SABAH - Hipodromda iki kadın var

Şu an 8 Ocak 2005 - Cumartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cumartesi

	» Aktüel Pazar

	Otomobil

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

	Hipodromda iki kadın var
	Hayallerini atlar süslüyor

Hipodromda iki kadın var

Türkiye Jokey Kulübü'nün yetiştirdiği jokey yamakları arasında iki kadın var. İkisi de Türkiye'nin en iyisi olmak istiyor.

Hipodromlarda yarış severlerin tezahüratları eşliğinde atlarını koşturan jokeylerin erkek olması alışılmış bir durumdur. Oysa dünyanın ilk kadın jokeylerinden birinin 1957 yılında Scapein adlı İngiliz atıyla Veliefendi'de yarışmaya başlayan Esin Zembilci olduğu pek de hatırlanmaz. 1967 yılında Başbakanlık Kupası da kazanan Esin Zembilci artık unutulsa da jokeyliği erkek işi olarak gören düşünce eskisi kadar güçlü değil. Türkiye Jokey Kulübü'nde (TJK) geleceğin jokeyleri olarak yetiştirilen 75 aprantinin arasında başarılı iki genç kız da bulunuyor. Aydan Alacaoğlu ve Serap Berber. İki genç kız da at sevgileri, gözü karalıkları ve fiziksel durumları yüzünden aprantiler için getirilen 16 yaş şartının göz ardı edilmesine neden olmuş. Aydan Alacaoğlu hedefinin çok önemli yarışlar kazanan bir jokey olmak olduğunu söylüyor. Bunu yapamasa bile en azından iyi bir at çalıştırıcısı olmak istiyor. "Ölene kadar atlarla birlikte yaşayacağım. Buradan ancak sakat kalırsam giderim" diyecek kadar kendini atlara adamış durumda. Serap Berber jokey olmayı Yunanistan'da yaptığı bir tatil sırasında aklına koymuş; "Altı yıl önce Yunanistan'da yaşayan dayım fizik yapımın jokeyliğe uygun olduğunu ve bunu düşünmem gerektiğini söyledi. Bu fikir benim de aklıma yattı. Bunun üzerine TJK'yı aradım ama kadın jokey yetiştirmediklerini söylediler. Vazgeçmedim ve geçtiğimiz yıl apranti okuluna girmeyi başardım." Atları çocuğu gibi sevdiğini söyleyen Berber'in belki de tek sıkıntısı kulüp dışındaki arkadaşlarıyla yaşadıkları. Devamlı atlardan bahsettiği için arkadaşlarının bir süre sonra sıkılmaya başladıklarını söylüyor. Bir de "Aprantiyim" dediğinde herkesin çok şaşırdığını ve "O da ne?Kadın apranti var mıydı?" dediklerini anlatıyor. Berber'in düşlerini ise Gazi Koşusu'nda kupayı kaldırmak süslüyor. Eğitimini tamamlayan bir aprantinin jokey olabilmesi için yüz yarış kazanması gerekiyor. Bu nedenle Aydan Alacaoğlu ve Serap Berber'in şimdilik tek hedefi yüz yarış kazanarak jokey olmak. Her iki genç kız için şimdilik özel hayat diye bir şey söz konusu değil. Aslında onların bu durumdan şikayetçi olduklarını söylemek de zor. Her ikisi de atları en az kendileri kadar sevmeyen bir sevgililerinin ya da arkadaşlarının olamayacağına inanıyor. Her ikisi de evlenmeyi düşünmüyor. "Hiçbir erkek eşinin sabahları 04.00'da kalkıp atlara koşmasını istemez" diyorlar. Aydan Alacaoğlu ve Serap Berber atlarla kadınların daha iyi anlaştıklarını da söylüyor; "Bizim bağırmamız bile onlara ahenkli geliyor. Ellerimizden, dokunuşlarımızın yumuşaklığından bile bizim kadın olduğumuzu anlayabiliyorlarmış.

Eylem Bilgiç