kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
  » Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
KÜRT VE ERMENİ MESELESİ SORUN OLMAZ Can Paker’e göre Kıbrıs da Kürt sorunu da Türkiye’nin önünde engel değil. Paker “Diaspora soykırım iddiasıyla maddi tazminat almak istiyor ama yapamaz. Öncelikle paramız yok, ayrıca bize biçilen yeni coğrafi ve siyasi konum daha kuvvetli” diyor.
'Türkiye'nin gücü Ermeni lobisinden fazla'
Kıbrıs şu ya da bu şekilde çözülecek
Halkın yüzde 85'i AB üyesi olmak istiyor

'Ne iş olsa yaparım' yok

Paker: Avrupa Birliği birçok işadamımızın canını yakacak.

TESEV Başkanı Can Paker AB sürecini değerlendirdi: "Yaptığı işte bilgi sahibi olmayanları zor bir süreç bekliyor. Bizdeki 'ne iş olsa yaparım ağabey' formülü tarih olacak. Belli sektörler tamamen ortadan kalkacak."

'Türkiye'nin gücü Ermeni lobisinden fazla'

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Başkanı Paker, halkın AB sürecine desteğini "Orta sınıfın demokratikleşme isteği olarak" değerlendiriyor Paker, yeni süreçte sık sık gündeme gelmesi beklenen Ermeni sorununu ise önemsemiyor: Bize biçilen siyasi ve coğrafi konum daha kuvvetli.

Yeni yılın ilk pazartesi sohbeti konuğu TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) Başkanı Can Paker. Paker ile 17 Aralık sonrası neler olacağını, Türkiye'de nelerin değişeceğini konuştuk. Paker AB ile gelinen son noktayı Tanzimat'tan bu yana gelen bir sürecin aşaması, orta sınıfın demokratikleşme isteği olarak yorumluyor. Paker'e göre ne Kıbrıs ne de Kürt sorunu Türkiye'nin önünde bir engel değil. Paker'in Ermeni sorunu hakkındaki düşüncelerini ise ilgiyle okuyacağınız düşünüyorum. Paker diyor ki "Dünyadaki birkaç Ermeni lobisi Türkiye'nin siyasi gücünden büyük değildir, olamaz da, Diaspora soykırım iddiasıyla bizden tanzim etmek istiyor ama yapamaz çünkü öncelikle paramız yok, ayrıca bize biçilen yeni coğrafi ve siyasi konum daha kuvvetli."

'HALK İSTİYOR'
* 17 Aralık'ı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olaya alınanlar verilenler diye bakmayı doğru bulmuyorum. Bu Türkiye'nin 200 yıllık batılılaşma isteğinin bir aşaması. Tanzimat'tan bu yana gelen bir süreç bu. Daha da tamamlanabilmiş değil.

* Batılılaşma isteği kime ait peki? Yani yönetenlerin mi yoksa halkın mı isteği?
Bu durum II. Mahmud ile başlıyor. Tarihsel sürece bakarsak kesinlikle bir padişahlık kararı değil tam tersine toplumsal bir istek. Zaten o tarihten sonra hep Osmanlı İmparatorluğu'nun batının neresinde yer alacağı konuşuluyor, tartışılıyor. Bu durum günümüze kadar devam ediyor. Önce NATO üyeliği ardından demokratikleşme isteği. Bir ülkedeki sosyo-ekonomik değişimler sadece dış etkenlerle olamaz. İç etkenler de çok önemlidir. Demokratikleşme aslında büyük bir iç taleptir.

'ASKER GÜCÜNÜ KAYBETTİ'
* Ne zamandan beri?
10-15 yıl diyebiliriz herhalde. Dış talebin de oluşması bu yüzden zaten. Türkiye'de orta sınıfın büyümesiyle birlikte demokratikleşmeye yoğun bir talep oluştu. Herkes zannediyor ki halk AB'yi sadece serbest dolaşım için istiyor. Bu doğru değil.

* Yani daha iyi yaşama ihtiyacındayız.
Kesinlikle. Tabii ki dolaşım ihtiyacı da var ama çok bu daha sonra gelen bir istek. Bakın Türk demokrasisi hiç de söylendiği gibi ham, yüzeysel falan değil. Türk demokrasisi çok oturmuş demokrasi. Türk halkı 1950'lerden bu yana girdiği seçimlerde fevkalade sonuçlar çıkardı. Hangi iktidar kendi lehine çalışıyorsa ona oy verdi. Türk halkının asla siyasi bir angajmanı yok. Böyle kaç örnek yaşadık.

* Bu da demokrasi ihtiyacını gösteren bir çıkış değil mi?
Tamamen. Orta sınıfın demokratik ihtiyaçları artık son derece ortada. Bir çok kanunu meclisten geçirdiler. Tabii ki önceki hükümetlerin de katkısı var ama bu hükümeti de kutlamak lazım. Bir örnek vereyim, bundan önceki üç koalisyon partisi de sayın Demirel'in yani "Cumhurbaşkanı'nın görev süresini uzatacağız" diye karar verdi. Peki sonra niye olmadı? Çünkü toplum istemedi. Demokrasi sandığınızdan daha etkili.

* Orduya rağmen
Türkiye'nin kuruluşunda önemli bir rol oynayan asker sivil bürokrasi zaman içinde öyle bir toplumsal gelişme yaşıyor ki önemini ve gücünü kaybediyor. Bunu taraf tutarak söylemiyorum.

* Türkiye'de demokrasinin oturmasında dış etkenlerin rolü yok mu sizce?
Var tabii. Öncelikle NATO üyeliği, sonrasında Turgut Özal'ın yaptığı açılım bunlar önemli tabii. Ayrıca dünyanın artık bilgi toplumu haline gelmesi, bireyselliğin öne çıkması, iletişim devrimini de unutmamak gerek. Sovyetler'in yıkılmasıyla demokratikleşme önem kazanmaya başladı.

* Sadece Sovyetler'e karşı olmak yeterliydi.
Kesinlikle. Türkiye böyle bir durumdaydı. Sonraki gelişmelerle birlikte Türkiye'nin siyasi coğrafi önemi başka bir şeye dönüştü.

* Yani jeopolitik önem yerini başka unsurlara mı bıraktı? Nedir onlar?
Birincisi enerji ikincisi güvenlik. Türkiye güvenlik ve enerji kaynakları açısından son derece stratejik bir ülke. Ama askeri değil.

'BATILILAŞMA ÖZLEMİ'
* Tanzimat'tan beri batılılaşma özlemimiz var ama batılı tarifine pek uyduğumuz söylenemez.
Doğru. Ben onu şöyle anlatıyorum: Diyorum ki batılılaşma isteği daha iyi yaşama, dünyalı olma, içe dönük kalmama isteğidir. Bu isteği sadece Avrupa'da yaşayan Türklerde ya da İstanbul'da görmüyorsunuz aksine, Anadolu'da yeşeren endüstrilerde bu istek var.

* İşadamımız niye AB'ye girmek istediğini biliyor mu peki?
Bir istatistik yok ama büyük çoğunluğu için 'evet' diyebilirim. Hür Avrupa Birliği birçok işadamımızın canını yakacak. Yaptığı işte bilgi sahibi olanlar rahatsız olmayacak ama geri kalanını zor bir süreç bekliyor. Bizdeki "Ne iş olsa yaparım ağabey" formülü tarih olacak. Belli sektörler tamamen ortadan kalkacak ve bazı şirketler mecburen büyüyecek. Batıdaki yapı şöyle. İnsanların yüzde 90'ı bir işyerinde çalışıyor geri kalanının kendi işi var.

PROFESYONELLER KAZANIR
* Kendi işini yapıyor derken..
AB ile entegrasyon olduğunda 'Her işi yaparım' bitecek, bilgisi olan kazanacak.

* Profesyonelleşme başlayacak.
Evet. Bir düşünüyorum Türkiye'de büyük holdingler otelcilikten dolmakalemciliğe kadar her işi yaparlardı. Bu durum bitecek. Gümrüklerle korunmuş ekonominin getirdiği sonuç bu. Çünkü korunduğu zaman yaptığı işin ne olduğu değil etkinliği önemli. Etkinlik olsun yeter.

* Birçok yasayı değiştirdik. Peki ya uygulamalar?
Orada büyük sorun yaşanacağı ortada. Kendi dilinde lisanı serbest bıraktık sonra dershanelerin kapılarının boyu yetmiyor diye dershaneleri açmadılar falan. Kopenhag kriterlerine paralel olarak çıkan kanunların uygulamasına direnen kesimler olacak.

KIBRIS MESELESİ
* Önümüzde bir çok engel var. Bunlardan biri ve en önemlisi Kıbrıs meselesi. Kürt sorunuyla ilgili korkular da var. Ayrıca Ermeni meselesini de unutmamak gerekiyor.
Türkiye hep korkular yaşamış ya da yaşatılmış bir halde. Normal bir siyaset bir şeyden korktuğu için siyaset üretmez. O korkunun kaynağına inip araştırır. O kaynakla ilgili politikalar üretir. Kürt sorunu Türkiye'yi böler mi bölmez mi? Dünya siyaseti ne diyor, hep bunlara bakmak lazım.

* Biraz önce "Kürt sorunu hakkında işin dibine inmek gerekiyor" demiştiniz.
Siyasi oluşumların kendilerini özgürce ifade etmeleri gerektiğine inanıyorum. En büyük ayrılıkçı ideolojinin parlamento çatısı altında kalmasını önledik biz. Bu büyük hataydı. İngilizler-İspanyollar ayrılıkçılar parlamentoya girdiğinde bayram ederler.

* Neden?
Çünkü oranın başka kuralları vardır. Parlamento başka bir dünyadır ve oradaki oyun başka kurallarla yönetilir. Yani Kürt sorununu doğallığında götürmek lazım. Bir süreç bu yaşanacak, bırakın yaşayalım. Birileri 'Ya Kürt devleti kurulursa' diye endişe ediyor. Orada kurulacak bir Kürt devletinin kimsenin işine gelmeyeceğini düşünüyorum ben. Dünyadaki insanları müşterek menfaatleri ötesine zorlayamazsınız. 'Kürt yoktur' cümlesinden bugün buraya geldik, sizinle rahatça konuşuyoruz. Kürtlerin de aynı Kıbrıs gibi Türkiye'nin AB yolunda bir önemi olduklarına inanmıyorum.

* Ben önemli olduklarını düşünüyorum. Demokratikleşme sürecinde de büyük bir yer kaplıyorlar, kaplayacaklar da..
Ben bir nevi kimlik meselesini siyasi bir mesele haline getirmenin yanlış olduğunu söylüyorum. İnsanlar kimlikleriyle ilgili özgürlükler aldıkları zaman iş çözülür.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNÜN İÇİNDEN HABERLERİ
 Kayaoğlu gözyaşları arasında toprağa verildi
 İndirimsiz cezayı Yargıtay da onadı
 Kırgız Gülnura bebeğini istiyor
 562 kişi pasta kurbanı oldu
 Sinop'ta sular hâlâ durulmadı
 Ceyhan Nehri'ne uçan araçta öldüler
 Yardım bekledi
 Beş günde iki acı
 Yengesini öldürdü
 16 kişilik çek-senet çetesine darbe
 Sevgilisini vuran genç eğlenirken yakalandı
 Trafik müşavirinin esrarengiz ölümü
 İstanbul'da bugün onarımda olan yollar
 Alo SABAH İstanbul
 İyi ki doğdun
 Başımız Sağolsun
MEHMET BARLAS
Mümkünse dünyayı durdurmayı deneyin..
Basındaki...
SAVAŞ AY
Babası öldürülen bir genç kız bana mektup yazdı!..
Bu...
REFİK DURBAŞ
Herkes yerini buluyor
Türkiye Süper Ligi'nde...
EMRE AKÖZ
Ölümün soluğu
Macar yazar ve düşünür Arthur...
YAVUZ BAYDAR
KDV tablosu okuru yanılttı
Vergi indirimi tüketici...
MAHMUT ÖVÜR
Florya'da Erzen kanunları
Florya'daki kaçak yapılaşmayı...
Derbikatör Fener: 80-69
Derbikatör Fener: 80-69
Türkiye Basketbol Ligi'nde Fenerbahçe, ezeli rakibi Galatasaray'ı...
Yüksek gerilim
Yüksek gerilim
G.Saray yönetimi ve Hagi bugün transfer politikasını masaya...
Yılın tartışması başkanlık sistemi
Turgut Özal'la başlayan, Demirel'le devam eden 'Türkiye'ye başkanlık...
Gül Ortadoğu barış turunda
Haaretz gazetesine göre, Gül'ün bugün başlayacak İsrail gezisi bölge...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu