|
|
|
|
|
|
'İnsan akbabalar'
Güney Asya'daki deprem ve tsunami felaketinde ölü sayısı 126 bin 530'e çıktı. Salgın hastalık tehdidi sürerken, 'insan akbabalar', cesetleri mücevherler için çalıyor. Aileler cesedi alabilmek için 50 dolar ödemek zorunda kalıyor..
Endonezya'nın Sumatra adası açıklarında meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen dev dalgalarda hayatını kaybedenlerin sayısı 126 bin 530'a yükseldi.
Zarar gören ülkeler ve ölü sayıları şöyle:
Bangladeş : 2 Doğu Afrika: 137 Hindistan : 13 bin 268 Endonezya : 79 bin 940 Malezya : 72 Maldivler : 67 Myanmar : 36 Sri Lanka : 28 bin 508 Tayland : 4 bin 500
Endonezya hükümeti, son 40 yılın en büyük depremiyle ardından gelen dev dalgaların, ülkede 100 bin kadar kişinin ölümüne yol açmış olabileceğini açıkladı.
Endonezya Sağlık Bakanı Siti Fadullah Supadi, 80 bine ulaşan ölü sayısının artmasının beklendiğini ve rakamın 100 bine yükselebileceğini söyledi. Supadi, bulaşıcı hastalıkların salgın haline gelmesinden korktuklarını kaydetti. Öte yandan, merkezi Sumatra'nın batısı olan depremin en çok harap ettiği Aceh bölgesine Amerikan kargo uçağıyla yapılan ilk yardımın ulaştığı bildirildi. Diğer taraftan, tsunamide hayatını kaybeden Malezyalıların sayısının 72'ye çıktığı bildirildi. Malezya Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili Reuters'e yaptığı açıklamada, ölenlerden 6 kişinin yurtdışında hayatını kaybettiğini söyledi. Tayland'ın Puket adasında 5, Sri Lanka'da da bir Malezyalının öldüğünü belirten yetkili, 20 Malezyalının halen kayıp olduğunu bildirdi.
CESETLER MÜCEVHERLER UĞRUNA ÇALINIYOR
Sri Lanka'da korkunç felaketin kurbanlarının cesetleri satılmak için çalınıyor, üzerlerindeki mücevherleri uğruna parçalanıyor.
Sri Lanka'da yayımlanan Lankadeepa gazetesinin haberine göre, bir Sri Lankalı, güneydeki Galle kentinde ölen babasının cesedini alabilmek 50 dolar ödemek zorunda kaldığını anlatıyor.
''İnsan akbabaların'' bu kıyı bölgesinde cesetleri hastanelerden çaldıktan sonra ailelerine, cesedi canları pahasına bulduklarını yalanıyla sattıklarını yazan gazete, bazılarının da 100 dolar karşılığı kayıp cesedi bulma önerisinde bulunduklarını bildiriyor. Birçok cesedin mücevherleri için parmaklarının ve kulaklarının koparıldığı belirtilen haberde, ''birçok kişinin yakınlarının ölülerini bulabilmek için para ve zaman harcadığını, bu durumun utanç verici olduğu'' bildirildi.
Bu arada, Sri Lanka makamlarının verdiği son bilançoya göre, felakette ölenlerin 28 bin 400, kayıp sayısı en az 5 bin.
SU BULAMAYAN VİLLA SAKİNLERİ ŞAMPANYA İÇTİ
Güney Asya'daki felakette, yeryüzünün cennet köşelerinden Sri Lanka açıklarındaki Taprobane adasında bulunan dünyanın en zenginlerine ait görkemli villalar da yerle bir oldu.
Tüm dünyada nam salmış bu villaların sakinleri, faciadan kurtulmayı başarırken, felaketin ertesi günlerinde su bulamayınca şampanya içmek zorunda kaldılar.
Dünyanın en zengin kişilerine ait bu villalardan birinin sahibi olan Geoffrey Dobbs'un annesi Marie Dobbs, felaketten kurtulmayı başarırken, adada mahsur kaldıkları süre boyunca facianın boyutlarının farkına varmadıklarını söyledi.
Dobbs, muhteşem villanın bulunduğu kayalık adada geçirdikleri iki gün boyunca içecek su bulamayınca şampanya içtiklerini, cajun fıstığı yediklerini belirterek, bunun yerel bir felaket olduğunu düşündüklerini söyledi. Dev dalga gelmeden önce adadaki küçük bir mağaradan bir yarasa sürüsünün çıktığını ve gündüz vakti bu durumu çok tuhaf bulduklarını düşünürken, aniden okyanusun kabardığını, bir duvar gibi olduğunu anlatan Dobbs, sahibi oldukları diğer butik otellere gitmeyi başarınca felaketin boyutlarını kavradıklarını belirtti.
Marie Dobbs, durumu kavrayınca oğlunun da derhal yardım çalışmalarında yerini aldığını belirterek, derhal bir kamyon dolusu gıda ve yardım malzemesini ihtiyaç sahiplerine teslim ettiğini anlattı. Dobbs'un, Sri Lanka'nın bir başka cennet adasındaki ve dünyanın en güzel 20 villası arasında yer alan bir başka villası da tsunamiyle yerle bir oldu.
Fransız kontu Mauny tarafından inşa ettirildikten sonra Amerikalı yazar Paul Bowles'in satın aldığı Dobbsların Taprobane'daki villası, 1990'lı yıllarda tümüyle restore edilmişti.
|
|
|
|
|
|
|
|
|