kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Popüler kültürün dahisi
Popüler kültürün dahisi

Yirminci yüzyılın en etkili figürlerinden Andy Warhol'un eserlerinin tanıtıldığı iki ayrı serginin yanı sıra geçen hafta Paris'te yapılan Haute Couture defilelerinin bazıları da ustanın etkilerini taşıyordu.

Pop Art'ın ikonu Warhol hala geçen asrın en önemli şahsiyetlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ve dönem dönem, müze küratörlerinin, modacıların, sinemacıların, tiyatrocuların aklına esrarengiz bir şekilde aynı anda düşüveriyor, yaratı dünyasının "guru"ları bu acayip dahinin çeşitli işlerini yeniden yorumlayıveriyorlar. Bugünlerde işte o dönemlerden birindeyiz. Lyon'da başlayan ve dünyayı gezecek olan bir sergi, Avrupa Fotoğraf Evinin hazırladığı bir retrospektif, John Galliano'nun son Paris defilesi, hepsi de sözleşmiş gibi pop art'ın efendisini bir daha kutsuyor. Warhol 1928'de doğdu, Carnegie Institute'de grafik tasarım okuduktan sonra dönemin ünlü dergilerinde çalışmaya başladı. 60'lı yılların başında sanata popüler kültürü ilk kez sokan sanatçı oldu. Etiketlerin, ambalajların, kısacası günlük hayatta karşılaşılan objelerin resimlerini yaptı. Ardından "American way of life" dediği, elektrikli sandalyeden sokak kavgalarına kadar "Hayatın parçalarını" gösterdi. Bir yandan da Velvet Underground grubunun menajerliğini yaparak rock kültürünün içinde yaşıyordu. Bundan sonra, o güne kadar sanatçıların yanına yaklaşmaya tenezzül etmediği imgelerle, Campbell çorba reklamları, Coca Cola şişeleri ya da Liz Taylor ve Marilyn Monroe portreleriyle uğraşmaya başladı. 1964 yılında, New York'ta bir loft kiraladı ve efsanevi bir mekan haline gelecek olan Factory adlı atölyesini kurdu. Factory'ye gelen dostları, Jack Nicholson, Paloma Picasso, Rudolf Nureyev, David Bowie gibi şahsiyetlerle yaptığı sohbetleri bantlara kaydetti, hepsinin Polaroid fotoğraflarını çekti, sonra da bu resimlerin üzerini karalamalarla doldurdu. Ardından Mao ya da Mona Lisa portreleriyle, dini tablolarla "Pop'un Papası" yeniden tuvale döndü ama artık bunları resim sanatının bir parçası olarak görmediğini her fırsatta söylüyordu. O, artık tuvalleri resim yapma değil, düşünme alanları olarak görüyordu.

SEMRA HANIM YOKTU
80'ler ise Warhol için "Sosyal gözlemcilik" yıllarıydı. Video filmler, çıkarttığı Interview dergisi, televizyon programları, otobiyografik sergilerle, bir kez daha, ama bu kez farklı mecralarla içinde yaşadığımız çağı anlatıyordu "Papa". İşte bu dönemde MTV için "Andy Warhol'un 15 dakikası" adlı programı gerçekleştirerek çağın hastalığını önceden haber verdi: O dönemde henüz Semra Hanımları star yapacak televizyon programları ortada yoktu ama Pop Art'ın ilahı Warhol şunu hissetmişti: Artık herkesin, kendi kendisini sahneye koyarak 15 dakikalığına da olsa şöhreti yakalayacağı dönemler yakındı. Çünkü Warhol, bireyin kendisiyle değil, medyanın ona yapıştırdığı imajla ilgilenen ilk sanatçıydı. Serigrafi tekniğiyle çoğalttığı resimlerle imaj tüketimini anlattı, Da Vinci'nin binlerce kez taklit edilmiş eserini bir kez daha ama bambaşka bir şekilde klonladı, sanatla modayı birbirine karıştırdı, sanatçı kavramını yok etmek için sinema yaptı. Mesela altı saat boyunca sabit kamerayla Empire State Building'i ya da uyuyan bir adamı çektikten sonra söyle dedi: "Benim filmlerimin en iyi yani, ortasında tuvalete gitseniz bile hiç bir şey kaçırmıyorsunuz." Ve işte asıl devrim buydu galiba. O, sanata "Hiç bir şey" muamelesini yapan ilk "Sanatçı" olmuştu ama galiba Türkiye'deki bugünkü kültürel ortamı bir görseydi, bu kadar kaos, popüler kültürün tanrısı Warhol'a bile fazla gelir, hazımsızlık yaratırdı!!!

Sedef Ecer

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Kas yapmak için hap almak zararlı
 Bu çamur iyileştiriyor
 Aileden miras kalan travmaları taşımak şart değil
 Yıldızların karışık aşk hayatı
 'Prenses hastalığı' korkutuyor
 Dışarı Çıkmadan Önce
 7 Gün 7 Dakika nerede ne yapmalı?
 Haftanın Kitapları
 Yazmak fotoğraf çekmektir
 Haftanın Kitapları
 Tilkinin kışla mücadelesi
 Bu kanaryalar şampiyon
 Kısa Kısa
 Buz üstünde dans ediyor
 Yazmak için yeterli ızdırabım var
 Pırlanta takmanın altı önemli kuralı
 Kendine yaptığı takılarla işe başladı
 Kadınlar kilo almamak için sigarayı bırakmıyor
 Gerçeği bilen tek kişi var
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
Beklenen gelin görücüye çıktı
Beklenen gelin görücüye çıktı
Elbette filmin erotizmi biraz daha diri olabilirdi, elbette bazı...
Bağımsız filmler kapıda
Bağımsız filmler kapıda
27 Şubat'a kadar devam edecek olan festival, bu yıl çok daha olgun...
Vergi zammı şarabı vurdu
Hükümetin vergi gelirlerindeki açığı kapatmak için artırdığı Özel...
En iyi fotoğraf Reuters'in
Dünyanın en geniş ağına sahip olan Reuters'in başındaki isimlerden biri Türk.
Fatma Nine'den türküler
On üç torun sahibi olan Fatma Düzgün albümlü bir türkücü olarak şöhret yolunda...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.