kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gülen'in tavsiyeleri cemaat için emirdir
Bilimle donanmış süper Müslüman!
Abdurrahman Dilipak: Hoşgörmem tahammül edebilirim
Dindara işkence

Gülen'in tavsiyeleri cemaat için emirdir

Fethullah Gülen 12 Eylül darbesini ve '82 Anayasası'nı destekliyordu. Ama aynı anda adı arananlar listesindeydi!. Bu dönemde yeni bir strateji belirledi: 'Okul açmalıyız.' Takipçileri bu tavsiyeyi bir emir gibi algılayıp harekete geçti.

Dizimizin ikinci öbeğinde Nurcular'ın 12 Eylül 1980 darbesi ve ardından 1982 Anayasası'nın oylanması gibi konulardaki tavrını görmüştük. Bugün aynı dönemde Fethullah Gülen'in neler yaptığına göz atacağız... Ancak önce dün yerimiz kalmadığı için değinemediğimiz önemli bir olayın altını çizelim. Hatırlarsanız Yeni Asya grubunun Adalet Partisi'ni desteklediğini belirtmiştik. Bu arada Yeni Asyacılar ile Gülen'in arası açılmıştı. Çatlağı fark eden Milli Selamet Partisi de tabii hemen Gülen'i desteklemeye başlamıştı. Ancak ittifak uzun sürmedi. Çünkü ülkedeki kötü ortamın oluşmasında MSP'nin de payı vardı. 'Nur' kökenli Gülen bu tip bir siyasete karşıydı. Bir kere devletten yanaydı. O kadar ki 1977'de Yüksek İslam Enstitülerinde boykot başladığında, "İslam'da boykot yoktur" diyerek direnişi kırmıştı. Ayrıca sık sık anarşistleri, teröristleri devlete bildirmeyenlerin Allah katında sorumlu olduğunu da söylüyordu. İkincisi... Gülen, MSP'nin "İnançlı insan bize oy verir; maden vermiyorsun, demek ki Müslüman değilsin" şeklindeki propagandasında rahatsızlık duyuyordu. Sonunda dayanamadı ve 24 Haziran 1980'de verdiği vaazda MSP'yi ve onun yayın organı olan Milli Gazete'yi açık açık eleştirdi.

MSP İLE KAPIŞMA
MSP'liler fena halde bozulmuşlardı. Karşı atağa geçtiler. Her türlü platformda (cami, müftülük, parti) Gülen'in vaazını teypten dinlettiler. "İşte duydunuz" diyorlardı, "Fethullah'ın da diğer Nurcular gibi AP'yi destekliyor." Bu dönemde Gülen'in çevresinde toplananlara "Fethullahçılar" adı takılmıştı. MSP ile cemaat arasında ciddi bir çatlak oluşmuştu. Ancak bu çatlak daha da büyümeden Eylül ayı geldi çattı. 12 Eylül'den bir hafta önce 5 Eylül 1980 günü Fethullah Hoca dönemin son vaazını vermişti. Hatta vaazdan sonra Turgut Özal ile görüşmüşlerdi. Sonra darbe oldu. Ordu siyasete son verdi. O şartlar altında Gülen faaliyetlerine devam edemezdi. Bu arada İzmir emniyeti onu aramaya başlamıştı. Baskıdan kurtulmak için tayinini istedi. Çanakkale'de görevlendirildi. Ancak rahatsızlığı nedeniyle gidemedi. Ve Mart 1981'de vaizlik görevinden istifa etti. O artık aranan bir insandı.

DARBEYİ DESTEKLEDİ
1982 tüm Türkiye için önemli bir yıldı. Yeni Anayasa oylanacaktı. Nurcular ikiye bölünmüştü. Demirel'i destekleyen Yeni Asyacılar 'hayır' oyu verecekti. Erzurumlu Mehmed Kırkıncı Hoca başta olmak üzere diğerleri 'evet' demekten yanaydı. Bu ortamda Gülen hemen her zaman olduğu gibi devletten yana tavır aldı. Sızıntı dergisinde askerleri öven yazıları çıktı. Sağ-sol çatışmasının durduğu, Kenan Evren'in ayetli, hadisli nutuklar attığı, askerlerin doğrudan ya da dolaylı dini gruplarla temasa geçtiği bu ortam Gülen'i memnun ediyordu. Cemaati daha da büyüyordu. İşin ilginç yanı Fethullah Hoca bu yazıları kaleme alırken, cemaatine evet oyu verilmesi yönünde telkinde bulunurken yurt çapında aranıyordu! Gülen'in resimleri otogarlara, istasyonlara asılan listede yer alıyordu! O ise Anadolu'da dolaşıyor, kah hasret gideriyor, kah gelecek planları yapıyordu. 1983'teki genel seçimlerde Turgut Özal'ın Anavatan Partisi tek başına iktidar olmuştu. Ülkede yeni bir hava esiyordu. Ekonomi canlanmıştı. Türkiye her bakımdan dışa açılıyordu. Turgut Özal'ın ekonomik politikaları Anadolu'daki potansiyeli harekete geçirmişti. Sonraki yıllarda bazılarının 'Anadolu Kaplanları', diğerlerinin 'Yeşil Sermaye' adını vereceği oluşum uykusundan uyanmıştı. Dernekler, holdingler kuruluyor, küçük ve orta boy işletmeler harıl harıl çalışıyordu. Bu sermayeyi yöneten insanların çoğu İslam'a ve geleneksel değerlere karşı duyarlıydı. Zekat veren, Hacca giden, zengilerin sosyal sorumluluk taşıması gerektiğine inanan kapitalistlerdi onlar. Sadece paranın değil dinin kurallarına da uymak istiyorlardı. İşte bu ortamda Fethullah Gülen yeni bir stratejiyi devreye soktu. Takipçilerinden okullar açmalarını istedi.

ÇAĞA UYGUN CİHAT
Telkinleri, tavsiyeleri bir emir gibi algılandı. Yukarıda sözünü ettiğimiz işadamlarından ve elbette gönüllülerden oluşan gruplar ülkenin dört bir yanında kolejler, yurtlar kurmaya başladı. Böylece İslami kesimin 'hizmet' adını verdiği aksiyon yeni bir içerik kazanmıştı. 'Hizmet' artık sadece dini anlatmadan, din için faaliyet göstermeden ibaret değildi. Pozitif bilimlerin öğretilmesi, çağdaş teknolojinin kullanılması da hizmete dahil olmuştu. Bence burada Said Nursi'nin kurduğu hayalin değişik bir biçimi, çağdaş bir yorumu söz konusuydu. Genellikle 'İslam adına savaş' olarak algılanan 'cihat' kavramı da yeni bir içerik kazanıyordu: Manevi cihat! Eğitim cihadı!

Emre AKÖZ-Nevzat ATAL


1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Bebeğini ağaca çıkardı
 Ailesi hasretle yolunu gözlüyor
 'Öleceğimi sanıp son duamı ettim'
 İki Türk ölü bulundu
 Kızıltepe polislerine 12 yıl hapis istendi
 Sabah'ın yaptığı okul Meclis'te örnek oldu
 4.6 şiddetli deprem başkenti korkuttu
 Alsancak Stadı'nın altı iskeletlerle dolu çıktı
 Musul Gazisi evinde
 Müebbetten tahliye
 Irak'ta Türk şoför öldürüldü
ERDAL ŞAFAK
Kazan hep doğuruyor
Meclis'te 2005 yılı...
ÖMER LÜTFİ METE
Yangının boyutlarını görmek..
17 Aralık'ı -biraz da...
UMUR TALU
Bir bakıma katliam
On binlerce insanın ölümünün ardından...
Depremi 4 gün önce bildiler
Hintli bilim adamları 22 Aralık'ta hazırladığı raporla, depremin...
Bush'a suikast var
11 Eylül saldırıları, Prenses Diana'nın ölümü, Körfez Savaşı'nı bilen...
Dağa kaçırıldı
Dağa kaçırıldı
Giovanni&Victor Becali kardeşler, kuzenleri Gigi'nin takımı Steaua'ya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu