Eskiyen apartmandan nasıl kurtulacağız?
1972 yılında yerleşmiştik. Köşkler, yalılar yıkılıyor, yerlerine 4-5 katlı apartmanlar yapılıyordu. Suadiye'de taşındığımız (İstanbul'a tutunduğumuz) apartman da öyleydi. Çocukluk ve gençlik dönemimi geçirdiğim bina ayakta. Ayakta ama yorgun. Fiziksel görünümü bile "yaşlı ve güçsüzüm" mesajı veriyor. Orada akrabalarım yaşıyor. Mühendislik raporları apartmanın acilen güçlendirilmesi gerektiğine işaret ediyor. Çoğu memur emeklisi. Bırakın toplu parayı, ay sonunu bakkal-kasap borçlanarak getirebiliyor. "Peki binayı verin müteahhite yıksın, yenisini yapsın" diyorum. Meğer o yolu da denemişler. Ama müteahhit kendilerine şu öneride bulunmuş: "Bu arsada yapılacak inşaatın metrekaresi ve yüksekliği belli. Size ancak 40 metrekarelik daireler verebilirim. Yoksa zarar ederim." Kabul etmemişler. Kendi aralarında saatlerce süren ve hep sonuçsuz kalan toplantılar yapıyorlar. Değişmeyen tek şey, endişeleri. Her gün, her gece, olası bir depremin, yaşadıkları mekanı yıkmaması için dua ediyorlar. İstanbul'da binlerce apartman aynı konumda. Ne güçlendirilebiliyor, ne de yıkılıp yenisi yapılabiliyor. Ne yapmalı? Para desen, para yok. Kredi desen veren yok! Hangi banka, emekli adama 10 yıl, 20 yıl vadeli kredi verir ki! Deprem ve depremin tetiklediği tsunaminin Uzakdoğu'da yarattığı felaket, şüphesiz bizim de korkularımızı alevlendirdi. Depremin İstanbul'da onbinlerce binayı enkaz haline getireceğini bile bile, elimiz kolumuz bağlı, o günü bekliyoruz. Hazırlıklar, hep o felaket günü yaşandıktan sonra neler yapılacağına ilişkin. Halbuki bu şehri yenilememiz, güçlendirmemiz gerekiyor. Bu noktada, DYP Genel Başkan Danışmanı Prof. Ahmet Vefik Alp'in önerisini tartışmalıyız. Alp diyor ki, " Muhtemel deprem karşısında en ciddi kayıp, eski mevzuat ve teknolojiye göre inşaa edilmiş çok katlı, çok daireli betonarme apartmanlarda beklenmekte. Çoğunun son deprem yönetmenliğine uygun inşaa edilmediği bilinmekte." Alp, bu binaların yıkılıp yerlerine yenisinin yapılmasına, kat maliklerinin sıcak bakmasına rağmen, maliyetlerine katlanamadıklarını hatırlatarak şu çarpıcı öneride bulunuyor: "Bu gibi yapılara bölgesine ve değerlerine endeksli yüzde 10 ile yüzde 30 ilave düşey imar hakkı tanınarak, kat karşılığı inşaat şeklinde müteahhitlerce yenilenmesine olanak tanınmalı. Müteahhitlere vergi muafiyeti ve teşvik uygulanmalı." Alp haklı. Son deprem yönetmeliğine uygun ama biraz daha yüksek, biraz daha geniş binalar yapılsın. Hiç değilse İstanbul, parsel parsel güçlenir ve onbinlerce insanın hayatı kurtulur. Sonuçta bu apartmanlar yıkılacak. Ya deprem yıkacak ya da biz çözüm üreteceğiz. Denilebilir ki, inşaat metrakerelerini artırmak, kentsel gereksinmelere göre dizayn edilmiş bölgelerde katlanılması zor yoğunluklar yaratabilir. Ancak istensin, çözüm bulunabilir. Örneğin yoğunlaşmadan korkulan bölgelerde, ancak parsel birleştirenlere, yüzde 20-30 inşaat artırım izni verilir. Yeter ki bu insanları ölüme terk etmeyelim!
|