kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Doc. Dr. Bengi Semerci @ SABAH
 

Deprem nerede?

Deprem Uzakdoğu'da, ama korkusu Türkiye'de... Bir yandan bu depremin ülkemizi etkileyip etkilemeyeceği konusunda deprem uzmanlarının çelişkili açıklamaları, bir yandan 17 Ağustos depreminin izleri, kilometrelerce uzaktadaki depremin korkusunu buralara taşımaya başladı. Deprem korkusu uzun süredir yatıştırılmaya çalışılan bir korkuydu. Çocuklar anne babaların yataklarından yeni çıkıyor, insanlar gece uykularından depremle uyanma endişesini yeni unutuyordu. Aslında bu kadar uzamasının nedenleri de yok değildi. Ara sıra birilerinin aklına esiyor ve İstanbul'u bekleyen olası depremle ilgili haber ya da açıklamalar yapıyor, ara sıra da doğa bazı illerimizi sallıyor ve depremin varlığını anımsatıyordu. Ama bu son deprem haberi, tümünü ezdi geçti. Deprem korkusunun sağlam temelleri var elbette. Tüm endişelerimize, tüm haberlere, doğanın tüm uyarılarına karşın aynı binalarda oturmaya devam ettiğimiz, binalarımızı güçlendirmek için çaba sarf etmediğimiz sürece korkmamız doğal sayılabilir. Bizim bugün tartışacağımız deprem korkusu ise ortada gerçekçi bir tehdit yokken yaşanılan korku, kaygı ve felaketler sonrasında çıkabilecek ruhsal sorunlar olacak. Yaşam boyu karşılaşabileceğimiz tüm olumsuz olaylar, bazı ruhsal sorunlara yol açabilir. Bu tür ruhsal belirtilerin olması normaldir. Ancak bu belirtiler, yaşanılan olumsuzlukların bitmesine rağmen sürüyorsa ve yaşamı etkiliyorsa o zaman sorun var demektir. Yaşanan bu durumun adı 'travma sonrası stres bozukluğu'dur. Kişi bazen olaya kendi maruz kalmasa da, sadece izlese de bu belirtileri gösterebilir.

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ
Olaya ilişkin anıların sık sık akla gelmesi ve zihinde tekrar tekrar yaşanması, korkulu rüyalar görme, olayı anımsatan uyaranlara şiddetli tepki verme, olaya ilişkin hatırlatıcı her şeyden uzak durma çabası, umutsuzluk, uykusuzluk, sinirlilik, tahammülsüzlük, dikkat ve hatırlama işlevlerinde bozulma, sıçrama, her an tetikte olma duygusu, nedensiz bedensel yakınmalar, sürekli korku, yetersizlik, umutsuzluk hissi. İşte travma sonrasında yaşayabileceklerimiz, hissedebileceklerimiz... Olaydan hemen sonra oluşabileceği gibi, aylar sonra da ortaya çıkabilir. Çocuklar da erişkine benzer tepkiler verirler. Ama onların yaşa özgü farklı tepkileri de olabilir. Onlar erişkinlerden farklı olarak, başlarına gelen olayın kendi suçları olduğunu düşünebilirler. Yaşlarından daha küçük, bebeksi davranışlar gösterebilirler. Yakınlarına büyüklere aşırı bağlanma, ayrılmaya katlanmama sıktır. Bu durum bazen aileler tarafından körüklenebilir. Özellikle şu anda, yani yaşanan bir deprem yokken, sadece anımsama ve bir başka depremin travması nedeniyle sıkıntılar oluşmuşken dikkatli olmak gerekir. 17 Ağustos'tan bu yana ailelerinin yataklarını paylaşan çocuk sayısı çok fazla. Bunların bir kısmı yataklarına döndüler. Ama hâlâ gelen öykülerde; "Depremden beri bizimle yatıyor, korkuyor" cümleleri sıkça yer alıyor. Henüz depremin üzerinden bu kadar uzun zaman geçmeden, benzer yakınmalarla getirilen 9 yaşındaki kız çocuğunun ifadesini anımsamak yararlı olabilir. Ailesi korktuğu için onların yataklarınada yattığını söylemişlerdi. Biz konuşurken "anne ve babanla yatıyormuşsun" demem üzerine, küçük kız çocuğu şu yanıtı vermişti: "Evet, annem korkuyor, her akşam yatağıma gidecekken acaba deprem olur mu diye endişeleniyor, ben de üzülmesin diye yanlarına gidiyorum". Demek ki çocuklarımızın bu endişeleri yaşama düzeyleri daha çok bizim endişelerimizle bağlantılı. Tabii neleri ne kadar izlettirdiğimiz ve konuştuğumuz gibi. Onlara olup bitenleri açıkça ama anlayabilecekleri şekilde anlatmak gerekir. Güven içinde olduğu, yalnız olmadığı anlatılmalı ona. Kendilerini korumayı öğretmek gerekir, bunu yaparken gerçekçi olmak önemlidir.

DEPREM KORKUSU HASTALIK TANISI GİBİ
Deprem korkusu Türkiye'de, özellikle de İstanbul başta olmak üzere bazı illerde kronikleşmeye başladı.
Bunun nedenleri çeşitli. Biri devamlı ama korunmaya yönelik değil, endişelendirmeye yönelik yapılan yayınlar, demeçler. Diğeri ise; ülkenin çeşitli yerlerinde ve diğer ülkelerde sık tekrarlanan depremler. Deprem çantaları, depremde ev içinde sığınılacak yerler gibi bilgiler edinilmiş görünüyor büyük çoğunluk tarafından. Ancak gerçekçi değişimlerin yapılmamış olması, insanların evlerinin sağlamlığı konusunda yaşadığı tereddütler kendilerini güvende hissetmelerini engelliyor. Tüm bunlar birleşince de "deprem korkusu" adeta yeni bir hastalık tanısı haline geldi. Bu korkuyla baş edemeyenlerin, çözüm için tedavi yerine başka yöntemeler seçmeleri (devamlı tetikte olmak, sürekli depremden bahsetmek ve ne yapacaklarını planlamak, çocuklarla beraber hep birlikte yatarak, kurtulma şansını arttırmak gibi) çoğunlukla sorunu çözmek yerine körüklemektedir. Çözüm, bir yandan depreme ilişkin gerçekçi önlemlerin alınması, bir yandan insanları gereksiz endişelendirecek yayınların gözden geçirilmesidir. Tüm bunlara karşın, süren, yaşamınızı etkileyen korkular, endişeler varsa profesyonel yardım almak gerekir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çocuklarda takıntı olur mu?   / 27-12-2004
 Yalnız yaşamayı öğrenebilmek   / 25-12-2004
 Yaşlılık psikolojisi   / 23-12-2004
 Semra Hanım'ın haykıran bakışı   / 20-12-2004
 Kız tavlamak...   / 18-12-2004
 Sosyal fobi   / 16-12-2004
 Çocuklar ve ölüm kavramı   / 13-12-2004
 Aldattım, aldattın, aldattık ama aldatıldım...   / 11-12-2004
 Narsisistik kişilik bozukluğu   / 09-12-2004
 Çocuk ve gençlerdeki şiddetin diğer yüzü: Davranım bozukluğu   / 06-12-2004
HAKAN & UTKU
Ünlüler Çiftliği'ni kim kundakladı?
Olacağı buydu. 2004...
Doç. Dr. BENGİ SEMERCİ
Deprem nerede?
Deprem Uzakdoğu'da, ama korkusu...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Pazı sarma
Pazıları kaynar suda 5...
İyi bir uyku partneri misiniz?
İyi bir uyku partneri misiniz?
Birçok araştırma, çiftlerin çoğunun gece uyurken birbirlerini...
Yetersiz uyuyan şişmanlıyor
Yetersiz uyuyan şişmanlıyor
Yapılan son araştırmalar, obezitenin (aşırı şişmanlık) uyku...
SABAH yeni yılı kutladı,ortalık yıkıldı
SABAH yeni yılı kutladı,ortalık yıkıldı
SABAH gazetesi yeni yılı coşkuyla karşıladı. Reina'da önceki gece...
Estetikçisine ayıp etmiş!
Estetikçisine ayıp etmiş!
Sema Çelebi'nin, her zaman maharetini taktir ettiğim...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.