kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Bir kadın vekil linç edildi

Afyon milletvekilini, her şeyden önce cesareti için kutlamak lazım. Reyhan Balandı beklediğim gibi sinmiş ve hayata küsmüş değil. Oysa iki yıldır Milli Görüş çizgisindeki Afyon il teşkilatıyla sinir bozucu bir mücadele içinde; birkaç gün önce partisinden istifa etti; o yetmiyormuş gibi, Afyon İl Başkanı'nın kendisiyle ilgili ağıza alınmayacak ithamları gazete manşetlerinde yer aldı.
Tüm bunlara rağmen sesi enerjik ve kararlı. 35 yaşındaki milletvekili, yılbaşı sonrasında, evde 11 yaşındaki oğlunun yaşgününü kutluyor. Eşi ve küçük kızı da yanında.
"Hayatımın zorlaştığını düşünmüyorum. Çünkü mağdur hissetmek istemiyorum" diyor. Sahi, neden her şeyin bedelini o ödesin? Kadın olduğu için mi? "Bakanlarla yattı" lafını yayan Afyon İl Başkanı, parti yönetiminin NİHAYET ("her şey olup bittikten sonra") devreye girmesiyle istifa etti. Balandı'ya, AKP'ye geri dönüp dönmeyeceğini soruyorum, "Peki itibarımı nasıl geri verecekler?" diyor ve ekliyor: "Hayır bundan sonra bağımsız milletvekili olarak devam edeceğim." Önce İl Başkanı, sonra da Milli Görüş çizgisindeki İl Başkanı'nın iddialarını "filtresiz" yayınlayan medya tarafından çifte "linç"e kurban giden Reyhan Balandı, Türkiye'nin en genç kadın milletvekili. Cumhuriyet tarihinde Afyon'un çıkardığı ikinci kadın vekil. Medar-ı iftiharımız olması gerekirken, maalesef erkek egemen TBMM'de kadınlara karşı küçümseyici ve aşağılayıcı tavrın hâlâ ne kadar yaygın olduğunun sembolü. Muhtemelen AKP'li olduğu için (ya da belki de yılbaşı rehavetiyle), çağdaş yaşam ve kadın dernekleri Balandı'nın başına gelenler konusunda sessiz.
Ama Balandı gibi günün birinde başka kadınların da ayrımcılıkla karşı karşıya kalabileceğini sezen diğer kadın milletvekillerinden destek yağıyor. Birkaç ay önce TBMM başkanlığına adaylığını koyma cüretinde (!) bulunduğu için partililer tarafından "yaramaz kız" diye hafife alınan AKP İzmir Milletvekili Serpil Yıldız'ın sözlerine kulak verin: "İş, kibar davranmakla bitmiyor. Önemli olan, bu çirkinliklerin en aza indirgenmesi. Kadınlar hakkında kolayca çirkinlik yapılmasını engellemek lazım. " Kadınları aşağılayan, küçümseyen, gerektiğinde karalayan zihniyeti bir kenara bırakın, Balandı'nın istifası "ciddi" meselelere kafa yoranların da dikkat etmesi gereken bir mihenk taşı. İstifa, iktidar partisinde uzun süredir devam eden Milli Görüş-Muhafazakâr Demokrat çekişmesini ve "teşkilatta MG, vitrinde MD" olan AKP'nin değişim sancılarını da anlatıyor.
Olay şöyle başlıyor: Milletvekili olmadan önce, Afyon'da yerel bir gazetenin kurucusu ve genel yayın yönetmeni olan Reyhan Balandı, 2002 seçimlerinden bu yana katıksız Milli Görüş çizgisindeki Afyon İl Başkanı Burhaneddin Çoban'la sıkıntı yaşıyor. Başı açık bir kadının adaylığı ve milletvekili seçilmesini hazmedemeyen il teşkilatı, yalnız Balandı değil, Afyon'dan seçilen "muhafazakâr demokrat" kimlikli diğer milletvekillerine de tavır koymuş. Ama özellikle "Burası Refah Partisi'nin devamı değil" sözü ve rüşvet iddialarının üzerine gitmesinden dolayı Balandı ile teşkilat arasındaki husumet gizli bir savaşa dönmüş. Tezkere ve Avrupa Birliği gibi konularda ayrı düşmüşler. "Ben AKP'nin merkezde olması ve AB çizgisinde devamını istedim. Kadın olunca, bir de bir şeyler yapmaya başlarsanız ve bir de yanlışlarını söylerseniz..." diyor Balandı, cümlenin sonunu getirmeden. "Teşkilatta gördüğüm yanlışları çekinmeden dile getirdim. Gerektiğinde eleştiriyordum."
Hikâyenin bundan sonrası son derece tatsız.
Balandı'nın aktardığı ve konuya bizzat şahit olan diğer milletvekilleri tarafından da doğrulanan bilgiye göre, Afyon'daki AKP İl Başkanı Burhaneddin Çoban, Türkiye gibi bir erkek toplumunda elinde siyasi güç bulunduran bir kadına yapılabilecek "en kolay" manevrayı çekerek Balandı'nın "bakanlarla yattığı"nı yaymaya başlıyor. Teşkilat başkanının kadın milletvekiliyle ilgili ağıza alınmayacak ifadelerini duyanlar var. Bir bakanla birlikte olduğu iddiası, ağızdan ağıza yayılıyor.
"Hiçbir bakanla baş başa durmamaya özen gösteriyordum. Geceleri bir bakanlığı ziyaret edince ya da her milletvekilinin yaptığı gibi geç bir saatte bir bakanı arayınca bile laf oluyor. Nasıl Müslüman bunlar?" diye soruyor Balandı.
Balandı, 17 Aralık'tan birkaç hafta önce, Başbakan Tayyip Erdoğan'a gittiğinde, oracıkta karalayıp istifasını veriyor. Bu hareket, iki yıldır partinin üst yönetiminde konuyu defalarca dile getiren (ve bu yüzden partililer arasında espri konusu olan) genç kadının son çırpınışı. Brüksel zirvesini hatırlatan Erdoğan, "Merak etme, 17 Aralık sonrasında hallederiz" diyerek Balandı'dan bir rapor istiyor.. Balandı "Size konuyla ilgili 50 rapor verdim. Artık il başkanının istifasını istiyorum" diyor.
Yine de 10 maddelik raporunda iftira ve rüşvet iddialarını sıralıyor. Başbakan gönül alma amacıyla Balandı'yı 17 Aralık'ta Brüksel'e götürüyor. Başka vekiller de İl Başkanı aleyhinde raporlar veriyor. Tüm bunlardan bir şey çıkmayınca, Balandı 30 Aralık'ta, istifasını Meclis Başkanlığı'na veriyor.
Başbakan da meseleye el attığına göre, biraz daha bekleyemez miydi?
"Daha ne kadar bekleseydim? İki yıldır süren bir mesele. Bu bir zihniyet meselesi. Yalnız namus meselesi değil, yanında görüş ayrılığı da var il teşkilatıyla." "Çağdaş Türk kadınının yükselmesini engellemek isteyen zihniyet, önce dilini iftiradan, sonra elini rüşvetten çeksin."
Ankara böyle bir yer. Her türlü lakırdıya rağmen, ne Meclis ne de siyaset erkânı henüz kadınları "eşit" olarak kabul etmeye hazır değil. Bakışlar ve espriler, Meclis'i kadınlar için yeterince kucaklayıcı bir ortam olmaktan çıkarıyor. Kadınlara sunulan seçenekler arasında hafife alınmak, cici kız olmak, o "malum" damgayı yemek ya da suya sabuna dokunmadan "yenge" rolünü oynamak var. Reyhan Balandı'nın tespiti doğru:
"Şu ana kadar yükselen siyasi kadınların hepsine aynı damga yapıştırıldı. Tansu Çiller'den tutun peygamberin eşine kadar. Ben de aktif bir milletvekiliydim. Afyon için çırpınıp durdum."
Umarız bu "linç" olayına geç müdahale eden Başbakan, ileride başka kadınların başının yanmasına izin vermez.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kabine değişikliği fantezisi   / 30-12-2004
 Zanalar'ın 'yeni' partisi   / 27-12-2004
 Basite indirgeme   / 23-12-2004
 Tarihten yapraklar   / 18-12-2004
 Avrupa, sadakat ve kadınlar   / 17-12-2004
 Başbakan'ın ruh hali   / 15-12-2004
 Edelman'a randevu   / 08-12-2004
 Zalimler, emperyalistler ve diğerleri   / 06-12-2004
 Ankara-Washington fay hattı   / 29-11-2004
 Türkler asabi   / 23-11-2004
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Bir kadın vekil linç edildi
Afyon...
YAVUZ DONAT
Çok konuşulacak konular
Getirisi ne olur, götürüsü ne?...
'Türkiye'nin gücü Ermeni lobisinden fazla'
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Başkanı Paker, halkın AB...
Kayaoğlu gözyaşları arasında toprağa verildi
İstanbul Bahçelievler'de yeni yılın ilk günü meydana gelen trafik...
Hızır gibi yetiştiler
Hızır gibi yetiştiler
Depremin ardından dünyanın her yanından yardım yağan bölgeye giden...
Dalgaların dövdüğü balayı hayalleri
Dalgaların dövdüğü balayı hayalleri
THY'de çalışan Şebnem ve Erdem Bulut çifti, kendilerini Phuket...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu