İhalesiz işler güzel ancak...
Yıl 1999. Türkiye'de ekonomik anlamda işler yolunda ve Türk Hava Yolları (THY) uçak için gümrüksüz ürün satışı yapacak firma aramak için ihaleye çıkmış durumda. O dönemde bu alanda faaliyet gösteren Setur (Koç Grubu), Türksan (İstanbul Hava Yolları İHY iştiraki) ve Unifree (şu an Tepe-Akfen-Vie'nin (TAV) işlettiği Dış Hatlar Terminali gümrüksüz satış mağazaları ortak iştirakçisi) ihale için baş vurdu. Bu 3 şirket aynı zamanda dönemin dış hatlar terminalinde (şu anki iç hatlar) Duty Free mağazasına sahiplerdi. THY'nin açmış olduğu ihale neticesinde Türksan en iyi teklifle ipi göğüsledi. Fakat, kısa süre sonra 2000 yılında İHY'nin sıkıntılı döneme girmesi, Türksan'ın THY'ye olan ödemesini ilgili ayın ilk üç gününde değil de 15 gün sonra yapması ipleri kopardı. Bunu bahane gösteren THY tarafı sözleşmeye dayalı olarak, tek taraflı fesih ilan etti. Ve iki ay boyunca THY uçaklarında ürün satışı olmadı. Türksan, uçak içinde satılacak ürün cirosunun yüzde 29'unu THY'ye, yüzde 5'ini kabin personeline verilmek üzere teklif sunarken, Setur'un teklifi yüzde 27'de kalmıştı. Ancak, Türksan'la ilişkilerin bozulması üzerine THY, Setur'la yüzde 19 üzerinden anlaştı. Ve Türksan'dan da zararını tazmin etmek üzere dava açtı.. İki ay boş geçen süre için yolcu başına verilen garanti rakamını ve Türksan Setur arasındaki yüzde 10 farkı talep etti. Dava henüz halen ediyor. Bilirkişisi de Setur. Ancak, bu hadise üzerine Türksan kepenkleri indirdi. 2000'de yerine başka bir hükmü şahsiyetle İstanbul Duty Free (İDF) kuruldu. Diğer yandan Başbakanlık Teftiş Kurulu da THY'yi Setur'a düşük rakamla iş verdiği için teftiş etti. Bu esnada Setur THY ilişkisi iyi sürdü. Oran yüzde 19'dan 27'ye çıktı. 15 Şubat 2005'te Setur'un sözleşmesi bitecek, THY yeniden ihaleye çıkacak diye bu alanda iş yapanlar beklenti içine girdiler. THY yetkilileri de ihale zamanı yaklaşınca piyasada bu işi yapacak şirketleri araştırdılar. Setur, İDF ve Onur Express Duty Free (Onur Air iştiraki) firmalarını tespit ettiler. Bu esnada, İngiltere merkezli, yüzde yüz halk arz edilmiş dünyanın üç numaralı duty free ve catering firması Alpha Airports Group İDF'ye yüzde 60 ortak oldu. Diğer bir ifadeyle yabancı sermaye Türkiye'ye adım atmak için yola çıktı. Amaçları da THY'nin yapacağı kabin içi duty free işine teklif vermek, ikinci etapta ise USAŞ ve LSG Sancak Catering firmalarına rakip olmak. Ayrıca THY'nin 2006'da yapacağı catering ihalesine de hazırlanmak. Fakat, İDF ve ortağı böyle düşünürken THY piyasadaki firmaların yeterli olmayacağını düşünerek ihale açmaktan vazgeçti. Setur da ihalesiz yeniden işi almak için gerekli çalışmaları yaparak, cazip teklif sundu. Cironun yüzde 30'unu THY'ye, yüzde 8'ini kabin ekibine vermeyi, yolcu başı garantiyi de 3 Euro'ya çıkarmayı telif etti.. THY Yönetim Kurulu da bu teklife evet dedi. Şu anki THY yönetimi geçmişte yaşanan bu hadiselerden habersiz olarak, Setur'dan ihalesiz iyi bir teklif almış olabilir. İhaleye çıkmış olsaydı, bundan daha iye teklifle de karşılaşabilirdi. Lakin, ihaleye çıkmayarak, üçüncü bir şirketin sektöre girmesinin önünü kesmiş olmadı mı? Daha önemlisi gelecekte daha uygun fiyata iş yaptırma şansını kaybetmedi mi? Görüştüğüm bir çok THY yetkilisi geçmişte olup bitenden doğal olarak habersizdi. Ama benimle de aynı fikri paylaştılar. Şimdi merak ettiğim bu yanlışlık nasıl tashih edilecek?
|