kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Tekelsizliğin tekeli

Maliye Bakanı Unakıtan yurtdışı gezilerini değerlendirirken bir garip övünüyor:
- O kadar başarılıyız ki, eskiden batılılar ekonominin gidişini sorarken şimdi özelleştirmeleri soruyorlar.
Peki bu neden-sonuç bağlantısı ne kadar sağlıklı? Ekonomi iyi gidiyorsa yabancılar neden yatırım için bir türlü heveslenmiyorlar da kelepir fiyatla kapabilecekleri milli kuruluşlar için yarışıyorlar?
Ya, eloğlu yağma Hasan'ın böreğine üşüşüyor diye gurur duymak ne iş?
Elbette makro dengeler açısından yakalanan çizgi, -başka hangi şartlarla beslenmiş olursa olsun- hükümetin başarısıdır. Fakat bu tablo ekonominin güllük-gülistanlık olduğunu göstermiyor. Daha önümüzde dağlar var.
Gelinen aşamada özelleştirmedeki kamu varlıklarına yabancı iştahının kabarması, ekonomide her şeyin mükemmel olduğuna ilişkin kanıtlardan biri değildir. Bir kere küresel sermayenin 'özelleştirme her derdin devasıdır' şeklindeki yasa, dünyadaki milli ekonomilerin elinde kalan varlık kırıntılarını da tamamen denetim altına almanın anahtarıdır. Güçlü ve zengin olanın koyduğu bu ideolojik yasa; 'eşit şartlarda uluslararası rekabet' aldatmacası ile bütün küçük balıkları büyük balıklara yem yapma tasarısının hukuki değil siyasi temelidir.
Tabii ki özelleştirmeyi kutsayanlardan değilim. Hele şimdiye kadar yaptığı hemen her özelleştirme uygulaması kirli olan bir ülkeninkinden ancak tiksinebilirim. Bu yoldaki liberal bilimsel (!) gerekçe propagandalarına da karnım tok..
Ahlaken de, iktisaden de doğru olan özelleştirme değil, özerkleştirerek büyük oranda halka arzdır. Bunun böyle olduğuna liberalizm cahili (!) Almanya yeterli kanıttır! Gerisi küresel sermayenin bilim (!) dilidir.
Lakin müskirat alanı istisna.. Özerkleştirmek suretiyle de olsa, devletin içki ve sigara üretip pazarlaması sadece ahlaki açıdan değil devlet kültürü açısından da kepazeliktir. Kamunun sağlığını korumakla görevli devlet, bizatihi onu bozacak ürünleri üretip pazarladığı sürece kendi varlık sebebini inkar eder. Bir devlet ki, piyasa şartları gereği, tütün ve içki gibi toplumun sağlığını, kültürünü ve ahlakını tehdit eden ürünleri sürekli daha çok satmak isteyecek, ülkenin nikotin ve alkole daha çok gömülmesini arzulayacak, buna göre çaba gösterecek.. Böyle bir işin mantığı ve ahlakı olabilir mi? Şakası yok; müskirat üreten bir devlet, dış düşman tarafından açılacak klasik savaşın zararından daha fazlasını bizzat kendisi halkına vermektedir.
Biri halkı zehirleyecekse bari o devlet olmamalı.
Neyse ki, bunlardan birini terk eden devletimiz sigara fabrikalarını da özelleştirme yoluyla elden çıkarmaya -galiba- hazırlanıyor. Kurumun şimdiki yönetimi, haklarında ayyuka çıkan pek çok iddia ve ağır suçlama bir yana, özelleştirmeye karşı çıktıkları için 'galiba' diyorum.
Oysa devlet bir an önce halkını zehirleme işinden elini eteğini çekmeli, bu lanetlik sanayi ve ticaret, kanser üretip kanlı para kazanmayı içine sindirebilen taliplerden mutlaka yerli bir aktöre bırakmalıdır.
Ne var ki bu özelleştirme hayli zor görünüyor. Çünkü böylesi, sürekli Tekel aleyhine pazar paylarını büyüten dev yabancıların işine geliyor. Bir süre daha geçerse kurum çerez fiyatına gidecek.
Devlet sigara ile kanser üretmekten behemehal vazgeçmeli ama nasıl?
Unakıtan'ın mantığı ile, üç kuruşluk yabancı sermaye uğruna Tekel'i dünya devlerine sunarak mı? Hem de işçileri devlete kalacak şekilde çırılçıplak?
Ya tütün üreticisi ne olacak?
Tamam benim çiftçim, insan zehirleyen bir bitkiyi üreterek geçinmesin.
Ama bunun alternatifi Amerikan çiftçisinin bizi zehirlemesi olmamalı.
Onun için burada peşkeş türü özelleştirme değil, tütünle ilgili bütün unsurları ve Tekel işçilerini kapsayacak bir yapılanma ile, zıkkımın piyasasında hiç değilse yerli bir aktör kalmasını sağlayacak düzenleme yapılmalıdır.
Türkiye'nin dört bir yanına tekel ürünlerini dağıtan yüzlerce Anadolu esnafının oluşturduğu SÜPAŞ adlı çatı kuruluşun ihaleye talip olması bu açıdan umut verici bir gelişme. Ancak onların da tütün çiftçisini ve Tekel işçilerini kapsayacak açılımı sergilemeleri gerekir.
Tabii eğer devran tamamen 'bu çağda milli aktör gerekmez, hepimiz dünya vatandaşıyız' diyenlerin tekelindeyse yapacak bir şey yok.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İsrail'le komşu olmak   / 28-01-2005
 Kerkük'te nereye kadar   / 27-01-2005
 Mumcu'yu anarken   / 25-01-2005
 AB'lerden bir yar gelir bizlere   / 24-01-2005
 Zorunlu iyimserlik   / 21-01-2005
 Kurban, şölen ve ödev   / 20-01-2005
 Ölü toprağının açıklaması   / 18-01-2005
 'Biz müşterinin velinimetiyiz'   / 17-01-2005
 İki ayrı milli kanser   / 14-01-2005
 Vizyon mu, angarya mı?   / 13-01-2005
ERDAL ŞAFAK
Şerefe beyler
Demokrasi şarabının kadehlere...
ÖMER LÜTFİ METE
Tekelsizliğin tekeli
Maliye Bakanı Unakıtan yurtdışı...
UMUR TALU
Güç ve güçlüler
Bir "sosyal demokrat", yani...
ERGUN BABAHAN
Merkez Grubu'nun bilançosu
Bugün SABAH Türkiye'nin...
MEHMET ALTAN
Siyasetin ya da siyasetsizliğin sefaleti..
Cumartesi...
Embedded seçim*
Irak’ta seçmenin yüzde 60’tan fazlasının oy kullandığı söyleniyor.
Barzani: Kerkük bir Kürt kentidir
Kuzey Iraklı Kürt lider, "mutlaka Kürt devleti kuracaklarını" söyledi...
Derbi Fener'in!
Derbi Fener'in!
Fenerbahçe, Beşiktaş'ın hocası Çalımbay'ın kadrosunu belirlediği; maç...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu