Dolar ve savaş
Savaşta kaybetmek ABD Doları'na hiç iyi gelmiyor. Yirmi beş yıl önceki Vietnam savaşı dolara bağlı uluslararası parasal sistemin çöküşüne zemin hazırladı. Geçen yılki Irak savaşı ise doları geçtiğimiz haftalarda izlediğimiz serüvene soktu. Biraz daha gerilere gidelim. Uluslararası düzeyde 1879'dan sonra uygulamaya konulan altına dayalı para sistemi Birinci Dünya Savaşı sırasında çöktü. İki dünya savaşı arasındaki dönemde ise, uluslararası para sistemi ile kimse ilgilenmedi. Kendi haline bırakıldı. Bunun böyle olamayacağını gören devletler, 1944 yılında Bretton Woods'da yeni bir para sistemi kurdular. Sistemin fikir babası ve baş aktörü İngiliz iktisatçı Keynes'ti. ABD'nin sözüne güvenilerek ve onun parası olan dolara bağlı biçimde oluşturulan bu sistem, 1968'de Vietnam savaşı sırasında alarm vermeye başladı. O tarihe kadar cari işlemler fazlası veren ABD ekonomisi, savaşın ağır yüküne dayanamadı. Bütçesi ile birlikte ödemeler dengesi de bozuldu. Söz verdiği dolaraltın paritesini koruyacak gücünün olmadığı anlaşılınca da 1971 de "esnek kur" sistemine geçildi. Vietnam savaşının yenilgiyle sonuçlanması dolara iyi gelmemişti. Sonraki yıllarda ABD'nin cari işlemler açığı sürdü. Ancak, gerek bütçe açıklarını kapatma çabaları gerekse süper güçlüğün verdiği "emin ülke" (safe haven) sıfatı, cari işlemler açığının finansmanı için gerekli fonların dışarıdan sağlanmasında zorluklarla karşılaşılmamasının nedenini oluşturdu. Bunun yanında, milli gelirinin yüzde 5 gibi düşük düzeydeki tasarruf oranı da yüzde 9'lara kadar yükseldi.
Clinton faktörü Özellikle, Clinton idaresinin cari işlemler ile bütçe açığı arasındaki yakın ilişkiye inanması ve 1990'lı yılların sonuna doğru ABD'nin denk bütçeye doğru yol alması, doların güçlü bir biçimde sistemde yer almasını sağladı. Dolar-Euro düzeyi 0.81'lere kadar yükseldi. Sonra, düşük vergilemeye inanan Bush seçimi kazandı. İtirazlara karşın, ilk iş olarak mükelleflerin daha önce ödenen vergilerden bir kısmını kendilerine iade etti. Bu arada 11 Eylül ortaya çıktı. Irak savaşına zemin hazırlanırken harcamalar da artışa geçti . Bütçe bozuldu. ABD'nin "ikiz açığı" yoğunluk kazanarak, aynen Vietnam savaşı döneminde olduğu gibi, sistemi tehdit etmeye başladı. Son iki yılda ABD'nin tasarruf oranı yüzde 1'lerin de altına düştü. Bu tablo, son ABD seçimlerinin öncesindeki durumu yansıtıyordu. Belki önlem alınarak düzeltilebilir diye düşünceler vardı. "Faizler artacak, tasarruflar yükselecek, Irak savaşına bir nokta konacak. Doların yumuşak inişlerle düşüşü cari işlemler açığını düzeltecek" şeklindeki bekleyişler, yerini "İran'da bir şey olur mu, faizler nereye kadar ve ne zaman artar, yatırımcılar sonsuza dek ABD'nin cari işlemler açığını finanse eder mi" sorularına bıraktı . Belirsizlik arttı. Önünü göremeyenler, dolar varlıkları için başka alternatifler aramaya başladı. Irak savaşının yenilgiden de beter durumu, doları çöküş sınırlarına getirdi. ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra girip başarılı olamadığı Vietnam ve Irak savaşları dolara yapacağını yaptı.
Görünmeyen eller "Şimdi ne olabilir?" sorusuna yanıtlar çeşitli. Güçlü senaryo, piyasaya ve onun yönüne inanan ABD'li ve Avrupa'lı yöneticilerin, sistemi "görünmeyen ellere" bırakarak "dengenin bulunması" alternatifini işaret ediyor. Bu yöneticilerin, döviz kuruna direkt müdahaleye karşı tutumları da yukarıdaki senaryoyu güçlendiriyor. Ancak, durumun vahametini sezenler de sistemde yok değil. "ABD ekonomisinin güçlendirilmesine yönelik alınacak önlemler, çöküşü durdurur" diyorlar. El ele verip bunu gerçekleştirmeyi öneriyorlar. Uluslararası parasal sistemin koruyucu ve kollayıcısı IMF ise, ABD Merkez Bankası eski Başkanı Paul Volker'ın deyimi ile, böylesi karışık süreçlerde ortalıkta fazla görünmemeyi yeğliyor.
|