kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kendine ve çevresine sürekli zarar veren çocuğa dikkat
Kendine ve çevresine sürekli zarar veren çocuğa dikkat
Agresif yapı genetik
Onların seçimi değil
En tehlikelisi komedi filmlerindeki şiddet

Şiddeti oyun gören çocuklar

Geçtiğimiz hafta biri 4 buçuk, diğeri 7 yaşındaki iki çocuğun cinayet işlemesi herkesi dehşete düşürdü. Uzmanlar hiperaktif çocuklara dikkat edilmesini, saldırganlığın genetik olabileceğini söylüyor.

Komşusunun bir aylık bebeğini öldüren C.A. henüz 4 buçuk yaşındaydı; 9 yaşındaki arkadaşını taso oyunu yüzünden meyve bıçağıyla öldüren C.Ö. ise 7. Aileleriyle yaşıyor, okula gidiyor ve normal bir çocukluk geçiriyor bu minikler. Uzmanlar iki olayın buzdağının görünen yüzü olduğunu, önlem alınmazsa cinayet vakalarının artacağını söylüyor.

Onlar suçlu değil
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nahit Motavallı Mukaddes, "Bazı çocuklar yapı olarak daha agresif olur. Kendisine, arkadaşlarına hatta annesine zarar verir yani bu durum genetiktir. Bu tarz çocukları 'suçlu' gibi algılamamak gerekiyor çünkü bu agresyon beyinsel nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. Kafasını yere vuran, arkadaşlarına zarar veren hiperaktif çocukların doktora götürülmesi şart" diyor.



Kendine ve çevresine sürekli zarar veren çocuğa dikkat

11 yaş altındaki çocukların karıştığı cinayet olaylarındaki artış korkutuyor. Uzmanlar çocuklardaki şiddetin hem biyolojik hem de psikolojik nedenleri olduğunu söylerken bir an önce önlem alınması gerektiğini vurguluyor.

Geçtiğimiz hafta yalnızca 'üçüncü sayfa'da kalmayan, gazetelerin birinci sayfasına geçen bir cinayet haberi vardı. Her gün rastladığımız haberlerden farkı, maktul ile sanığın yaş"ıydı. Çünkü ölen bir aylık bebekti, öldüren ise 4 buçuk yaşında bir çocuk... Olay İstanbul'da, Üsküdar Yavuztürk Mahallesi'nde meydana geldi. 4 buçuk yaşındaki C.A. tek başına komşusunun açık bıraktığı kapıdan girerek beşikte uyuyan bebeğin yanına gitti. Elindeki tahta parçasıyla bebeğin başına vuran C.A. daha sonra minik bebeği beşikten çekip yere düşürdü. Bebeğin çığlıklarıyla odaya koşan minik bebeğin babası Sabahattin Özcanoğlu, elinde tahta parçasıyla duran C.A.'yla karşılaştı. Özcanoğul, kanlar içinde yatan bebeğini hastaneye götürdü ancak tüm müdahalelere rağmen başında darp izleri bulunan bebek yaşamını yitirdi. İkinci olay geçtiğimiz hafta sonu meydana geldi. Gazetelere "Çocukça oyun cinayetle sona erdi" başlığıyla yansıyan olayda, 7 yaşındaki C.Ö., taso oyunu yüzünden tartıştığı 9 yaşındaki arkadaşını meyve bıçağıyla öldürdü. İzmir Karşıyaka'da meydana gelen olay şöyle gelişti: Taso yüzünden tartışmaya başlayan C.Ö.'ye V.T. yumruk attı. Yediği yumruk yüzünden ağlayarak eve giden ve meyve bıçağını alarak dışarıya çıkan C.Ö. onu göğsünden bıçaklayıp kaçtı. Hastaneye kaldırılan V.T. yolda yaşamını yitirdi. Son olarak Edremit'te 80'lik nineyi toplarını kestiği gerekçesiyle öldüren 13 ve 15 yaşlarındaki arkadaş yakalanarak gözaltına alındı. Ancak bu cinayetlerden özellikle ikisi, cinayeti işleyen çocukların yaşlarından dolayı herkesi dehşete düşürdü. Biri 4 buçuk, diğeri ise 7 yaşındaydı ve kanunlar gereği cezalandırılmaları da mümkün değildi. Arka arkaya meydana gelen bu iki olaydan sonra cinayeti işleyen bu iki çocuk ailelerine teslim edildi. Avukat Ali Rıza Dizdar, 11 yaşından küçük olan bu çocukların Çocuk Yargılamaları Muhakemesi Kanunu çerçevesinde yargılanamayacağını belirterek, psikolog gözetimine alınması gerektiği açıklamasında bulundu.

HEMEN BİR DOKTORA GÖTÜRÜN
Geçtiğimiz hafta içinde çocuklar arasında işlenen cinayetleri her zamankilerden ayıran dikkat çekici bir özellik bulunuyor. Cinayeti işleyen çocuklar ne sokak çocuğu ne de kapkaç çetesi üyesi... Aileleriyle yaşıyor, okula gidiyor ve normal bir çocukluk geçiriyorlar. Peki bu çocuklar neden arkadaşlarını öldürüyor? Uzmanlar, iki olayın buz dağının görünen yüzü olduğunu, eğer önlem alınmazsa cinayet vakalarında büyük artış olacağını söylüyor; suçu direkt olarak medyada bulmanın doğru olmadığını, genetik faktörlerin de bu olaylarda rol oynayabileceğini savunuyorlar. Olayların pek çok bileşeni olduğunu savunan bilim adamları, çarpık kentleşmenin bu olayları tetiklediğini ve maalesef artış göstereceğini belirtiyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nahit Motavallı Mukaddes, şiddete eğilimli çocukların anne ve babaları tarafından ciddiye alınmadığını; 15 yaşında, iş işten geçtikten sonra kendilerine getirildiğini anlatıyor: "Bu çocuklar genetik olarak şiddete eğilimli. Çevresel faktörlerle de birleşince sonuç ortada... İlk şiddet eyleminde çocuk mutlaka bir uzmana muayene ettirilmeli. Türkiye'de bu tarz sorunlu çocukların gidebilecekleri yeterli hastane bulunmadığı da bir gerçek. Üniversite hastanelerinde altı ay sonrasına randevu verilebiliyor. Eğer bu çocuklar ilk şiddet eylemlerinde bize getirilseydi cinayetler olmayacaktı."

ŞİDDET GÖREN ŞİDDET UYGULAR
Marmara Üniversitesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü psikiyatristlerinden Doç. Dr. Sennur Zaimoğlu, 6-7 yaşından küçük çocukların, ölümü, oyunlarındaki gibi geriye dönüşlü bir süreç olarak algıladıklarını söylüyor. Zaimoğlu'na göre çocuk, kendisine şiddet uygulandığında aynısını taklit ediyor. Bunun önlenebilmesi için neler yapmak gerekiyor? İlk olarak, çocukların şiddete direkt ya da dolaylı olarak maruz kalmamaları gerekiyor. Dolaylı şiddete maruz kalmanın çocukta bazen daha yıkıcı etkiler bırakabildiğini söyleyen Zaimoğlu, "Çocukların testlerinden birinde 'Elimden gelse...' diye başlayan bir cümle vardır. Çocuklar bu cümleyi savaşları durdurum ya da fakir olanlara yardım ederdim ya da ölümü yok ederdim diye doldurur. Yani aslında çocuklar bizim algılayabildiğimizden çok daha fazla etkileniyor ve yaşananlarla, masum dünyaları sürekli yıkılıyor" diyor. Bu olayların artarak devam edeceğini vurgulayan Zaimoğlu, medya, ruh sağlığı çalışanları, yerel yönetimler ve üniversitelerin işbirliği ile acilen ortak projeler geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor.

TELEVİZYONA DİKKAT
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi pedagoglarından Prof. Dr. Ümran Korkmazlar ise genetik özelliklerden çok çocukların çevresel faktörlerden etkilendiği görüşünde: "Televizyon izleme ve savaş kavramı ile ilgili bir çalışmamızda, çocukların günde 4 buçuk saat ekran karşısında olduğunu ve yüzde 90'ının televizyonu bilgi kaynağı olarak gösterdiklerini belirlemiştik. Basit bir hesapla sıradan bir bireyin 18 yaşa kadar 18 bin saatini televizyon karşısında geçirdiği anlaşılır. Tabii buna internet, bilgisayar oyunlarıyla geçen süre eklenirse ne kadar önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Özellikle televizyon ile şiddet, evlerin içine giriyor, günlük yaşamın bir parçası haline geliyor ve riskli ailelerde şiddet kendilerine yöneliyor." Bu durumun sadece bize özgü bir sorun olmadığını söyleyen Korkmazlar, California Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, televizyon programlarının yüzde 57'sinin şiddet içerdiği ve izleyiciler üzerinde zararlı, antisosyal davranışlara yol açtığının ortaya çıktığını vurguluyor: "Değişen, gelişen dünyaya ayak uydurmada ve sorunlarla baş etmede en önemli stratejinin eğitim, yaklaşım biçiminin de sevgi olduğunu düşünüyorum. Restoranda yemek seçimi yaparken midemizi düşündüğümüz kadar çocuklarımız için televizyon programı ve bilgisayar oyunu seçimine de özen göstermeliyiz. Bu bile yeter..."

Aynur Erdem

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Firavunların dev hazineleri
 Şarap eşliğinde hediye seçimi
 "Yazbukey" adını çok duyacaksınız
 Bir kase süte sığan sağlık
 Dışarı Çıkmadan Önce
 Eviniz için aradığınız her şey bu dükkanda
 Müşterileri onlara çok güveniyor
 İnternetteki ışık elçileri
 Yeni Mekanlar Denemek İsteyenlere
 Bu 'Aralık'tan herkes geçer
 Ustaların tabloları ilk kez İstanbul'da
 56 yaşındaki mucize anne
 Ustalarla aynı sahneyi paylaşıyor
 Sushi ile gelen güzellik
 Sinop'u dünyaya kotrayla tanıttı
 Vitaminini bilin ona göre seçin
 Travmalara yogayla terapi
 Bu takvimin yıldızları hayvanlar
 Hişşşt! Kürekler Konuşuyor
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Kadınlar sadece çocukları eğitmek için...
FİLİZ AKIN
Yeşilçam filmleri hiç eskimeyecek
Televizyon yokken en...
KENAN ONUK
Mozart ve Fazıl Say
Mozart 19. yüzyılın, en çok ilgi...
ŞAFAK KARAMAN
Nihayet
Müzik marketlere uğradığımda yeni çıkan albümler...
Her giden mutlaka şarapla dönüyor
Bulgarlar'ın şarapları hem çok ucuz hem de çok kaliteli. Özellikle kırmızı...
128 yıllık tarihi kilise eğlence merkezi oldu
Beyoğlu'ndaki Surp Asdvazazin Kilisesi'nin bir bölümü şimdi eğlence sektörüne...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.