kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Yağmur ve Cohen'in kemikleri

Yorgun döndük ama değdi. Dört gündür Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le Ortadoğudaydık. İsrail, Filistin, ardından tüm Ortadoğu liderlerinin toplandığı Ürdün'deki Irak zirvesi. Dışişleri Bakanı, Ankara'nın arabuluculuğa soyunduğu gezi boyunca muhataplarına "Barış için iklim müsait. Bu fırsatı kaçırmayalım" diyordu. Dün bakanı Amman'daki otelinde yakalayınca sormadan edemedim: "İklim müsait deyip duruyorsunuz, ama geldiğimiz andan itibaren yağmur. Gökyüzü yarılmış gibi sağanak var. Emin misiniz iklimin iyi olduğundan?"
Gerçekten Kudüs'e defalarca gittim, ilk defa böylesine berbat bir yağmur gördüm. Dışişleri Bakanı gülerek yanıtladı: "Unutma ki buralarda yağmur iyi bir şey. Yağmur yağınca insanlar seviniyor."
Sahi iklim iyi mi? ABD'nin başı çektiği, taraflardan tümünün birbirleriyle veya Washington'la doğrudan pazarlık yaptığı bir denklemde, Türkiye'nin gönül alma manevraları "kuryelik"le sınırlı mı kalacak? Yoksa Ankara'nın barış hedefine somut katkısı olabilir mi?
Ortadoğu labirentinde diplomasi kolay değil. 1965'te Suriye'de asılan İsrail casusu Eli Cohen'in kemikleriyle ilgili sıkıntılı durumu ele alalım. İsrail Cumhurbaşkanı Moshe Katsav, Tayyip Erdoğan'ın geçen ayki Suriye gezisi öncesinde, telefon ederek Cohen'in kemiklerinin İsrail'e geri verilmesinin önemli bir "iyi niyet" göstergesi olacağını fısıldamıştı. Türkçesi İsrail'in diyalog için koşullarından biri. Erdoğan da Şam'da bu konuda Beşar Esad'ın nabzını yoklayınca, meselenin "pazarlığa açık" olduğunu gördü. İsrail'i bir numaralı düşman sayan Şam yönetiminin kemikleri iadesi siyaseten kolay değil. Buna karşın Esad "İsrail bir adım atarsa olabilir" havasındaydı. Gül'ün de amacı mesajı sessizce İsrailliler'e fısıldamaktı.
Oysa Cohen'in kemikleri, daha Gül gelmeden İsrail basınında çarşaf çarşaf çıkmaya başladı. Hatta İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Shalom, diplomasinin gizlilik kuralını hiçe sayarak Gül'le basın toplantısında kemikleri yüksek sesle istedi. Böylece, Cohen'in kemiklerinin iadesini "imkânsız" hale getirdi!
Bütün bu zorluklara rağmen Türkiye'nin bölgede oynayabileceği önemli bir rol var. İsrail'de hâkim görüş, Suriye'yle diyalogdan ziyade "Filistin kulvarına" öncelik vermek istiyor gibi. Görüştüğüm İsrailli kaynaklara göre Ankara, "Haydi Suriye!" demek yerine önce Filistin konusunda devreye girmeli, İsrail ordusu Gazze'den çekilince orada yeni kurulacak Filistin idaresinin eğitiminden, barış gücüne kadar aktif olmalı. AKP hükümeti istekli.
Her iki senaryoda da Ankara atmosferin yumuşaması ve diyalog kanallarının açılmasına katkıda bulunuyor. Türkiye'nin varlığı, barış sürecini yeniden "moda" haline getirebilir. Gül'ün ziyareti şimdiden Mısır gibi ülkelerin dikkatini çekti.
Ziyaret ayrıca Türkiye'yi " teröre karşı cephe "nin sözcüsü haline getiriyor. Gül, Filistin lideri Abu Mazen'den intihar saldırılarının durmasını istedi. İsrail'den de Filistin liderlerine suikast politikasına son vermesini. Bundan sonraki aşamada Ankara kuşkusuz Suriye yönetimine de Şaron'un mesajını iletecek: Diyalog istiyorsanız Hamas ve İslami Cihad'ın bürolarını kapatın.
Tüm bunlar ne ölçüde gerçekleşir bilinmez. Ama Türkiye'nin barış girişimlerini küçümsememek; hatta bazı mekanizmaları harekete geçirebileceğini görmek gerek. Ziyaretin asıl önemli ayağı, Türkİsrail ittifakını yeniden canlandırması, "soğuk bir evlilik" olmaktan çıkararak eski rayına sokması.
Son yılların tecrübesi gösterdi ki, İsrailFilistin arenasında kan döküldükçe, Türk kamuoyu ve AK Parti hükümetinin tercihi, Filistinliler'den yana olacaktır. İlişkinin stratejik ayağı, son yıllarda bu yüzden zayıflamıştı.
Şimdiyse Ankara'nın barış sürecin katılması, İsrail'le olan tarihi ve kritik münasebetlerinin daha rahat devam edebilmesi demek.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir kadın vekil linç edildi   / 03-01-2005
 Kabine değişikliği fantezisi   / 30-12-2004
 Zanalar'ın 'yeni' partisi   / 27-12-2004
 Basite indirgeme   / 23-12-2004
 Tarihten yapraklar   / 18-12-2004
 Avrupa, sadakat ve kadınlar   / 17-12-2004
 Başbakan'ın ruh hali   / 15-12-2004
 Edelman'a randevu   / 08-12-2004
 Zalimler, emperyalistler ve diğerleri   / 06-12-2004
 Ankara-Washington fay hattı   / 29-11-2004
MAHMUT ÖVÜR
CHP kulisleri kaynıyor
CHP, kurultaya giderken...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Yağmur ve Cohen'in kemikleri
Yorgun döndük...
YAVUZ DONAT
Prof. Aldıkaçtı: "Dersimiz demokrasi..."
Prof. Dr. Orhan...
Gökkafes'te olaylı yıkım
Süzer Plaza'nın giriş katındaki dört restoran-barın kışlık bahçeleri...
'Tecavüzcü' yakalandı
Okmeydanı SSK Hastanesi hemşirelerinden N.T.'nin tecavüze uğradığı...
Demirel ölmek istedi
Demirel ölmek istedi
Bulgaristan'dan iade edilen Ege Bank'ın eski sahibi Murat Demirel,...
İÜ'de öğretim üyeleri Prof. Dr. Parlak dedi
İÜ'de öğretim üyeleri Prof. Dr. Parlak dedi
İstanbul Üniversitesi'nde yapılan seçimde Prof. Dr. Mesut Parlak 743...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu