kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Osmanlı'dan bugüne yeni yıl kutlamaları
Osmanlı'dan bugüne yeni yıl kutlamaları
Cumhuriyet döneminin eğlenceleri

176. kez yeni yıla merhaba

Osmanlı'nın Hıristiyanlar'ın yılbaşı kutlamalarına gösterdiği ilgi 1829 yılına tarihlenir. O yılbaşı İstanbul'daki İngiliz elçisi gemide bir balo düzenler.


Osmanlı'dan bugüne yeni yıl kutlamaları

Toplumsal Tarih Dergisi'nin Aralık sayısında Gökhan Akçura'nın "Yılbaşıdır Bunun Adı" başlıklı yazısı yeni yıl kutlamalarının tarih boyunca en renkli ve bilinmeyen yanlarını aydınlığa çıkartıyor.

Yılbaşı karikatürlerinde bir devir teslim töreni resmedilir çoğu kez. Bazen emekleyen bazen de yeni yürümeye başlamış bir çocuk; sakalları yerde, beli iki büklüm bir ihtiyardan dünyayı teslim alır. Kimse de sormaz, bu zavallı ihtiyar nasıl bu hale geldi bir yıl içinde diye...Ya da ağzında emzik yeni yılı teslim alan şu bebek, onca derdi tasasıyla koca dünyayı hangi cüretle teslim ve emanet almakta? Yani işin vahameti daha karikatürlerden başlayarak karşımıza çıkmakta. Osmanlı İmparatorluğu'nda yılbaşı diye bir kavramdan söz etmek biraz zor. Ama konuyu açmadan önce takvimler konusunda anlaşmamız gerekiyor. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu'nda kullanılan iki takvim var. Birisi "hicri", diğeri ise "rumi". Hicret olayını başlangıç alan hicri takvimde bir yıl, bugün kullandığımız takvime göre yaklaşık on gün kadar kısa. Bu nedenle mevsimler ve aylar arasında değişken bir ilişki var. Bu takvimde yeni yıl Muharrem ayıyla başlar. Bu tarihin takvim açısndan yılbaşı olması, kutlama açısından hiçbir önem taşımazdı. Hatta bu tarihten kısa bir süre sonra gelen Kerbela olayının yıldönümü, sevinç değil acı çağrışımları taşırdı. Halk arasında aşurelerle hatırlanan bu "yılbaşı", İmparatorluğun son dönemlerinde saray katında da özel bir merasimle kutlanmaya başlanmıştı. Osmanlı'nın kullandığı ikinci takvim ise "rumi" ya da bir başka deyişle "mali" takvimdi. Bu takvim hicri tarihin kullanılmasından ortaya çıkan 10 günlük farkı yok etmek amacını taşıyordu. Rumi takvimin başlangıç ayı marttı.

NOEL ZAMANI
Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Hıristiyanlar için ise yılbaşı "Noel" dönemi anlamına gelirdi. Aralığın 15'inden sonra hareketlenen bu cemaat, 24 Aralık gecesini 25'e bağlayan gece İsa'nın doğuşunu kutlardı (Doğuş Yortusu). Ortadoks Rumlar ise aynı geceye "Hristugenna" adını verirlerdi. 24 Aralık gecesi çocuklar evden eve dolaşır ve "Kalanda" adlı Noel şarkıları söyleyerek İsa'nın doğuşunu kutlarlardı. Noel sabahı kilisedeki ayine gidilir, öğle saatlerinde de akrabalar, dostlar bir araya gelerek yemek yenirdi. Özellikle çocuklar için çam ağaçları süslenirdi. Yılbaşına doğru çiçek satıcılarının tezgahlarını dolduran "kokina" (Rumca kırmızı) adlı, kırmızı taneli yeşil dallar evleri süslemede yaygın olarak kullanılırdı. Aslında dinsel açıdan pek anlam taşımayan 31 Aralık tarihi de kimi kesimlerde İsa'nın sünnet günü olarak anılırdı. Bu gece de Noel gününe benzer kutlamalar yapılırdı. Rumlar arasında geleneksel olarak yılbaşı gecesi hindi yenir, dans edilir ve eğlenilirdi. Ayrıca Sakız Adası'ndan getirilen sakızla (mastika) yapılan ve üzerinde yeni yıl yazan yuvarlak Yılbaşı Pidesi pişirmek de geleneksel bir olaydı. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermeniler ise 1 Ocak'ta kutladıkları yılbaşına "Gağant" adını verirlerdi. Bu sözcük, zengin bir ziyafet sofrasıyla eşanlamlıydı. Bütün aile 31 Aralık gecesi bir araya gelir ve gece yarısına kadar sofrada birlikte olunurdu. İstanbullu Ermeniler yılbaşı için günler öncesinden alışverişe başlarlardı. Zeytinyağlı yaprak ve midye dolması, hindi ve anuşabur (aşure) yılbaşı sofrasının vazgeçilmez yiyecekleriydi.

YILBAŞINA MÜSLÜMAN BAKIŞI
Osmanlı'nın Hıristiyanlar'ın yaptığı yılbaşı kutlamalarına gösterdiği ilk ilgi, 1829 yılına tarihlenir. O yılbaşı, İstanbul'daki İngiliz elçisi, Haliç'te bulunan bir gemide büyük bir balo verir. Baloya Osmanlı devlet adamları da çağrılıdır. Davetliler yatsıyı Tersane Divanhanesi'nde kıldıktan sonra sandallarla gemiye giderler ve sabaha kadar eğlenirler. Ertesi gün Serasker Hüsrev Paşa Kazasker Yahya Bey'in sorusu üzerine, katıldığı balonun kafir işi olduğunu ancak devletçe katılmak zorunda olduklarını anlatır ve kaşık çatal gibi mekruh şeylerin de kullanıldığını ekler. Kazaskere böyle konuşan Paşa, İkinci Mahmud'a tersine, eğlenceleri ballandıra ballandıra anlatmış, hatta elmaslı bir çatal kaşık takımı yaptırarak armağan bile etmişti. Devlet katında yılbaşı gözlemleri böyleydi de, aşağı katlarda durum nasıldı? Ahmet Rasim, "evvelleri biz Türkler, yılbaşı günlerinde başımızı sokmadığımız yer kalmazdı" diye anlatmaya başlar. "Galata, Beyoğlu, kısacası Ortodoks takvimini tutan milletlerin cümlesine kendimizi davet eder, sabahlara kadar eğlenirdik. O ne hovardalık rezaleti, ne sefahat gecesi idi!.. Aşağıda, yukarıda ne kadar genelev varsa, kapılar çekilir; her gazino, her kahve, her koltuk (küçük meyhane) bir kumarhane. Her sokakta çalgı, saz eğlentisi, çengi, köçek... Her evin odasında bir ziyafet sofrası. Üstünde hindiler, yemişler, rakılar, biralar, etrafında türlü türlü erkekler... Evin birinden çık ötekine gir... Kumarhanenin birinde yutul, ötekinde kazan!.. Fuhuşa sarhoşluğa ait hangi ve kaç türlü vasıta varsa hepsi ayakta; bildiğimiz karnavallar, yahut eski Roma'nın satürnalleri buralarda akşamleyin dirilir sabahleyin can çekişirdi..." (Gökhan Akçura "Yılbaşıdır Bunun Adı..." Gramofon Çağı, İstanbul 2002)

OSMANLI'NIN Hıristiyanlar'ın yılbaşı kutlamalarına gösterdiği ilk ilgi, 1829 yılına tarihlenir. O yılbaşı İstanbul'daki İngiliz elçisi Haliç'teki bir gemide büyük bir balo verir. Baloya Osmanlı devlet adamları da çağrılıdır
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 'Barış' ders kitabı oldu
 Harcını gençler kardı, yaşlı okul dirildi
 Gençlere yeni kariyer olanağı
 Soğuktan gelen başkan PUTİN
 Türk sinemasının hanımefendi yıldızı
 Futbol sen bizim her şeyimizsin
 Alevler 28 gün sönmedi
 Cinselliği kutsayan din
 Yoklama listesine imza şart
 Onların cezası kitap okumak
 New York'ta 'Doğulu' bir fotoğraf sanatçısı
 1500 yıldan beri tartışılan unvan
 Pist tamam sıra patron seçiminde
 Haklarını arıyorlar
 Haşhaş yataklı gece kulübü
 100 milyon dolarlık yalı Türk alıcıları korkutuyor
 Evangelistlerin hayallerinde kıyamet var
 'Müjdeci'lerin kehanetleri
 Köydeki üniversite
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Genç kalmanın yolları
Ailecek kolesterol diye bir...
MEHMET ALTAN
Beta, Alfa, Delta, Teta...
Sorunları çözerken...
KAZIM KANAT
Monet uğruna ekmek çaldım
Seçkin dostum Rafi Portakal...
ALİ POYRAZOĞLU
Ortalık tipsiz dolu...
Onun aklı başka yerde. Benimki...
ÖNCEL ÖZİÇER
En küçüğümüz kan kırmızı
Zeynep erken gelin olmuş ama el...
TURGAY NOYAN
Bu sözleri tartışalım
Gittikçe inanmaya başladım.
Cem ile yemeğe çıkın tatlılar bedavaya gelsin
Cem ile yemeğe çıkın tatlılar bedavaya gelsin
Ay pardon, "Levent" demem gerekirdi. Ama Avrupa Yakası'nın yakışıklı...
Asya'nın yükselen yıldızı
Asya'nın yükselen yıldızı
Başkan yardımcılığını bir Türk'ün yaptığı Kazakistan'ın milli...
Halkın gözü üst düzey ziyafetlerde
Bir ülkenin en üst makamında yer alanların yiyip içtikleri toplumu yakından...
Hollywood ünlülerinin tercihi
Karayip Adaları'nın en çok tercih edilenlerinden St. Bart yıldızların uğrak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.