Turizm neden Türkiye'nin altın sektörüdür?
Önceki gün dış ticaret verilerinin açıklanmasının ardından bugün 2004 yılı cari işlemler dengesi ve ödemeler dengesinin açıklanması bekleniyor. Aralık ayı dış ticaret açığının beklenenden fazla çıkmasının etkisiyle 2004 yılı cari işlemler açığının 15.5 milyar dolar civarında çıkacağı bekleniyor. Bunun da 293.3 milyar dolarlık GSMH'ya oranı yüzde 5.2 düzeyine çıkıyor. Yılbaşında hedeflenenin tam iki katı düzeyinde bir gerçekleşme. Tüm zamanların da en yüksek cari açığı. Üstüste üç yıldır devam eden ve dördüncü yılına giren büyümenin, düşük kur nedeniyle ithalatın giderek artmasının bir sonucu veya maliyeti bu. Her büyüme döneminde ekonominin en önemli sorunu haline gelen döviz açığının farklı çözümleri olabilir.
İthalatı kısmak En başta açığa yol açan ithalat artışını kontrol altına almak bu seçeneklerden biri. Ancak bu önlem iç talebi bastırmayı, dolayısıyla büyümeyi kontrol altına almayı, büyüme yerine küçülmeyi göze almayı gerektiriyor. Böyle bir karar seçimle işbaşına gelen hükümetler için çok zor ve maliyetli. Üstelik Türkiye'nin sorunlarını çözebilmesi için büyümeye, yatırıma, istihdamı artırmaya şiddetle ihtiyacı var. Onun için sorunların, ekonomiyi küçülterek değil, büyümeden ödün vermeden nasıl çözüleceğine bakmak gerekiyor. Büyümeyi, dolayısıyla ithalatı küçültmeyeceğimize göre geriye iki ana seçenek kalıyor. Ya ihracatı daha hızlı artıracağız ya da turizm gelirlerini.
İhracatı artırmak Bu iki ana kalemin geçmiş yıllarda ithalatı karşılama oranlarını yukarıdaki tabloya aldık. 2004'te ithalat giderlerinin yüzde 64'ü ihracat gelirleri ile karşılanmış. Kısa vadede kurda bir zıplama olmadan ihracatı sıçratmanın yolu yok. Kurun zıplaması ise ekonomide başka sorunlar yaratacak. Üstelik ihraç ürünlerinin içinde ithalatın payı artık daha yüksek ve yüzde 70'in üzerinde seyrediyor. Yani ihracatı artırdığınız zaman ithalatı da artırmış olacaksınız. Elin malını alıp ele satarak ticaret yapmak mümkün ama yapısal hale gelmiş büyük açıkları kapatmak mümkün değil. Buradan elde edilecek fayda, marjinal kalacak.
En uygunu turizm Yine kesinleşen turizm istatistiklerine göre, 2004 yılında 12.1 milyar dolarlık dış turizm geliri var. Bu gelirler ithalatın yüzde 12.4'ünü karşılıyor. İhracat ile turizm gelirleri toplamının ithalatı karşılama oranı yüzde 77'de. Dış açık sorunu yaşamamak için bu oranın yüzde 90'lar civarına çıkarılması gerekiyor. Burada da asıl potansiyel gelişme ihracattan çok turizm gelirlerini artırmakta yatıyor. Hem yeniden ithalat yaratmayacağı hem de daha bakir bir alan olması nedeniyle. Üstelik Türkiye'nin belki de rekabet gücü en yüksek sektörü turizm. Çünkü, bir İstanbul, Kapadokya, Konya, Ege ve Güney sahilleri, Antakya-Gaziantep-Urfa-Mardin-Diyarbakır hattı başka ülkelerde yok. Üretmek de mümkün değil. Sorun, makro bir planla turizm altyapısını kurmak ve pazarlamasını yaparak bu potansiyeli kullanmakta. Sadece cari açık sorununu çözmek için değil, istihdamı artırmak, tarihi eserleri restore etmek, çevreyi korumak, kısaca Türkiye'yi güzelleştirmek, sosyalleştirmek ve daha yaşanabilir kılmak, hatta Türkiye'yi tanıtmak için de, turizm altın bir sektör durumunda.
Sonuç "Eğil ocağına, yalvar bucağına" Türk Atasözü
|