kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

O sabah!

Bir sabah uyandınız. Havada tuhaf bir iç sıkıntısı. İçinize doğmuş gibi, önce yanıbaşınızdaki radyonun düğmesine bastınız. Bir Sezen Aksu şarkısı. "Beni unutma!.." Kanalı değiştirdiniz. Orada da Sezen Aksu var: "Haydi gülümse!.."
Kanalları hızla değiştirmeye başladınız... Hep aynı ses... Hep aynı çığlık... Hep aynı şarkılar... Ama sadece şarkılar...
Kimse konuşmuyor aralarda... Kimse bir şey söylemiyor.
Televizyonun uzaktan kumandasına uzandınız. Karşınıza çıkan ilk kanalda daha önce görmediğiniz bir ev... Önünde bekleşenler...
Ekranın altındaki yazıyı okumakta zorlandınız: "Sezen Aksu'nun evinin önünden canlı yayın!..."
Kanalları değiştirdiniz hızla... Yalnızca haber kanalları değil, büyüklü küçüklü bütün kanallarda hep aynı görüntüler...
"Neler oluyor?"
Telefonunuz çalıyor o sırada... "Yarım saattir arıyorum. Ulaşamadım... Haberi duydun değil mi?"
Gerisini dinleyemediniz. Yeniden ekrana baktınız. Ekranın üzerindeki büyük puntolu yazıyı ancak o zaman farkedebildiniz...
"Kaybettik!"
O yazı hep vardı orada, ama siz nedense farketmemiştiniz. Farkedememiştiniz!
Sonra bir telefon, bir telefon daha... Telefonunuza ardı ardına düşen mesajlar. Yollarda bir kurgubilim filminden çıkıp gelmiş derin bir sessizlik yaşanıyor.
Herkes suskun. Ya da herkes durmadan konuşuyor. Herkes birbirine aynı şeyi söylüyor durmadan... Sesler birleşip, kara haberin sözcüklerini içinde barındıran bir gök gürültüsüne dönüşüyor sonra. Ya sessizlikte paylaşılıyor acı; ya gök gürültüsünde... Sessizlikle gök gürültüsü iç içe ya da...
Ya da herkes bir şarkı mırıldanıyor içinden. İş yerine ulaştığınızda tepedeki ekranın karşısında hiç ses etmeden haberleri dinleyen öbek öbek gruplar. Çoğunluğu erkek...
Kızlar, Sezen Aksu şarkılarını çalıyorlar bilgisayarlarında... Ekranlara Sezen Aksu resimleri yerleştirilmiş çoktan.
Hiç kimse anlamlı bir şey söyleyememiş daha birbirine. Buna ihtiyacı var oysa herkesin.
Sonra "o" yaklaşıyor omuzbaşınıza. Fısıldar gibi sesi:
"Biz ne yapacağız şimdi?"
Bir köşeye çekilip bırakıyorsunuz göz yaşlarınızı. Sabahtan beri yüreğinize yumruk gibi tıkanan buydu işte. İçinize bir türlü anlatamadığınız buydu: "Yapayalnız kaldık işte. Kimsesiz kaldık..Yapayalnızım. Kimsesizim.. Öksüzüm..Üşüyorum.."
Evet, biz ne yapacağız şimdi... Şarkısı kesilince hayatımızın ve sevdalarımızın... Biz ne yapacağız?


Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar konuşuyor ekranlarda. "Veda" yarın diyorlar... Devlet töreniyle... Bir çok yerde... Bir çok defa... Belli ki uzun sürecek ayrılmak.
Uçaklar, trenler İstanbul'a ek seferler koyuyorlar ülkenin dört bir yanından... Almanya'dan Fransa'dan, Hollanda'dan, Amerika'dan mesajlar geliyor: "Bekleyin bizi de!"
Cenaze töreni deniz kenarındaki tarihi meydanda...
Dev bir koro, "Sen ağlama!"yı ağlayarak ve birlikte söylüyor gibi görünse de... Herkes yapayalnız aslında kendi şarkılarında.
Bayrağa sarılı cenazenin önündeki resim altında şöyle yazıyor oysa, onun bir şarkısından alınmış sözcüklerle:
"Hayat, kadere inat... Seni sil baştan yaşayacağım. Ahdım olsun!"
Yüreğin darmadağınık... İçinde Sezen Aksu "Perişanım" söylüyor. Gidiyor işte... Kaldık buralarda bir başımıza...


Sezen Aksu'nun "cenaze töreni"ni anlatan kurgusal bir yazı okudunuz.
Şaşırdıysanız ve üzüldüyseniz söyleyelim: Bugünlerde alıp alacağınız en müjdeli haber şudur ki:
Sezen Aksu yaşıyor..
Derin bir nefes alıp şükredin halinize.. Hayatı onunla paylaşmaya devam ediyoruz işte... Yalnız değiliz.
Aşka ve hayata dair şüphelerle geçip giden günlerde; "yaşarmış gibi,severmiş gibi" akan zamanlarda; "mış gibi,miş gibi" yaparken hepimiz, o yine "taş"gibi çarpıyor hayata ve aşka...
O yaşıyor... Biz yaşıyoruz!..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Her pazar itiraf!   / 19-02-2005
 Patlama "Bahane", Ortadoğu "Perişan..."   / 17-02-2005
 Kadınlar cezaevinde Sevgililer Günü...   / 15-02-2005
 Ne mutlu "mutluyum" diyene!   / 12-02-2005
 Bu Yalnızca Sitem   / 11-02-2005
 "Kar"amsar olmadan!   / 10-02-2005
 Sizin en şiddetli kışınız hangisiydi!   / 08-02-2005
 Her pazar isyan!   / 05-02-2005
 Türk televizyon tarihinin en yüksek reytingi!   / 03-02-2005
 Alternatif!   / 01-02-2005
ERDAL ŞAFAK
Pembe dalgalar Ege'yi geçmez
Avrupa'da yeniden "Pembe...
ALİ KIRCA
O sabah!
Bir sabah uyandınız. Havada tuhaf bir iç...
ÖMER LÜTFİ METE
Özgüvenle haddi bilmenin kesiştiği yer
Brüksel...
UMUR TALU
Nazi mi dedin!
Başladık, gidiyoruz.
Parlak gazeteci...
Türkiye'den eğitmen istiyor
Amerika, NATO kapsamında Türkiye'nin Irak'a gönderdiği "altyapı...
Almanlar'a Bush tatili
Bush-Schröder görüşmesinin yapılacağı kentte okullar kapatıldı, büyük...
Ersun Yanar
Ersun Yanar
Milli Takımlar Teknik Direktörü hakkında ortaya atılan "2001'de...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu