kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sanatçılardan küratörlere tepki
Sanatçılardan küratörlere tepki
"Sergi yapımcısı"
Resim bilgileri yok

Sanatçılardan küratörlere tepki

Sanat etkinliklerini düzenleyen küratörler ile sanatçılar arasında son aylarda adeta söz düellosu yaşanıyor.

Küratörler ve ressamlar arasında yaşanan gerilim söz düellosuna dönüştü. Sanat düzenleyicisi olarak çeşitli organizasyonları hazırlayan küratörlerin yetersiz ve eğitimsiz olduğunu savunan ve küratörlere sert eleştiriler yönelten ressam Bedri Baykam, "Küratörler kendilerini peygamber sanıyor" derken Prof. Adnan Çoker işini iyi yapmayan küratörleri 'köratar' olarak nitelendiriyor. Sosyolog-küratör Ali Akay ise küratörleri savunarak, Türkiye'de bu alanda çok başarılı işlere imza atıldığını savunuyor. Aralarında Bedri Baykam, Denizhan Özer, Volkan Aslan, Murat Çelik ve Bülent Bakan'ın da bulunduğu bir grup sanatçı Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenledikleri 'Küratoryal Şizofreni' adlı etkinlikte küratörlerin sanatçılar üzerinde baskı kurduğunu savunarak bunu protesto eden bir organizasyon gerçekleştirdiler. AKM'deki etkinlikte 20 kişilik gösteri ekibi Altın Boğa Termosifon Grubu, çeşitli parodiler sundu. Volkan Arslan "Türküm, doğruyum" diye başlayan, "Varlığım küratörün varlığına armağan olsun, ne mutlu küratörüm diyene" şeklinde biten Küratör Andı'nı okudu. Sahneye gerçek koyun ve çobanlar çıkarılarak, küratörün çoban, sanatçının koyun yerine konması düşüncesine atıfta bulunuldu. Prof. Adnan Çoker, küratörlüğün bienallerle arttığını, ama resimden anlamayanların elinde olduğunu söylüyor: "Eskiden sergi komiseri vardı. Ben de dört serginin komiserliğini yapmıştım. O zaman sergi komiserleri bir jüri tarafından değerlendirilerek önerilirdi. Üç tip küratör vardır. Eskiden beri vardı küratörlük ama bienallerle arttı. Birinci tip müze küratörü yapıtlardan sorumludur; yapıtların getirilip götürülmesini başka müzelerle ilişki kurulmasını, müzelerle değiş tokuş yapılmasını, sergi açılmasını sağlar. İkinci tip sergi küratörü sergiyi yapmakla yükümlüdür. Hangi sanatçının hangi eserlerine yer verilecek, nerede, ne zaman sergilenecek buna karar verir. Bu iki tip küratör zarar vermez. Üçüncü tip küratör ise bienallerle beraber doğdu. Mesele de böyle başladı. Eskiden sanatçı ve müze ön plandayken sonra küratörler aktör olarak ortaya çıktı. Sanatçının da eserin de müzenin de serginin de üzerinde görüyorlar kendilerini. Ünlü sanatçı yerine genç sanatçılar seçiyorlar. Keyfi seçim yapılabiliyor. Genç sanatçı küratör şemsiyesi altına giriyor. Tema kayabiliyor, sergilenen yapıtlarla temanın alakası olmayabiliyor. Lionello Venture'nin bir sözü var 'resimden anlamanın en iyi yolu resim yapmaktır' diye."

GÖREVLERİ KÖPRÜ KURMAK
Ressam Bedri Baykam küratörlerin iktidar sarhoşluğu içinde tarih kalpazanlığına soyunduğunu savunarak "İşlerini olması gerektiği gibi değil, çıkarlarına nasıl uyuyorsa öyle yapıyorlar. Sergilerin denetimini ele aldılar. Herkes benimle iyi geçinmeli, bu musluğun başında ben varım iddiasındalar. Gerekli eğitim ve donanıma sahip değiller. Yurtdışında bu işin eğitimini alanlar görev yapıyor. Ancak Türkiye'de bu işi hakkıyla yapan insan çok az'' diyor. Baykam'a göre küratörler nerede duracaklarını bilmeli, sanatçı ve halk arasında köprü olmalı: "Küratörlük sanat dünyasında son 10-15 yılda önem kazandı. Ama öyle bir hale geldi ki artık sanatçıların önüne geçti. Sanat düzenleyicileri olan küratörler, sanatçıları ikinci planda bıraktılar. Küratör önemli müzelerin, sanat merkezlerinin, sergilerin yapım hakkını ve denetimini ele geçiriyor sonra orada kendi kavramları üzerine kendi ürettiği düşünceler üzerine sergiler düzenlemeye başlıyor. Neredeyse çeşitli sanatçılara çeşitli işler sipariş eder hale geliyor. Ortaya bir kavram koyuyor ve o kavrama, kendisine uyan sanatçıları çağırıyor. Ya da çok zaman görüldüğü gibi iş sipariş ediliyor." Önümüzdeki yıl yapılacak İstanbul Bienali'nin konusunun "İstanbul" olarak belirlenmesine karşı çıkan Baykam, "Mesela ben Bedri Baykam olarak başka bir tema üzerine üretmek isteyebilirim. Ama konu 'İstanbul' olarak belirlendiği için bunu uygulayamam. Çünkü konu küratörler tarafından İstanbul olarak seçilmiş" diyor. Küratör olmadan da sanat ve sanatçının var olduğunu ama küratörlerin varlıklarının sanatçıya bağlı olduğunu söyleyen Bedri Baykam, "Sanatçı yoksa küratörün kendisi de yoktur, mesleği de... Sanatın üstüne geçemez küratör. Bizde Batı'daki gibi yüzlerce müze, yüzlerce önemli galeri, çok alternatif yok. Çeşitli kurumların açtıkları belirli sanat merkezleri var. Onlar da bazı küratörlerin kontrolüne geçtiği anda sanatçının yaratıcılığı, sipariş eden başka bir insanın dayattığı duvarla karşı karşıya kalıyor" diyor. Baykam'a göre sanatçının bağımsızlığı ön plana çıkmalı. Yoksa küratörler bir nevi çağdaş peygamberler gibi sanat dünyasını denetleyip, sanatçının önüne geçip onu ikinci plana iterek sanatı ve sanatçıyı ikinci sınıf bir teferruat haline dönüştürecekler. Sosyolog - küratör Ali Akay ise Türkiye'de işini iyi yapan isimler olduğunu ifade ediyor. Küratörlerin belirli mekanlarla çalışarak tekil çalışma yaptıklarına dikkat çeken Akay, "Dünyada sistem olarak küratörlük var ama Türkiye'de bu sistemli değil. Ayrıca küratörlerin ortak bir platformda birbirleriyle paslaşmaları gerek. Bu konudaki sıkıntı küratörlüğün sistem oluşturamamasından kaynaklanıyor. Ben küratörlük çalışmalarıyla ilgili karamsar değilim. Türkiye'de birçok genç bu konuya ilgi duyuyor ve eğitimini almak istiyor" diyor.

Gönül Korkut-Nazlı Güven

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 İstanbul'da 4 farklı ses yankılanıyor
 Toplum gönüllüleri 2 yaşında
 Büyük İskender'i ağlatan şehir
 Üç parçalı bilmece
 Barış Manço'nun evi ne olacak?
 İstanbul Avrupa'yı aşka davet ediyor
 Yükseklerdeki yapayalnız kartal
 Son sarışın Cate
 Filmi izlemiyor yaşıyorsunuz
 Yunan sosyolog Türk azınlığı yazdı
 Batı'dan Doğu'ya kardeşlik köprüsü
 2004'te en çok konuşulanlar
 Göklerin kraliçesi yoruldu
 Anadolu podyumda
 Fransızlar'ın Demirel'i
 Sarayın Avrupalı gelinleri
 Dünya turuna bir ay mola
 Hafta içi eşya taşırım ama hafta sonu pistte gazlarım
 Gençlik korosu Anadolu'da
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
NASA teknolojisiyle üretilen boyayla yangın vız...
ÖNCEL ÖZİÇER
Haydi bakalım, hep beraber!
Gamsız hayaaat... Herkese...
REFİK DURBAŞ
Opera ve bale 55. başarı yılında...
Cevad Memduh Altar,...
MEHMET ALTAN
Kör bir ozan...
Önce destanlar için neler söylendiğini...
ALİ POYRAZOĞLU
Kovulamayacağımız tek cennet... (1)
Hayatınızı nasıl...
KAZIM KANAT
Mutsuz ve yalnız kadınlar kulübü!
Başını alıp gitmek!...
Kaynanalar seçer
Kaynanalar seçer
İster görücü usulü ister tanışarak olsun, eş seçiminde kaynananın...
Yirmi yılda 17 bin yeni uçak
Yirmi yılda 17 bin yeni uçak
Airbus'ın yaptığı pazar araştırmasına göre 2023 yılına kadar...
Doğru karbonhidratlar zayıflatır
Kalori hesabını özellikle yağlara göre yapın. Çünkü yağlar, doğrudan...
Yoksul ülkelerde yayılıyor
İki milyara yakın kişinin inandığı Hıristiyanlık Avrupa kıtasında...
Tereyağ yemeklerde mucizeler yaratabilir
Yağların en soylusu kabul edilen tereyağ sütün de özüdür. Zenginliğin ve...
Büyükada'nın tatları sofraları şenlendirdi
Selin Kutucular, Büyükadalı ailesinin öyküsünü ve mutfaklarının birbirinden...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.