kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Af, zam, kabine değişimi...

Siyasi iradenin ağzından çıkan şu üç kelimenin geri dönüşü yoktur: "Af, zam ve kabine değişikliği..."
Bir kez ağızdan çıktı mı, ister "dar kapsamlı olacak" denilsin, isterse "yok böyle bir şey" yaklaşımı gösterilsin, sonuçta gerçekleştirilmek zorunda kalınır.
Hem de en kısa süre içinde... Siyasi tarih de bunun örnekleriyle doludur.
Bırakın Başbakan'ı, en yakınındaki kişinin dahi bu üç kelimeden birini söylemesi sonuçlanmasını da beraberinde getirir.
Bunun en güzel örneği de yakın geçmişte, Rahşan Ecevit'in, "Kader mahkumlarına af" sözü ile yaşandı.
Masum bir dilekle başlayıp, sonuçta genel affa dönüştü.
"Zam... Vergi indirimi..." de iktidarlar için en tehlikeli kelimelerdir.
Bir ürüne zam yapılması gerekmediği halde yapılacağı söylentisi çıkması arztalep dengesinin bozunumu sonucu fiyat ayarlamasını da beraberinde getirmiştir.

Sayın Bakanım
Kabine değişikliği de tüpten çıkan macun gibi bir başka örnektir.
Kabine değişimi olacağına ilişkin siyasi otorite imada dahi bulunduğu anda, ne kadar karizmatik lider de olsa direniş göstermesi zordur. Kabinede değişiklik olacağı sözünün çıkmasıyla, önce bakanlıklardaki üst düzey bürokratlar harekete geçer...
Hemen telefona sarılıp, iktidar partisinden tanıdığı yönetici, milletvekili veya bir gazeteci yakınını arar...
Sordukları soru hep benzerdir:
"Bizim bakana bir şey olmaz değil mi?..."
Aslında bu sözün ardında yatan,
"Eğer bizimki gidecekse yerine gelecek olana bir an önce yatırım yapayım" veya "Bana bir şey olur mu?" sorusuna yanıt bulmaktır.
atv'de yayınlanan "Emret Bakanım"
dizisindeki olaylar, hayatın gerçeği haline dönüşür.
Eğer ki bakanının "yolcu" olduğunu öğrenirse, bu kez yerine kimin geleceğine ilişkin araştırma başlar.
Bakanlıkta işler bir anda durur. Bakan, "Nasıl olsa ben gidiyorum"
psikozuna kapılıp önündeki evraklara imza atmaz, risk almaktan çekinir.
Zaten altındaki bürokrat da çoktan işlemleri durdurur.
Bunlar olurken, bakanlıkta evrakı bulunan işadamı da boş durmaz.
Yenisi gelip işi öğrenene kadar geçecek zamanı dikkate alıp, mevcut bakan gitmeden evrakının altına imza atması için olmadık çaba gösterir.
Bu aşamada parti grubu da zaten karışmıştır.
İsimleri bakan olacaklar arasında sayılanlar lacivertleri çekip, gelmeyi umduğu bakanlıktaki bürokratları incelemeye çoktan başlar...
Koltuğunda oturan bakan bu duruma alınır, parti içi kavga da patlak verir.
Adı "gidiciler" arasında sayılan bakan da boş durmaz, el altından tehdit mesajları yollar:
"Beni alırlarsa, teşkilatımla birlikte giderim..."
Tabii teşkilat da boş durmaz... Kendi bölgesinden birinin bakan olması veya mevcudun koltuğunu koruması için Başbakan veya yakın çevresindeki kişilere baskı uygulamaya başlar.
"İlimizden ilk kez bir bakan çıktı, yerinde kalmalı" veya "Bölgemizden hiç bakan çıkmadı, artık bizim hakkımız" söylemleri ön plana çıkar.

Kurumsal yozlaşma
Kabinenin etkin bakanlarından birinin de dün söylediği gibi, "Kurumsal ilişkilerde yozlaşma" başlar.
Bugünkü iktidar da benzer sıkıntıyı bir ayı aşkın süredir yaşıyor.
Öyle görülüyor ki, kabine değişikliği bir an önce gerçekleşmez ise sıkıntı daha da büyüyecek.
Bakanların dahi özel sohbetlere başladığında espri ile de olsa hoşbeş sözlerinden hemen sonra şu soruyu yöneltmeye başlamış olması da bunun bir göstergesi:
"Siz gazetecisiniz bilirsiniz, hangi bakan gidip, hangisi kalıyor?..."
Özetle kurt AKP'nin içine girmiş durumda.
Bunun çıkarılmasının da tek yolu var, ister geniş, ister dar kapsamlı olsun bir an önce değişim...
Nice yıllara...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ritim bozukluğu   / 29-12-2004
 Eurokratların bakanlığı   / 28-12-2004
 Hükümetin hiperaktivitesi   / 26-12-2004
 'KDV hariç' kuralı işleyecek...   / 24-12-2004
 Hükümetin üç önceliği...   / 22-12-2004
 Şener: Kıbrıs tam üyelikle çözülür   / 21-12-2004
 Tosbağa bacağını uzatınca...   / 19-12-2004
 Son tura girilirken...   / 17-12-2004
 Çikolata kaplı acı draje..   / 15-12-2004
 Meclis'te bildiri tartışması...   / 14-12-2004
MUHARREM SARIKAYA
Af, zam, kabine değişimi...
Siyasi iradenin ağzından...
YAVUZ DONAT
F tipi bakanlık
Bazı günler bakanların "gelenleri,...
Alanda çalan da yandı
Sinop'ta emniyet müdür yardımcısını görevinden eden kaçak ve change...
Bu gece Taksim'deyiz
İstanbullular, Taksim Meydanı'nda Sertab Erener, Kenan Doğulu,...
Ölüm pusuda bekliyor
Ölüm pusuda bekliyor
Deprem bölgesinde ölü sayısı 124 bine ulaştı. Yiyecek stokları ise...
Tsunami Kurbanı Acehli Türkler!
Tsunami Kurbanı Acehli Türkler!
Bugünlerde büyük bir felaket yaşayan Endonezya'nın Aceh bölgesine...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu