kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 

'Hayır' demeyi öğrenmek

Önceki gün, yönetim ve işletme danışmanı, yaşam koçu Mahir Ünal
ile yaptığım sohbetten söz etmiştim. Devam edelim.
Biliyorsunuz eğitici, yol gösterici, antrenör anlamındaki 'koç' kelimesi bize İngilizce'den geldi. 'Coach' insanları ve malları bir yerden diğerine taşıyan araçlara verilen ad. Yani 'koç' istenilen hedefe ulaşmamızı sağlıyor.
Yaşam koçluğu da buna benziyor: Sizin hayata bakışınızı yeniden organize ederek, kaynaklarınızı verimli biçimde kullanmanızı sağlayarak hedefinize varmanıza yardımcı oluyor.
Koça başvuran kişilere 'danışan' adı veriliyor. Bir kere danışanın ruhsal bir sorunu olmaması gerekiyor. Eğer böyle bir durum varsa, koç danışanı hemen bir psikoloğa gönderiyor.
Eğer kişinin akıl ve ruh sağlığı yerindeyse o zaman koçluk süreci başlıyor ve birlikte şu sorulara cevap arıyorlar: Ben kimim? Ne istiyorum? Nasıl yapabilirim?


Tabii bunlar biraz soyut, teorik şeyler. Mahir Ünal ile konuşurken konu döndü dolaştı benim de sıkıntısını çektiğim bir noktaya geldi.
Benim şöyle bir özelliğim vardır: Hayatımı rahatlıkla açarım. Bunun sonucunda, mesela bir arkadaşım taleplerde bulunmaya başlar. Bir, iki, üç derken zamanla iş o hale gelir ki istemediğim, hatta nefret ettiğim durumlarla karşılaşırım. Sonuçta o kişiyi hayatımdan silerim ve rahatlarım. Ama tabii bu arada bir arkadaşımı kaybetmiş olurum.
" Hah " dedi Mahir Ünal, " İşte tam da yaşam koçunun ilgileneceği bir durum. Birçok kişi sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilmez. Yani ne istediğini bilmez. Ne istediğini bilmek ise kim olduğunu bilmekten geçer. " Yaşam koçu danışana kim olması gerektiğini öğretmiyor. Yani ' sen şöyle ol, böyle ol' demiyor. Kimliğinin, sınırlarının ve kapasitesinin farkına varmasını sağlıyor. Böylece kişi 'hayır' diyebiliyor: " Dur bakalım arkadaş, sen benim sınırlarımı ihlal ediyorsun! " Böylece insandaki potansiyel ortaya çıkıyor.
Koç işe, karşı tarafa ayna tutmakla başlıyor. "Sen kendini şöyle sanıyorsun ama aslında böylesin" diyor. Tabii kişinin bunu kabullenmesi zaman alıyor. Ancak bir kere durumu kavrayınca süreç hızlanıyor ve ikinci aşamaya geçiliyor: Hedefin ne?


Mahir Ünal insanlarda üç temel hedef olduğunu belirtiyor: Güçlü olmak, ünlü olmak, başarılı olmak.
Mesela para kazanmak istiyorsun... İyi ama bu parayla ne yapacaksın? Diyelim ki genel müdür (ya da milletvekili) olmak istiyorsun... Niye? Asıl hedefin ne? İnsanları yönetmek mi? Herkesin seni tanıması mı? Yoksa başarını kanıtlamak mı? Bunu da saptadıktan sonra bir sonraki aşamaya geçiliyor: Belli bir strateji uygulayarak... Yani bugün, bu hafta, bu ay yapacaklarını belirleyerek... Bilgini, görgünü, ilişkilerini, tecrübeni seferber ederek hedefe varmaya çalışmak! Bu süreci Mahir Ünal, 'kağıtları yeniden karma' diye adlandırıyor. Yani elinize fazladan bir joker vermiyor. Şapkadan tavşan çıkarmıyor. Kapasitesini yeniden düzenleyerek kişiyi hedefe taşıyor.
Ünal sadece çok sayıda şirkete danışmanlık, eğitim, koçluk hizmeti vermiyor. Davranış Bilimleri Bölüm Başkanı olduğu Newport International Üniversitesi'ndeki derslerine devam ederken, aynı zamanda üç yıldır
BJK'de mentörlük yapıyor. Altyapı antrenörlerine ve genç futbolculara koçluk yapıyor; BJK Futbolcu Araştırma Merkezi'nin (Befam) çalışmalarıyla ilgileniyor. (Yarın bu konuda bir iki noktaya daha değineceğim.)

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yaşam koçluğu nedir?   / 17-01-2005
 'Reality show'a katılmak   / 16-01-2005
 'Politbüro' haberciliği!   / 15-01-2005
 Nasırınıza mı bastım?   / 14-01-2005
 Hani sizin muhabirleriniz?   / 13-01-2005
 Terörist Türk ailesi   / 12-01-2005
 İnternet gazeteciliği diye bir şey var mı?   / 11-01-2005
 Başbakan olsanız nasıl yönetirsiniz?   / 10-01-2005
 'Gülen Holding' nasıl devam eder?   / 09-01-2005
 Hocaefendi'den sonra neler olur?   / 08-01-2005
MANSUR FORUTAN
Yolun yarısındayız artık
Üzerine bin bir mana yüklenmiş...
MEHMET BARLAS
Kavga yıpratır, rekabet ise güçlendirir...
Bir yanda...
SAVAŞ AY
Sonunda bu da oldu ya, ölsem de gam yemem
Bugüne kadar...
REFİK DURBAŞ
Tatil kime yaradı?
Zaman zaman şikayet ederiz, en çok...
SAİT GÜRSOY
Bir başarı öyküsü
Bugün sizinle başarıya giden bir...
HINCAL ULUÇ
Derin dinlenmek ne güzel şey...
Frankfurt'taki iki...
EMRE AKÖZ
'Hayır' demeyi öğrenmek
Önceki gün, yönetim ve işletme...
Asıl hedef Nihat
Asıl hedef Nihat
Fenerbahçe'nin Anelka ile ilgilenirken Nihat'ın işini bitirmeye...
Bayram kurbanları
Bayram kurbanları
Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, futbolcularına Kurban...
CHP'de barış, yurtta barış, dünyada barış
Genel başkanlık ihtirasım yok. Niyetim 'bir şey olmak' değil,...
Hediyeler geri gönderildi
Başbakan Erdoğan'ın Rusya gezisi sırasında eşi Emine Erdoğan'a hediye...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu