçmeyin şu zıkkımı kardeşim!   / 29-01-2005
GÜLSE BİRSEL
Dakikada 24 kare
Sinema hakkında duyduğum en ilginç, en...
AYŞE TÜTER
Pilav tacı
Pirinci tuzlu kaynar suda en az bir saat...
İlaçlar yetersiz kalırsa saç nakli sorunu kökünden çözüyor
İlaçlar yetersiz kalırsa saç nakli sorunu kökünden çözüyor
Yeterince balık, et ve yumurta tüketmeyenler, stres altında...
Miras emin ellerde
Miras emin ellerde
Rahmetli halası Sevgi Gönül'den miras kalan Sadberk Hanım Müzesi'nin...
Londra'da Musti coşkusu
Londra'da Musti coşkusu
Mustafa Sandal dünyayı gezmeye devam ediyor. Almanya ve Avusturya'nın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.