kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Bizi Ortaçağ'a yapıştıran tutkal...

Geçen pazartesi "Murat Aslan'ı Orhan Pamuk mu öldürdü?" başlıklı yazımın sonu şöyle bitiyordu: "JİTEM itirafçısının cinayet itirafları karşısında tavana bakmayı yeğleyenler, Orhan Pamuk'u yaylım ateşine tuttular.
'Kürtler öldürüldü' deyince söven sayan ama işkenceyle öldürülüp yakılan Kürt vatandaşımız 24 yaşındaki Murat Aslan'ın Dicle kıyısında bulunan cesedine ses çıkarmayan bir garip sessizlik.
Böyle cinayetlerin işlendiği bir ülkede sessizlik bir noktadan sonra 'suç ortaklığına' dönüşür. Katilleri bırakıp 'cinayet var' diyeni yakalamak isteyenler 'vatanperver' olduklarına gerçekten inanıyorlar mı?
'Katil sevgisi' ve 'gerçek düşmanlığı'
ile yücelmiş bir vatan hiç görmüşler mi?
Unutmasınlar ki, sessizlikle karşılanan cinayetler sadece o cinayetin kurbanını değil 'vatanı' da öldürür sonunda..."


Bu pişkin sessizlik, Adnan Ekinci'nin geçen salı günkü Radikal gazetesindeki "Bir kartal ne zaman bozkırda koşan tilkiye çullanır?" başlıklı yazısı dışında bozulmadı.
Adnan Ekinci, sessizliğin suç ortağı olan "hukuk dünyasının" durumuna şaşırmış bir biçimde şunları yazdı:
"Bu ahval içinde değerli barolarımızın, sevgili meslektaşlarımızın toplantılarında, seminerlerde, genel kurul seçim bildirilerinde dile getirdikleri 'insan hakları, demokrasi, hukuk devleti' söyleminin, aslında ağız içinde dolaşan bir çiklet olduğunu, popülist bir tekerlemeden başka bir içsellik taşımadığını, hepsinin kocaman bir yalan olduğunu görmek derin bir yürek ağrısına dönüşebilir.
Bir toplumun korkusunu, karanlığındaki tarihine gözlerini yummasını anlayabilirim.
Ya, hukuk fakültesi diplomasını ve avukatlık ruhsatını alırken üzerine iki kez yemin etmiş olduğu değerleri yutkunan meslektaşlarım? Çok zor. Hak ne zaman susar, hak?
Hukuk ne zaman başını öne eğer, hukuk? Adalet ne zaman tecelli etmez, adalet? Bir kartal ne zaman bozkırda koşmakta olan tilkinin üzerine çullanır, ne zaman?"


Adnan Ekinci, bu yazıyı yazdığında "JİTEM yerine, kitaba dava" açıldığını henüz bilmiyordu... Belki hala da bilmiyordur...
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Murat Aslan'ı işkence ile öldürüp yakanlar hakkında değil, bunu itiraf eden eski JİTEM'cinin kitabını yayınlayan Aram Yayıncılık hakkında dava açtı. Yayımcı Fatih Taş "terörle mücadele edenleri hedef göstermekle" suçlanmakta...


Halbuki, Başbakanlık Teftiş Kurulu dönem Başkanı Kutlu Savaş'ın "Susurluk Raporunda", itirafçı JİTEM'ci kendilerine verilen emirleri şöyle anlatıyor: "Diyarbakır çevresinde PKK ile ilgisi olduğundan şüphelendiğimiz hemen hemen herkesi infaz etme yetkimiz vardı. Bu insanları yakalayıp suçu varsa tespit edip, adalete teslim etmek yerine faili meçhul bir şekilde öldürmeyi bir yöntem olarak benimsemiştik. Bizden istenen buydu, bu tarzda talimat alıyorduk."


Devlet, yasama, yürütme ve yargıdan kurulu değil mi? Yargı'yı sistemden kaldıran bir zihniyete "hukuk devleti" denir mi? Bu anayasal bir suç değil mi?
Herkes herkesi kendi mahkemesinde yargılar ve cezalandırırsa, bu, devlet anlayışıyla mı tanımlanır, çete zihniyeti ile mi?
Bunlar yazılıyor, bunlar söyleniyor, cinayetler aydınlanıyor, yapanlar ortada ve hukuk fakültesi mezunu savcılar suçluların yerine, bunları yayınlayanlar hakkında dava açıyor!.
Terörle mücadele, yargıyı devreden çıkararak istediğini işkenceyle öldürüp, ardından yakarak Dicle kıyısına bırakmak mı Allah aşkına?


Hukukun böylesine katledildiği bir ortama ve ona eşlik eden sessizliğe bakıp da 2005 yılında yaşadığımıza inanmak kolay değil. Bir yanıyla geleceğe uzanmaya çalışan bu ülkenin sanki bir yanı Ortaçağ'a yapışıp kalmış. Bu korkunç sessizlik ise bu toplumu "karanlık çağa" yapıştıran tutkal işlevi görüyor. O çağdan kopamıyorsak bu sessizlik yüzünden kopamıyoruz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Denktaş'a da bu dizi yaraşır...   / 19-02-2005
 Murat Aslan'ı Orhan Pamuk mu öldürdü?   / 14-02-2005
 Kürt, türban ve Amerikan alerjisi   / 12-02-2005
 Nedir bu sessizlik?   / 07-02-2005
 Kürtler, Aleviler ve yoksulluk...   / 05-02-2005
 Siyasetin ya da siyasetsizliğin sefaleti..   / 31-01-2005
 Keşke gitmeseydim...   / 30-01-2005
 Maaşlar ve 28 Şubat anıları...   / 29-01-2005
 Kent Müslümanlığı öldü mü?   / 24-01-2005
 Yerel ve evrensel vicdan...   / 22-01-2005
ERDAL ŞAFAK
Türkiye ne yapabilir?
Ankara'nın Irak...
ÖMER LÜTFİ METE
'Kötülüklerime teşekkür edeceksin'
Türkiye'deki 'ABD...
UMUR TALU
Dikenli köken...
Ekselansları sayesinde, ismim geçmese...
ERGUN BABAHAN
Bu nasıl tekzip kararı!
Böyle bir kararı laik Türkiye...
MEHMET ALTAN
Bizi Ortaçağ'a yapıştıran tutkal...
Geçen pazartesi...
Zafer tek başına iktidar getirmedi
KKTC'de dün yapılan genel seçimlerde oyların yüzde 44.4'ünü alan...
İsrail tarihi çekilmeyi kabul etti
İsrail ve Filistin arasında barış sürecinde yeni bir adım...
Real Fener
Real Fener
Fener'in iki yüzü var... Avrupa'da, zayıf Real Zaragoza'ya yenildi.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu