kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Temcit pilavına kaşık sallamanın sonu var mı?
Tercümesiz tarama mümkün değil
Şaka

Temcit pilavına kaşık sallamanın sonu var mı?

Nasıl anlatmalı bilemiyorum. Çok değerli ve çok hızlı geçen zamanları, toplum olarak ziyan ediyoruz. Avrupa Birliği üyeliği gibi bir hedef var önümüzde. Tarihimiz, bugünümüz ve sosyo-politik yapımız, derin bir "Yeniden Anlaşılma" döneminin eşiğinde.
Ama biz kendimizi anlamak için gerekli çabayı göstermiyoruz. Geniş kitleler "Kültür" olarak televizyon kanallarındaki dizilerden başka bir şeye fazla ilgi duymuyor.
Bu kanalların sahipleri olan özel sermayeye diyecek sözümüz yok. Onlar da bu kültürün hem parçası, hem de tek gelir kaynakları reklamlar. Haber kanalları bile haberi ve yorumu sulandırarak ilgi çekici hale getirmeye çalışıyor neticede.
Ama kamu kaynaklarıyla yayın yapan TRT de, aynı tür bir anlayışın içinde. Futbol-dizi- müzik ve eğlence, TRT'nin de ağırlıklı endişesi.
Ya da TMSF kaynakları ile yayın yapan kanallara bakın. Örneğin Star, Uzanlar'ın olduğu dönemde daha mı az eğlenceliydi?
Önceki gün Sabah'ta Belkıs Kılıçkaya'nın, "Türkiye Karşıtı" olarak bilinen Giscard D'Estaing ile yaptığı söyleşide, şu cümleleri vardı eski Fransa Cumhurbaşkanı'nın:
- Türkler ülkenin başkentini Ankara'ya taşıdı. İstanbul' da, Avrupa'da bırakmayıp Anadolu'ya götürdü. Şimdi Brüksel'e taşımayı kabul edecekler mi? Bunu fark ediyorlar ve görüyorlar mı? Türkler kimliklerine, geleneklerine, kültürlerine bağlı bir millet. Bunu nasıl kabul edecekler? Belki bugün bundan henüz uzaktayız ama (AB'nin) bir cumhurbaşkanı olsun, başkenti Brüksel olsun istiyoruz. Türkler kabul edecek mi Avrupalı bir cumhurbaşkanını?
Bu soruların cevabını bulabileceğimiz bir bilgi ve kültür arayışı var mı Türk medyasında veya kamuoyunu aydınlatmaları gereken düşünce odaklarında?
Gerçekten Avrupa'daki Türkiye karşıtlığının sebebi, sadece Haçlı Seferleri'nden kalan izler mi? Ermeni Sorunu 1915'te başlayıp, o yıl mı bitti? Çok dinli ve çok dilli bir Osmanlı, neden "İslam Devleti" oldu? "Abdülhamid İdeolojisi"nin öğretildiği okullarda eğitim gören Atatürk ve Cumhuriyet'i kuran kadrolar, o ideolojiden hiç etkilenmediler mi?
Bütün bu konular karşısında, klişeleşmiş ve temcit pilavı haline getirilmiş cümleleri "Düşünce" olarak tekrarlamaktan başka ne yapılıyor bugün?
Geçen aylarda BBC'nin Türkçe yayınlarında yer alan tartışmalarda Hollanda Leiden Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erik-Jan Zürcher, özetle şöyle diyordu:
- 1878 Türk-Rus Savaşı ve yenilgisi ertesinde Hıristiyan nüfusunu büyük ölçüde yitiren Osmanlı'yı yenilemek için, 2'nci Abdülhamid "Sünni Müslüman Osmanlı Kimliği" kavramına sarıldı. Bu, devlete sadık bir İslam olacaktı. Açılan okullarda devlete sadakat, dinin ve ahlakın temel öğesi olarak öğretildi.
Bilmiyorum kaç Türk okur-yazarı,"93 Harbi" diye bilinen 1877-78 Türk-Rus Savaşını ve Ayastefanos Andlaşmasını hatırlar?
O dönem sonrası Doğu Anadolu'da ve İstanbul'da sık sık rastlanan "Ermeni Pogromları" ertesinde Abdülhamid'e Batı'nın "Kızıl Sultan" dediğini ve mesela İngiliz Gladstone'un 1890'lı yıllarda "Türkler geldikleri gibi Asya'ya dönecekler" içerikli konuşmaları Parlamento'da yaptığını, bizim tarih kitaplarında okuyanınız var mı?
Peki Cumhuriyet de "Türk" kimliğini ön plana çıkartıp ulus devleti kurarken, "İslam" da bu kimliğin temel öğesi olarak devlet denetimindeki bir "Diyanet" anlayışına oturtulmamış mıdır?
Türk toplumu "Avrupa Yakası"ndan veya "Kurt Kanunu"ndan bunlar hakkında bilgi ve düşünce sahibi olacak mı bilemiyorum. Veya Semranım üzerinde tartışarak, Avrupalıların bizi tartışmalarını anlayabilecek miyiz?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir İngiliz kadınlarına, bir de Suudlu kadınlara bakın   / 12-02-2005
 Meğer Nur Çintay A. ne kadar şanslıymış!   / 11-02-2005
 Günde beş vakit fazla, iki vakit yeter mi?   / 10-02-2005
 Abdullah Gül, Condoleezza Rice ve Yılmaz Erdoğan..   / 09-02-2005
 Yamyamlar misyonerleri gerçekten yedi mi?   / 08-02-2005
 İktidardaki muhalefete kim muhalefet edebilir?   / 07-02-2005
 Tek beklenti "Hanut" mu?   / 06-02-2005
 Akıl kirlenmesi en büyük tehdidimizdir   / 05-02-2005
 Sosyal demokrasi, Anti-Amerikanizm midir?   / 04-02-2005
 Türkiye'nin Karamehmetler'e ihtiyacı hep vardır   / 03-02-2005
REHA MUHTAR
Sevgililer gününde ihanet...
Gazeteler sayfa sayfa ekler...
MEHMET BARLAS
Temcit pilavına kaşık sallamanın sonu var mı?
Nasıl...
MAHMUT ÖVÜR
Gürtuna siyasete ısınıyor
Eski İstanbul Büyükşehir...
SAVAŞ AY
'Gezmerem senden aralı Azarbaycan maralı...' *
Ne garip...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Küfür değil yazı yazın!
İşte, yine aynı şey oldu...
REFİK DURBAŞ
Onur halkımızındır
Şu meşhur 1 Mart tezkeresi yine...
HINCAL ULUÇ
Bir Şair.. Bir adam.. Bir kadın!.. Anlaşılmaz...
EMRE AKÖZ
Polis sayısı yeterli mi?
Tinerci çocuklar, ...
Krallık Baki'dir
Krallık Baki'dir
G.Saray, Rize'de ilk yarı çok zorlandı. İkinci yarı, perdeyi, kendi...
Başkana teşekkür
Başkana teşekkür
Gol sevincinde başkan Canaydın'a doğru koşan Hakan Şükür "Uzun bir...
Papadopulos'un adını bile ağzına almadı
Alvaro De Soto, Kıbrıs başarısızlığının faturasını Papadopulos'a...
ISAF komutası yine Türkiye'de
1600 kişiden oluşan Türk Birliği bugün Kabil'de ISAF'ın komutasını...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu