Bir ayıba dair
Neredeyse evrensel bir siyasi kural olarak bir halkın yurt dışında yaşayan unsurları yani diasporası yurt içindekilerden daha radikal pozisyonları savunur. Bulundukları ülkelerin siyasetine etki edebildikleri ölçüde de kendilerini ilgilendiren sorunların çözümünü zorlaştırırlar. Kısaca diaspora adaletten çok intikam veya hesaplaşma peşindedir. Bu nedenle Türkiyeli Ermeni aydınlar Hırant Dink ve Etyen Mahçupyan'ın diaspora Ermenileri'yle sert bir tartışma yaptıklarına dair basına yansıyan haberler anlamlıydı. Kuzey İrlanda sorununu çözülme yoluna sokan İyi Cuma Anlaşması, Başkan Clinton'un İrlanda kökenli Amerikalılar'ı, biraz da tehdide başvurarak, ikna etmesiyle imzalanabildi. ABD'deki Yunan lobisi, Papandreu dönemi politikalarından hiç hoşnut kalmamıştır. Yukarıdaki genel kuralın Kürtler adına politika yapma iddiasındakiler açısından da geçerli olmaması için neden yok. "Kürtler Türkiye'de Ne İstiyorlar" başlıklı ilanın yayımlanması olayına bu açıdan da bakmak gerekir. İşin başnı çeken Paris Kürt Enstitüsü Müdürü kendi gündemi olan ve Türkiye'de toplumsal ve siyasal barışın gerçekleşmesinden, ülkedeki demokratikleşmenin derinleşmesinden en fazla rahatsızlık duyacak kişilerin başnda gelir. Onun ve kurumunun, ya da daha geniş kapsamlı söylenecek olursa, diaspora seçkinlerinin çıkarlarıyla Türkiye'de yaşayan Kürtler'in büyük çoğunluğunun çıkarları çatışır. Türkiye'de Kürtler adına siyaset yapanlar açısından ise bu basit kuralı unutarak siyaset yapmanın pek bir mazereti olamaz. Uluslararası ölçekte siyaset yapma iddiası taşyanlar "aldatıldık", "bilmiyorduk" gibi mazeretlerin arkasına sığınamazlar. Yapılan iş Türkiye'deki demokratikleşme sürecine zarar verecek, siyaset alanını daraltma peşinde koşanlara fırsat sağlayacak bir manevradır.
Mücadele veriliyor Türkiye'de toplumun geneline gerek ekonomik, gerekse siyasal açıdan çok olumlu katkılar yapması gereken bir süreci baltalamayı hedefleyen bir çıkıştır. Üstelik Ali Bayramoğlu'nun dünkü Yeni Şafak gazetesinde yazdığına göre daha geniş katılımlı bir grubun aksi kararına rağmen daha militan grup kendi başna bu yolu seçmiş. İlanın dile getirdiği düşünce ve amaçların ifade edilmesi şiddete davet içermedikçe suç değil. Ancak Türkiye'de bir dizi fikri ve siyasi amacı savunurken bunlarla çelişen çok farklı bir gündemin fikirlerini ilanlarla AB'ye istida gibi sunmak ayıp. Bayramoğlu'nun vurguladığı gibi, Türkiye meselelerinden kendilerini ayırarak Avrupa üzerinden Kürt siyaseti yapmaları rahatsız edici. Türkiye'de bu tartışma ortamı bugün mevcut, kamuoyu Kürt meselesiyle ilgili gelişmelerde er ya da geç bir tepki vermekte. Ahmet ve Uğur Kaçmaz olayında yaşandığı gibi ülkenin içinde genel demokratikleşme hedefi doğrultusunda hiç de küçümsenemeyecek bir mücadele veriliyor. Bu mücadele herkes adına ve bir toplumsal mutabakatı, barışı ve özgürleşmeyi hedeflediği ölçüde anlamlı ve değerlidir. Mehmet Metiner'in kitabında anlattığı türden bir parti despotluğunu ve bir siyaset oligarşisini diri tutma amacına yöneldiğinde değil.
|