Çok mecbur kalmadıkça uçağa binmem. Bu yüzden pek çok yurtdışı gezisini kaçırırım. Genellikle hayıflanmam. Ama bu kez hayıflandım. Geçen hafta Turkcell'in Brüksel davetine katılamamıştım. Turkcell Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde Türkiye'ye destek vermek üzere çok iddialı bir etkinlik düzenlemişti. Bir tür PR faaliyeti. Hani, bizde küçümsenen 'lobi' çalışması. Basından takip ederim diye düşündüm. Ya da katılanlardan dinleyebilirdim... Basınla ilgili yanılmışım. Fazla ciddi geldi herhalde. Tek tük yazı çıktı. Bilgiyi katılanlardan aldım. Bakın neler yapmışlar. Avrupa Parlamentosu üyesi Vural Öger ile aylar önce ilişkiye geçmişler. Projeyi anlatmışlar. Vural Öger yıllardır AB Parlamentosu'nda bulunan, ne kokar ne bulaşr, kokup bulaştıklarında da bu işi Türkiye aleyhine yapan diğerleri gibi davranmamış. Tam destek vaat etmiş. Vaadini de yerine getirmiş. Türkiye'den 22 gazeteci ve UNESCO iyi niyet elçisi, yazar, besteci, gazeteci, milletvekili sıfatıyla da Zülfü Livaneli'nin AB Parlamentosu'nda ağırlanmasını sağlamış. Livaneli ve Turkcell Genel Müdürü Muzaffer Akpınar bu etkili platformda birer konuşma yapmışlar. Bu arada dört tane de Avrupalı konuşmacı varmış. İletişimde en etkili silahtır: Üçüncü tarafların sizin hakkınızda konuşması... Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok, İtalyan Parlamenter Emma Bonino, Yeşiller Grubu üyesi Joost Lagendijk ve Avrupa Liberal ve Demokratlar Birliği üyesi Jorgo Chatzimarkakis Türkiye'nin AB üyeliği lehinde konuşmalar yapmışlar. Ben yansımaların ayrıntısını Türk basınından çok Almanya'daki iletişimci dostum Christian Langer'den aldım. AB Parlamentosu'nda bu tür etkinliği özel bir şirket olarak ilk kez düzenleme imtiyazını elde eden Turkcell, bu PR çalışması Türk basınında yeter derecede yankı bulamadığı için üzülmemeli. Yapılan çalışma doğrudur. Hem Turkcell'e yaramıştır hem de Türkiye'ye...